Başka bir şey yok Çeviri İspanyolca
2,980 parallel translation
Söylenecek başka bir şey yok.
No hay nada más que decir.
İçerde Dr. Pepper'dan başka bir şey yok, değil mi?
No hay nada más que Dr. Pepper, ¿ verdad?
Bebek ve Barry'den başka bir şey yok.
Nada más que un montón de bebés y Barrys.
Minibüsten başka bir şey yok.
No, no hay nada excepto la furgoneta.
Hatırladığın başka bir şey yok mu?
¿ Hay algo más que recuerdes?
Yani başka bir şey yok, öyle mi?
Así que no hay otra, ¿ no?
Başka bir şey yok mu?
¿ Hay algo más?
Burada menekşelerden başka bir şey yok.
Sólo hay margaritas por aquí.
Yani at dışında dikkat etmemiz gereken dört bacaklı başka bir şey yok.
¿ Tienen animales, aparte de los caballos, de los que cuidarnos?
Başka bir şey yok baba.
Nada más que eso, papá.
Sadece su, başka bir şey yok burada.
Es solo agua. Ahí no hay nada.
Başka bir şey yok!
¡ No hay más!
Senin için yapabileceğimiz başka bir şey yok, hoşça kal.
En fin, no tenemos nada más para ti. Adiós.
Yapacak başka bir şey yok.
No hay nada más que hacer.
Bir anlamı yok. Başka bir şey yok.
No significa nada más que eso.
Bu yaşımda, buzdolabımda dört dolar ve bir listeden başka bir şey yok.
Se fue tan lejos como para zhrachki El refrigerador no en cuenta los cuatro dólares de los EE.UU.
- Başka bir şey yok.
Eso es todo.
Yapabileceğim başka bir şey yok.
... No hay nada más que pueda hacer.
Korkarım elimizdekiler bunlar, başka bir şey yok.
Me temo que esto es todo lo que tenemos, esto es todo lo que hay.
Dışarda lanet yokluktan başka bir şey yok artık, tamam mı?
Ya no queda una jodida cosa para nosotros alla afuera.
Önemli değil, içeride boş bir dolaptan başka bir şey yok.
No es que importe. No hay nada adentro excepto un armario vacío. ¿ Lo ve?
Korkarım senin için yapabileceğim başka bir şey yok.
Me temo que no hay más nada que pueda hacer por ti. - Pero puedes acudir a tu segunda opción.
Başka bir şey yok.
Nada más.
- Başka bir şey yok mu?
¿ Nada más?
80 ya da 90 kilometre boyunca hiçbir istikamette başka bir şey yok.
No hay nada más ahí en 80 o 90 kilómetros en ninguna dirección.
O zaman konuşacak başka bir şey yok.
Entonces no tenemos nada más de qué hablar.
Başka bir şey yok.
No tengo nada.
Tünellerin içinde adamdan başka bir şey yok ya.
Dentro de estos túneles sólo somos hombres.
Başka bir şey yok.
No hay nada más.
Başka bir şey yok.
No hay nadie dentro.
- İsim ya da başka bir şey yok mu?
- Ningún nombre, ni nada de nada?
Başka bir şey yok mu?
¿ Eso es todo?
Demek oluyor ki dolabında yırtmaçlılar ve kendisinden başka bir şey yok.
Significa que no hay lugar en su clóset para cualquier cosa además de eso y él.
- Yapabileceğimiz başka bir şey yok.
No tenemos un caso propio.
Başka bir şey yok...
No contesta...
Tam bir kurtlar sofrası. Elimizde başka hiçbir şey yok.
No tenemos nada más.
Şu an arabadan başka geri dönecek bir şey yok.
No hay nada a que darle la vuelta además del auto.
- Hiçbir şey. İşçi kurumuna rapor etmekten başka yapabileceğimiz bir şey yok ki bu da hiçbir şey yapmak demek.
Sólo podríamos reportarlo con la comisión laboral lo cual es lo mismo que nada.
Başka bildiğiniz bir şey yok ki.
Pero no conoce ninguna otra manera.
Oturduğun sandalyeden başka dönen bir şey yok, Shiner.
Ninguna silla que gire, Shiner.
- Başka bir şey? - Hayır, yok.
- ¿ Se le ocurre algo?
Bu anayasa petrol şirketleri ve dış faizlerin canım vatanım Wadiya'yı yok etmeleri için bir izin belgesinden başka bir şey değildir!
¡ Esta conerstitución no es más que una licencia para que las compañías petroleras e intereses extranjeros destruyan mi amada Wadiya!
Başka ne yaparlarsa yapsınlar, yapabileceğim çok bir şey yok bu konuda.
Todo lo demás no tiene nada que ver conmigo.
Başka bir şey? Yok mu?
¿ Algo más?
- Yok, yok, başka bir şey yüzünden.
- No, no, en otra cosa.
Haydutluktan başka bildiğin bir şey yok.
Solo eres un matón que no sabe hacer otra cosa.
İçimde pek güzel hisler yok bunun için. Ancak üzerinde çalıştığım işten başka bir şey de düşünemiyorum.
No me parece bien, pero no tengo otro remedio debido a mi situación.
İki kahraman gladyatörü izlemekten başka sevdiğim bir şey yok
Nada me gustaría más que ver a dos heroicos gladiadores...
Bir meksikalı ve bir zenciyi birbirinin kıçını tekmelerken izlemekten başka sevdiğim bir şey yok.
Nada me gusta más que mirar a un latino y un negro sacudirse la mierda el uno con el otro, ¿ sabes?
Aramızda bir sözleşmeden başka hiçbir şey yok.
No hay nada más entre nosotros que un contrato.
Ne yazık ki, kimsenin bu konuda beklemekten başka yapabileceği bir şey yok. Bu davranışın gerçekten takdire şayan ama. Onca yolu Haley'i desteklemek için gelmek...
Desafortunadamente, no creo que haya nada que podamos hacer, pero es amable por tu parte conducir todo el camino para apoyar a Haley.
başka bir şey yok mu 20
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka birini bul 21
başka bir isteğiniz var mı 22
başka bir gün 31
başka biri mi var 22
başka bir şey ister misiniz 24
başka birşey 59
başka biri 45
başka bir şey istemiyorum 16
başka bir şey bilmiyorum 23
başka birini bul 21