English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ A ] / Ama benim için değil

Ama benim için değil Çeviri İspanyolca

879 parallel translation
Senin için olabilir, ama benim için değil.
" Quizá para ti, para mí no.
Senin için olabilir, ama benim için değil.
Quizás para ti. Para mí no.
Bu üçüncü gelişim, ama benim için değil, Lieberman için.
No estoy repitiendo. Es para el profesor.
Senin için belki, ama benim için değil.
Quizás para ti, pero no para mí.
Başkaları için iyi olabilirsin ama benim için değil.
Sería el primero, si no fuese por mi.
Ama benim için değil.
Pues a mí, no.
Evet ama benim için değil.
Seguro que sí, pero no a por mí.
Belki, ama benim için değil.
Vale al menos 100. Tal vez, pero no para mí.
Ama bu benim için biraz fazla sert bir ceza değil mi?
Pero, ¿ no es éste demasiado castigo para mí?
Benim için hala bir yabancısınız, ama bu önemli değil.
Sigue siendo un extraño para mí, pero no importa.
Pek benim tipim degil ama, sizin icin bir timsahla bile sevisirim.
Bueno, no es mi tipo, pero por usted, me acostaría hasta con un cocodrilo.
Benim için endişelenmeyin. Ama örgünle meşgul olacaksın, değil mi?
Estará ocupada con su alfombrilla, ¿ verdad?
Sadece benim için değil ama bu da Avrupa'nın en büyük hikayesi.
No sólo por mi bien ésta es la mayor noticia de Europa.
Ama benim için öyle değil.
Pero no lo es. No para mí.
İpeksi hükümdarlar, emimin çok güzelsiniz... ama benim için kalmak söz konusu değil.
Reinas de la seda, no dudo de vuestra hermosura, pero no.
Onu düşündüğümden değil, ama bu benim için daha iyi. Ya ben?
No es que me preocupe, pero estaré mejor así.
İlk sürüyü getirmek için yırtındım. Şimdi kasaba... hayvanla dolu ama hiçbiri benim değil.
La ciudad está llena de ganado... y ninguna cabeza es mía.
- Ama benim için geçerli değil bu.
¡ Pero yo sí!
Sizleri unuttuğum için kusura bakmayın ama benim zamanımda kadınlarımız evleri onurlandırırdı, ofisleri değil.
Perdón por omitirlas, pero en mis días el sexo bello adornaba el hogar, no la oficina
Ama senin için iyi bir şey değil, benim için de öyle.
Pero esto no te conviene, y, ciertamente, a mí tampoco.
Benim için mafya demeniz ilginç, ama doğru değil.
Gángster, aplicado a mí, es más pintoresco que acertado.
Bu benim için hiç sorun değil ama bu konuda yanlış anlaşılmalara izin vermeyelim.
Yo no me ofendo, pero no me sigan muy de cerca.
Ama şu an benim için tehlikeyi düşünecek zaman değil çünkü bugün düğün günüm.
Pero no es momento para pensar en peligros. Hoy es el día de mi boda.
Benim için değil ama Lucia o çok genç.
Y no lo digo por mí. Estoy pensando en Lucía. Es tan joven.
Evet öyle, ama benim için önemli değil.
Claro que sí, pero no me importa.
Ağlıyorsun, ama asla benim için değil.
Usted llora, pero nunca conmigo.
Ama artık benim için değil.
Pero ya no es para mí.
Ama benim için, onun sevdiği adamı almak mümkün değil ki.
Jamás podría robarle a mi hermana el hombre que la ama.
- Ama benim için değil gibi?
- Pero, ¿ no por mí?
Beni doğurduğu için ona minnettarım. Ama doğmuş olmam benim suçum değil.
Le estoy muy agradecida por haberme dado la vida, pero en eso los hijos no tenemos responsabilidad alguna.
Bir uçağa benim adımı koymak istediğiniz için değil ama bunu yapmanızı istemediğimi fark ettiğim için.
No solamente porque hayan bautizado un avión con mi nombre... sino porque hoy, he comprendido que no lo quería.
Ama istediğim şey seni vurmak değil. Benim için yeniden çalışmanı istiyorum.
- Quiero que trabajes conmigo.
Benim için bir zevk olurdu ama söylediğim bu değil.
Me siento demasiado bien para pelearme.
Steve için değil belki ama benim için numara yapıyor da olabilir.
Fingiría por mí. No por Steve.
Bazılarına öyle gelebilir ama benim için öyle değil.
Puede parecer que sí... pero no es verdadero amor.
Senin için sorun değil, ama benim için. Vakit geçer.
Bien para ti, ya sabes, pero a mi me ayuda a pasar el tiempo.
Benim için sorun değil ama ihtiyara da sorun.
A mí no me importa, pero pregúntele al viejo.
Tatlım, benim için öndemli değil ama Yeni bir Tennessee Williams oyunu için rol dağıtımı başlıyor.
Siento interrumpirte pero va a haber un casting para una obra de Tennessee Williams.
Benim için sorun değil. Ama lafını esirgemeyen biriyim ve açık konuşmak niyetindeyim.
Por mi parte está bien pero yo no tengo pelos en la lengua y hablaré sin rodeos.
Ortamı benim için ayarlamaya çalıştığının farkındayım, ama... ne yapayım korkmuyorum işte, elimde değil.
Ya sé que intentas crear un ambiente para mí, pero... bueno, me sentiría frustrada, esto es todo.
Ama benim için o bir kadın değil, bir düşünce.
Pero, para mí, no es una mujer, es una idea.
- Biraz ama benim için sorun değil.
- Un poco. Pero no importa, señor.
Bence yaşlı kadınlar için harika ama anlarsınız ya, benim için pek değil.
Creo que son divinos para mujeres de más edad pero no para mí, ya me entiende. - Desde luego.
Üzgünüm, Bay Medina, ama sözleriniz, benim için yeterli değil.
Lo siento, don Medina, pero su palabra no es suficiente.
Ama benim için bir gerçek değil bu.
Para mí no es real, ni lo más mínimo.
Gleason ve Smith'in ölümü için beni suçladınız ama, işte bu, onların benim sabırsızlığımın değil, kasıtlı bir sabotajın kurbanları olduğunu kanıtlandı.
Usted me culpó por la muerte de Gleason y de Smith, pero aquí está la prueba de que ellos fueron victimas, no de mi impaciencia, sino de un sabotaje deliberado.
- Ama bu hiç de zahmet değil benim için.
- No es ninguna molestia.
- Ama sadece güzel görünüş benim için yeterli değil.
Pero la mera apostura no me alcanza.
Ama konfor benim için önemli değil.
Pero no puedo pensar en comodidad.
Ama bunların hiç biri benim için önemli değil, efendim.
Pero nada es más importante para mí, señor.
Ama bu benim için önemli değil.
Pero eso realmente no me importará.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]