English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Ama benim için

Ama benim için Çeviri İspanyolca

7,121 parallel translation
Ama benim için ona bir mesaj iletebilirsin.
Pero puedes entregarle un mensaje mío.
Ailem olmayabilirsiniz ama benim için o kadar önemlisiniz.
Pueden no ser familia, pero para mí son igual de importantes.
Sana göre sadece ucuz bir toka olabilir, ama benim için çok kıymetli.
Puede que para ti sólo sea un prendedor de pelo barato... pero es realmente valioso para mí.
Uzak dururdum ama benim için geldin.
Me hubiera alejado, pero viniste por mí.
Kusura bakma ama benim için gitme vakti geldiğinde yalnız gitmem gerekecek.
Lo siento, pero cuando llegue el momento de que me vaya, tengo que irme solo.
Ama benim için de büyük bir iş.
Esto es grande, cariño. No, es algo grande para mí también.
Berbat olduğunu biliyorum ama benim için büyük bir şey.
- Sé que es una mierda, pero esto es muy importante para mí.
Ama benim için bu riski almaya değerdi.
Pero para mí, merecía la pena.
Yüze vurulmuş bir tokat gibiydi ama benim için sağlığı daha büyük meseleydi.
Me dolió mucho, pero... lo que más importaba era su salud.
"Ruth'un Portresi, koleksiyonumdaki en değerli tablo olmayabilir." "Ama benim için en değerlisiydi." "Çünkü her gün bana sevgili Ruth'umu hatırlatıyordu."
" El Retrato de Ruth no será la pintura más valiosa en mi colección... pero fue la más preciada para mí... porque me recordó a diario a mi amada Ruth.
Ama benim için yapmasaydı sanat olmazdı.
Pero si no fuera por mí, no habría arte.
Bizi Audrey'i geri istediğin için ikiye ayırdın ama bilinçaltında benim de kalmamı istedin.
Nos dividiste porque querías a Audrey de regreso, pero, subconscientemente, también me querías cerca.
Langston Mobilyaları benim için de, ailem için de çok şey demek. Ama sadece bizimle alakalı değil.
Muebles Langston significa todo para mí... para mi familia, pero no es solo sobre nosotros.
Ama risk benim için daha fazla.
Pero el riesgo es mayor para mí.
Ama kutunun içinde benim sığmam için gerekli olan boşluk da vardı.
Pero había suficiente espacio para meterme así que me meti a la caja
Ama bu benim için.
Pero eso sería por mi.
O benim en iyi arkadaşım. Ama senin için anlamı farklı değil mi?
Es mi mejor amiga, pero para ti, es algo más,
Bunu çok söylediğim için üstüme geliyorsunuz ama siz de en az benim kadar söylüyorsunuz.
Ustedes me hacen pasar un mal rato por decirlo mucho, pero lo dicen tanto como yo.
Teklifin için teşekkür ederim ama benim de kendime göre etiğim var Ve de Ortağıma yalan söylemek bu etiğe aykırı.
Agradezco la oferta, pero tengo ética y una de las cosas que no haré es mentirle a mi socia.
Çok kalabalık olduğu için hangisi olduğunu tam olarak belirleyemiyorum. Ama benim gibi biri olduğuna eminim.
Estoy seguro, auqnue hay demasiada gente como para identificarlo.
Bunlar benim için yeni ama yardımcı oluyor, anlarsın.
Todo es nuevo para mí, pero está ayudando, ¿ lo sabes?
Hammond ve May benim Porsche 928'imin biraz duygusuz olduğunu düşünebilir ama çok iyi bir sebepten ötürü benim için hiç de duygusuz değil.
- Sé que Hammond y May piensan que mi 928 es un poco aburrido pero por una muy buena razón, para mí no es aburrido.
Ne yaptığımızı göstermek için senin, benim ve bir mahkumun fotoğrafı lazım ama.
Pero necesito una foto en la que estemos con un preso para mostrar qué hacemos.
Ama o kadın benim röportajımı babamla ilgili iftiralarını büyütmek için kullandı.
Pero esa mujer me entrevistó y lo usó para insultar a papá.
... "ama sen onların izini sürüp, benim için cezalandırabilirsin." diyorlar.
Pero tú, encuentra quien lo ha hecho y castígalo por mí.
Ama önce benim için bir şey yapman gerekiyor.
Pero necesito que hagas algo primero.
O yataktan çıktığında benim ona "Hannibal, nereye gidiyorsun?" demem gerekiyor ama eğer uygunsa bunu'Hiçbir şey için teşekkürler! " ile değiştirmek isterim.
