Başa Çeviri İspanyolca
14,413 parallel translation
İzlemek. Bende bununla başa çıkayım, anlıyor musun?
Observa. ¿ Déjamelo a mi, sabes?
Bu kaydı istediğin kadar başa sarıp izle ve gerçeğin bu olduğunu anla, tamam mı?
Y puedes mirar esto tantas veces como lo necesites. Hasta que aceptes que esa es la verdad, ¿ sí?
Todd Carty ile başa başsın.
Vas a la par de Todd Carty.
Onlar bununla başa çıkacak.
A eso se enfrentan.
İkimizle başa çıkabildi.
No nos coordinamos bien.
Her ne olacaksa başa çıkacağım.
Sea lo que sea lidiaré con eso.
Başa baş giden çekişmenin ardından ABD adına yarışan müthiş atlet Jesse Owens Luz Long'la karşılaşacak.
Luego de una reñida ronda clasificatoria el gran atleta Jesse Owens, de EE. UU., se enfrenta a Luz Long.
Başa çıkamayacağını düşünüyorsan
Si te sientes incapaz de sobrellevarlo,
Çok içtiğin zamanlarda hiç sondan başa doğru bir yol izledin mi?
¿ Alguna vez ha tratado de volver atras, cuando comenzaste a beber mucho?
Bununla başa çıkmak çok zor ama size şunu söyleyebilirim.
Es mucho que soportar, pero puedo decirle algo.
Ama son paragrafı en başa taşıman gerek.
Pero sólo tienes que mover el último párrafo al principio.
Başa çıkamıyorum.
No puedo manejarlo.
Başa çıkamıyorum.
Y no puedo, no puedo manejarlo.
Tabii ki tüm konsey sizi karşılayacak, efendim ancak Semira biraz baş başa konuşmak istiyor.
Todo el consejo lo recibirá... pero Semira le pide unos momentos.
Böyle bir şeyle nasıl başa çıkıyorsun?
¿ Cómo diablos peleas con algo así?
Ama sen de başa belasın dostum.
Pero tú eres un dolor en el culo, hombre.
Evet, Gabby'ye biraz baş başa zaman geçireceğimize söz verdim ama son randevumuzda onu beklettim, bu da onun telafisi işte.
Sí, le he prometido a Gabby tiempo a solas y la planté en la última cita, así que esta es para compensarla.
Başa çıkma yolu.
Su manera de lidiar con ello.
Uğrayıp komşularıma bir hoş geldiniz diyecektim ama babam başa çıkılması zor biri.
Quería darles la bienvenida al vecindario... pero mi padre no ha sido de ayuda.
Bazen hayat adil olmaz ama bize nasıl başa çıkılacağını bildiğimiz kartlar dağıtılıyor.
A veces la vida no es justa, pero... Nos reparten las cartas que podemos manejar.
Başa çıkabileceğini düşünüyor musun?
¿ Crees que puedes hacerlo?
Hafif nakliyeden başka bir şey değil ve başa çıkamayacağımız bir şey de değil, gova gut.
No es nada más que un transporte ligero nada que no podamos manejar, gova gut.
En azından yarım saat onunla takılsan ben de iki saniyede bir annesi kapıyı çalmadan Sandy ile baş başa kalsam?
¿ Puedes quedarte con ella media hora así puedo estar a solas con Sandy sin que su madre toque la puerta cada 20 segundos?
Evet, bu sert oldu ve emeklemeyi gerektiriyor ileri ve geri gitmeyi sonra başa sar, evet, kesinlikle.
Sí, lo es y hay que dar muchos pasos pequeños e ir hacia adelante y hacia atrás, comenzar de nuevo, sí, sin duda.
Başa çıkmamız gereken şeyleri görüyor musun?
¿ Ves el tipo de cosas al que nos tenemos que enfrentar?
Siz ikiniz yaşlı bir adamla başa çıkamadınız.
Ustedes dos ni siquiera pudieron encargarse de un viejo.
Onunla başa çıkabileceğimi sanmıyorum.
No creo que pueda tratar con ella.
Onunla başa çıkamayız.
No podemos tratar con ella.
