English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ B ] / Başka bir gün

Başka bir gün Çeviri İspanyolca

1,691 parallel translation
Tuz madenlerinde başka bir gün.
Vuelta al yugo.
Argo konusuyla başka bir gün ilgileniriz.
Mire, vamos a volver a Jerga 101 otro día. Ding-ding.
İşte çok tehlikeli başka bir gün.
Es un día ampliamente peligroso en la oficina.
J.J. başka bir gün gelmek zorunda kalacak, Lorenzo.
Sí, bueno, J.J. va a tener que posponer eso, Lorenzo.
Sadece şunu biliyorum, ne olursa olsun, yarın başka bir gün, başka bir fırsat, başka bir şans.
Sólo sé que, pase lo que pase, mañana... será otro día, otra oportunidad, otra posibilidad.
Yarın başka bir gün, başka bir fırsat başka bir şans olacak Amerikan rüyasını yaşamak için.
Mañana será otro día, otra oportunidad, otra posibilidad de ir a por el sueño americano.
Başka bir gün
Otro día.
Partiye başka bir gün devam ederiz.
Jugamos como marionetas el otro día.
Başka bir gün.
Otro día.
Ordudaki başka bir gün işte. Gidip bir şeyler atıştır ve elbiselerini değiştir.
Hueles a petróleo crudo.
- Ama başka bir gün öderiz.
- Qué bien. - Pero nos queda un día.
Başka bir gün parmaklarımı çıtlatıyordum, çocuk kendini kanepenin altına attı.
¡ Cada vez que me sueno los dedos se lanza debajo del sofá!
Hey, dinleyin. Benson'a başka bir gün gideriz.
Escuchen... vamos a ir a la granja otro día.
Jack Gramn'in hayatında başka bir gün.
Es sólo otro día más, en la vida de Jack Gramm.
Başka bir gün kazanırız.
- Ganar no depende de nosotros.
Başka bir gün mücadele edebilmek için yaşardım.
Viviría para luchar otro día.
Sonra Perşembe oldu... Herhangi başka bir gün de olabilirdi ama olmadı ;
Luego el jueves... podría haber sido cualquier día, pero no lo era ;
Başka bir gün bıçak Mike'nin elinde ben de yerde yatıyor olabileceğimi düşündüm.
Pero creo que en alguna otra noche, hubiera sido Mike con el cuchillo y yo en el campo.
Başka bir gün için daha Tanrı'yla oyun oynuyorum.
Otro días más jugando a ser Dios.
Kaçınılmazın geciktirildiği başka bir gün.
Retrasaron Io inevitable un día más.
Bu işi başka bir gün bitireceğiz.
Y ese día, tú y yo terminaremos esto.
New York'lu dostlarımızı korumamız gereken başka bir gün daha.
Otro día más intentando proteger a los ciudadanos neoyorquinos.
İşte bir başka gün.
Simplemente otro día en la oficina.
O gün yapmam gereken başka bir şey daha var.
Puedo sentirlo. Hay algo que tengo que hacer ese día.
Başka bir vücutta bir gün tekrar geri dönecek.
Encontrará otro recipiente y volverá algún día.
- Yarın sen ne yapacaksın? - Lisa, hayır işleri yapmak yerine ucsuz bucaksız Amerikan hukuk bilgilerimi uygulayacağım başka bir sıradan gün. - Yani?
Lisa, es simplemente otro día en que tendré que llevar a cabo mis grandes conocimientos de la jurisprudencia estadounidense en vez de hacer mi trabajo caritativo.
Aileye danışılarak,... doktorlar o gün düşen başka bir yarışçıya döndüler.
Consultando a la familia, los doctores recurrieron a otro corredor que había caído aquel día.
Hayır, yarın başka güzel bir gün olacak ve Dave'in, Bermuda şortlar stüdyosuna gideceğiz.
- Mañana será otro agradable día y Dave acaba de entrar al estudio en pantalones cortos.
Yardımınla, gün sona erdiğinde, suüstü dünyası... ölüm ve katliamdan başka bir şey olmayacak.
Gracias Blackwell, con su ayuda la vida arriba no sera mas que destruccion.
Başka bir gün geleceğini söyledi.
Dijo que vendría otro día.
# Yarın bir başka gün. #
# Pero mañana es otro día. #
Zaten ertesi gün başka bir yere sevk edildi.
De todos modos embarco al dia siguiente.
Onu yakalamanın başka bir yolunu bulacağım, Bu da demek ki onu bulana kadar Seni gün be gün ufak ufak öldüreceğim.
Bueno, tendré que encontrar otro modo de atraerlo lo que significa que tendré que matarte muy de a poco hasta que lo encuentre.
Yani 3 gün boyunca başka bir yerde tutuldu.
Eso significa que fue retenida en algún lugar durante al menos 3 días.
Ben hafızasını kaybetmiş biriyim ve sorun değil.. Çünkü her gün benim için, başka bir macera..
Soy alguien quien tiene amnesia y eso es está bien, porque, todos los días es una aventura.
Bu gün, başka bir fahişeyle üçlü var.
Hoy tengo un trío con otra prostituta.
Bütün gün asık suratlardan başka bir şey görmedik.
He visto nada más que ceño fruncido todo el día.
Her gün içmekten başka bir işin yok.
Bebes todos los días.
En aklı başında davranış aynı bahsi vermek ve jetonlarını korumak. Böylece bir başka gün, yeniden oynayabilirsin.
Lo prudente sería que igualar la apuesta, no subirla, para proteger tus fichas para que puedas jugar otra vez, otro día.
Onu üç gün için Meksika'ya götürüyorum, güneş ve margaritadan başka bir şey olmayacak.
Y la llevaré a México a tomar sol y Margaritas.
Başka bir parlak, kızıl gün
Otro día rojo brillante
Bir başka gün boyunca.
Durante un día más.
Seni her gün başka bir şapkayla görüyorum.
¿ Sí? Todos los días te veo con un sombrero distinto.
Ama bir gün gazeteye bakacak ya da televizyonu açacaksınız ve benim ya da başka bir Zindan Efendisi'nin gerçekten harika bir şey yaptığını göreceksiniz.
y verán que yo, o algún otro jugador de rol al que han acosado, ha hecho algo realmente espectacular.
Umarım bir gün biri sana tam 20 dakika sarılmak ister başka şey yapmadan.
Espero que algún día alguien quiera abrazarte durante 20 minutos sin hacer nada más.
Bir gün sen de aşkı bulacaksın, Ve o zaman her şey başka olacak.
Sabes, algún... bueno, algún día hallarás el amor y luego... entonces todo sería diferente.
Bu gün başka herhangi bir isimden farklı değil.
Hoy es un nombre cualquiera.
Başka bir gün hesaplaşırsınız.
¿ De acuerdo?
Bir gün eve gelip onu başka biriyle yatakta yakaladı, banyoya koştu ve intihar etmeye çalıştı. En ufak birşey onu tetikliyordu.
Ella regresa un día a casa y lo encuentra en la cama con otro hombre, corre al baño e intenta suicidarse.
Seni öldüremezler, ama beraberce, seni her gün bir hayattan başka bir hayata sürükleyecek güce sahipler.
No pueden matarte, pero juntos, tienen el poder para trasladarte de una vida a la otra todos los días.
Bir gün, annemin yatak odasının yanından geçiyordum. Delikten içeri baktığımda onun başka bir adamın altında olduğunu gördüm.
Un día, caminaba por la habitación de mi madre y miré a través de la cerradura y la vi debajo de un tipo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]