Así que él se baja de la cama... y yo debo decir... 'Hannibal, ¿ adónde vas? '
Onu korumaya çalışmana saygı duyuyor ve takdir ediyorum ama anlarsın ki, benim için durum farklı.
Respeto y admiro que trates de protegerlo pero...
Ama dinle, basına gittiğinde benim için bir düzeltme yapar mısın?
Pero cuando hables con la prensa, hazme el favor de rectificar algo.
Ama bu benim için iyi olmaz.
Pero eso no habla bien de mí.
Benim için bir şey yapmalısın ama.
Pero necesito que hagas algo por mí.
Ama, benim gibi bir adam için doğru kadınla evlendim ve hoşça kal demeye hazır değilim.
Pero me casé con la mujer correcta para un hombre como yo y no estoy listo para despedirme.
Ben aşmak istiyorum, ama yok Elimde olsa benim için dünya demek istiyorum bizim iki küçük nimetler sokmak.
No quiero sobrepasar, pero que significaría el mundo para mí si pudiera meter en nuestras dos pequeñas bendiciones
Sam, O yapmaya çalışıyor ne takdir ediyorum, ama... benim kabus iyileşmek için bu gerekmez.
Sam, aprecio lo Él está tratando de hacer, pero... Yo no necesito esto para sanar mis pesadillas.
Ama politik olarak açıkçası İHA saldırısıyla bir kızı öldürdüğümüz için suçlanmaktansa, 80 kişinin ölümü için El Şebab'ı suçlamak benim işime gelir.
Pero para ser honesta, políticamente, prefiero apuntar a Al-Shabab como asesinos de 80 personas a defender un ataque de nuestras fuerzas que mata a una niña inocente.
Benim için kaybetmek sorun değil, ama bunun bedelini ben ödemeyezdim.
No me importa perder, pero no por retirarme del juego.
Bilmiyorum Julie bunun benim için ne kadar zor olduğunu biliyor mu ama bu gece bunu kutluyorum.
No sé si Julie sabe cuánto me cuesta aceptar eso pero, esta noche, lo celebro.
Hepsi kulağa hoş geliyor... Ama bu işi almalıyım. Benim için çok önemli.
Todo eso suena genial, pero sabes que tengo que conseguir este trabajo, es importante para mí.
Ama şimdi benim için bir şey daha yapman lazım.
Pero ahora, necesito que me hagas algo.
Ama benim yaptığım şey için onları cezalandırmamalısın.
Pero no debes castigarlos a ellos por lo que hice.
Merhaba. Ben Mike'a ulaşmaya çalışıyordum ama cep telefonunu açmadı merak ediyordum da, ona bir mesaj iletir misin benim için?
Hola, estaba tratando de comunicarme con Mike, pero no pude localizarlo en su celular.
Ama, eğer benim çalışmalarımın yarısını bilmiş olsaydınız bunların benim için yeni şeyler olmadığını anlardınız.
Pero si usted conoce la mitad de mi trabajo como parece, entonces sabe que esto no es realmente nuevo para mí.
O somurtuşu gülümsemeye çevirmek için elimden geleni yapıyorum. Ama aklın benim dahiyane sözlerimde değil.
Me esfuerzo por cambiar ese ceño fruncido, pero tu mente no está concentrada en mis historias.
Ama Bay Diehl benim için saklayacağını söyledi.
Pero el señor Diehl dijo que me la guardaría.
Benim için iyi olmadı ama iyi fikirdi Tommy.
Dolió un poco, pero bien hecho, Tommy.
- Ama benim için önemli.
- ¡ A mí sí!
Senin için olmayabilir ama o benim tek kız kardeşim ve onu hiç ziyaret etmiyoruz.
Será para ti, pero es mi única hermana y nunca vamos a visitarla.
Ama, dostum sen benim için tam bir bilmecesin.
Pero usted, amigo, es un acertijo para mí.
Benim görmemi istemiyor ama beyaz bahçe çitleri onun için pranga gibi.
No quiere que me dé cuenta pero jugar a la casita es una carga para él.
Şöyle gibi birşey, burda olmaktan acayip mutluyum ama annemler neden borç altına girdi ki... benim gibi 18 yaşında biri için?
Agradezco estar aquí pero, ¿ acaso mis padres se endeudaron para que yo venga a escuchar a esa idiota de 18 años?
Stavros beni arka planda tutmak istedi... ama ben de ortak olmak için ısrar ettim... Çünkü oyunda benim de olduğumu bilmesini istiyorum.
Stavros va a poner mi parte, pero yo insistí en responder con mis bienes, porque quiero que sepa que yo también me arriesgo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]