Babam, benim başa geçmemi isterdi.
Mi padre me hubiera elegido para gobernar.
Sör Gregor hepsiyle başa çıkamaz.
Ser Gregor no puede enfrentarlos a todos.
Nerede olacağımı bilerek yeniden en başa dönsem umarım yine doğru olanı seçerdim.
Si tuviera que volver a hacerlo todo sabiendo en dónde terminaría, juro que volvería a tomar la decisión correcta.
Kıçında başa bir lanet silah mı var?
¿ Tiene otra pistola en el culo?
Bütün gün kendinle baş başa kal.
Solo... siéntate dentro de tu cabeza todo el día.
Bununla nasıl başa çıktın?
¿ Cómo lo lleva?
Ağlamalarınla kim başa çıktı?
¿ Quién te consolaba?
Yeni tehditlerle başa çıkabilen silahlar.
Armas para enfrentar estas nuevas amenazas.
- Başa çıkabilirim.
- Puedo manejarlo.
Bununla kolayca başa çıkabiliriz.
Podríamos superar eso fácilmente.
Onunla başa çıkmayı bilirim.
Sé cómo lidiar con ellos.
Bay Church bir kitap başından sonuna kadar okunmalıdır derdi. Ama onu anlamanın en iyi yolunun sondan başa doğru okumak olduğunu söylerdi.
El Sr. Church una vez dijo que un libro debe leerse de principio a fin pero se comprende mejor de fin a principio.
Nasıl başa çıktığını bilmek istiyorum ayrılıkla.
Quiero ver cómo lo haces... para irte.
Baş başa mı görüştünüz?
¿ Y la viste solo?
Seninle başa çıkabilirim.
Vete a la mierda, Si. Puedo mantener tu ritmo.
Görüş yeteneği olasılıklara göre değişir bu sayede olası en yakın geleceği görebilir.
Su visión se basa en probabilidades... así predice el futuro inmediato más probable.
Sadakat, Gece Nöbeti'nin üzerine kurulduğu temeldir.
La lealtad es el cimiento en el que se basa esta Guardia de la Noche.
Sizden Başkan Kennedy'nin sivil haklar yasasını onamanızı istiyorum. Böylece bu ülkedeki ırk ve renge dayalı tüm ayrımcılıkları ortadan kaldırabileceğiz.
Los convoco a aprobar la Ley de Derechos Civiles del presidente Kennedy para poder eliminar de esta nación cualquier rastro de discriminación que se basa en la raza o color.
İnsanlara karşı abartılı şüphelerin eski, çok eski bir korku yüzünden. Bundan kurtulmalısın.
Esa apabullante desconfianza que tienes hacia los demás... se basa en antiguos, viejos miedos, y puedes abandonarlos ahora.
Onu biraz kurnazca yönlendirmek gerekiyor... çünkü Owen, hemen her şeyi Disney'den öğreniyor. Ve bildiğiniz gibi Disney de, her filmin final sahnesindeki öpüşmeden öte bir şey içermiyor... düz öpüşme, dil filan yok.
Es un poco difícil ver ese tema... porque Owen se basa más que nada en Disney... y Disney, más allá del beso final en todas las películas... es sólo un beso, sin lengua.
Evet ama kimse basa geçtikten sonra madenlere neler olacagini düsünmedi.
Que no pensó mucho qué pasaría con las minas cuando gobernara.
Hammer'ın yaptığı bir prototipe dayanıyor.
Se basa en un prototipo de Hammer.
Bunun dayanağı nedir?
¿ En qué se basa esto?
başarısız 35
başarılar 28
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardın 415
başardı 180
başaracaksın 136
başarılar 28
başarılı 32
başarı 43
başarabilirsin 108
başardık 725
başardım 366
başardın 415
başardı 180
başaracaksın 136
başaramadım 52
başaracağız 144
basanti 16
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadın 18
başaramadık 18
başaramayacaksın 18
başarısız oldum 33
başaracağız 144
basanti 16
başarabiliriz 43
başaracağım 55
başarabilirim 18
başaramadın 18
başaramadık 18
başaramayacaksın 18
başarısız oldum 33