Bir tür Çeviri İspanyolca
19,979 parallel translation
Bir tür leprikon bilmecesi olmalı, çünkü bugün gökkuşağı yok.
Debe ser una especie de acertijo de duendes, porque hoy no hay arcoíris.
Bir tür yani, öyle değil mi?
O algo así, ¿ no?
Bir tür üzüm galiba.
Pues algún tipo de baya, supongo.
- Uzay-zamanında bir tür portaldır, - Geçmişteki andan bu - günümüz arasındaki bağ.
Es una especie de portal en el espacio-tiempo,... un vínculo entre momentos del pasado y del presente.
Bu bir tür istila mı?
- ¿ Es algún tipo de invasión?
İzleyiciyi bulup çıkaracak birini bulmamız lazım. Bir tür arka sokak cerrahı gibi.
Tenemos que encontrar a alguien que pueda encontrarlo y extraerlo, una especie de cirujano de callejón.
Bir tür takıntı gibi duruyor.
Se habla de una especie de obsesión.
Bu bir tür yapım takvimi.
Esto es alguna clase de agenda de producción.
Mulder, bir tür kendini sorgulama aşamasından geçtiğini görebiliyorum ama burada insanlar öldürülmüş.
Mulder, puedo ver que estás pasando por una fase de cuestionamiento de algún tipo, pero gente ha muerto aquí.
Bu eski efsanelerde yaratıkların hep belli bir tür aletle yok edilmesi gerekiyor. Gümüş kurşun, ahşap kazık.
En estos viejos cuentos de hadas, el monstruo siempre debe de ser destruido por alguna forma de penetración sea una bala de plata, una estaca de madera.
Kötü bir tür rino virüsü mü?
¿ Una desagradable cepa de rinovirus?
Dollys'le bir tür bağlantısı var... kız arkadaşı da olabilir, daha fazlası da.
Tiene algún tipo de relación con el Dolly's... Quizá una novia o quizá algo más.
Dava sırasında, fazla ilgi çekmeden sorgusuz sualsiz taşınabilen bir tür tahvil ya da senet karşımıza çıktı. Hamiline tahviller gibi.
Tenemos un caso que podría implicar bonos o certificados de algún tipo, algo que podría moverse sin llamar mucho la atención y sin demasiadas preguntas, algo así como bonos al portador.
Bu tahmin ettiğim kadarıyla bir tür haberleşme aracı.
Un dispositivo de comunicación de algún tipo, imagino.
İçimde bir tür monolog yapacakmışsın gibi bir his var ve ben de duymak istemiyorum.
Siento como que vas a empezar un monólogo de algún tipo, y de verdad que no quiero oírlo.
Vulkanların parmak uçlarından çıkan bir tür enerji var.
Y los vulcanos tienen cierta energía que les sale de la punta de los dedos.
Bence Vulkanların da bir tür selamlaması olmalı. "
Los vulcanos también deberían tener su saludo especial ".
Bir tür kaçak.
La cuestión es que se fugó.
Bir tür hayvan mı dedin?
¿ Una especie de animal, dijiste?
- Sence bu da bir tür dil mi?
¿ Piensas que es algún tipo de idioma?
Ben daha çok gecenin geç saatlarinde Arjantinli arkadaslariyla bara gelen... -... bir tür patronum.
Soy más el tipo de dueño que aparece de noche con sus amigos argentinos.
Çok özel bir tür oyun Dolores.
Es un juego muy especial, Dolores.
Ben hariç buradaki herkesin bir tür sikik gündemi var ve...
Parece que todos aquí tienen una agenda oculta menos yo. Y... ¿ Qué?
Muhtemelen bu yolculuğa kendini bana karşı bir tür rakip ve beni bir tehdit olarak gördüğün için çıkmışsındır.
¿ Crees que viniste aquí porque eres mi contrincante, una amenaza para mí?
Seninle görülmek bir tür yüke dönüştü.
Ser visto contigo es una especie de responsabilidad.
- Ne tür bir kuş bu?
¿ Qué clase de pájaro es?
Bu şey ne tür bir yemek olmaya çalışıyor?
¿ Qué clase de comida intenta ser esto?
Ne tür bir askerî birliktesin?
¿ Y qué tropas hay contigo?
- Bu tür bir polis olmak istemiyorum.
Yo no quiero ser este tipo de policía.
Ne tür bir operasyon yönetiyorsun sen burda?
¿ Qué clase de operación estás dirigiendo?
O zamanlar yaptığım şeyleri ne tür bir anne yapardı ki?
¿ Qué tipo de madre hace las cosas que yo hice todo ese tiempo?
Daha önce bahsettim mi bilmiyorum... bu tür şeyleri yapabileceğim bir babam olmadı.
No sé si ya te lo dije pero nunca tuve un padre con quien hacer esto.
Ne tür bir adam 25 yıllık karısını bırakıp 25 yaşındaki bir sekretere gider ki?
¿ Qué clase de hombre deja su esposa después de 25 años para caer en el amor con una secretaria de 25 años?
Bu tür bir hediye kolay kolay unutulmaz.
No se olvida un regalo así.
Cheng, Morgan'ın bu tür uyaranlara çok erken bir yaşta... maruz bırakıldığı kanısındaydı.
Cheng cree que Morgan fue... introducida a este tipo de estímulos... a una edad demasiado temprana.
- Hayır, ne tür bir palyaçosun?
No. ¿ Qué clase de payaso eres?
Bir ara bu tür yöntemler kullanmaya niyetlendiğim doğru.
Sí, por un instante, pensé en usar esos métodos.
Ama siz bu tür yöntemleri kullanmakta bir beis görmüyordunuz belli ki.
Pero usted se sentía muy cómoda con estos métodos.
Ne tür bir iş görüşmesi bu?
¿ Para qué empleo es la entrevista?
Sence bu kadın bu akşam ne tür bir hayvan görmüş olabilir?
Entonces, ¿ tienes alguna idea de qué tipo de animal es el que esta mujer podría haber visto esta noche?
Her yeni tür, bir Kurucu Mutasyon ile başlar.
Cada nueva especie comienza con una Mutación del Fundador.
Ben bu tür bir aşk istemiyorum.
No quiero ese tipo de amor.
Ne tür bir kamp bu? BTMM :
¿ Qué clase de campamento es este?
Ne tür bir harcama?
¿ Qué clase de desembolso?
Ne tür bir dava?
¿ Qué tipo de caso es este?
- Ne tür bir güvenli oda burası?
¿ Qué clase de cuarto seguro es este?
Bu tür bir yolla başa çıkabilir misin?
¿ Puedes manejar ese camino?
Ne tür bir talepti?
¿ La naturaleza de tu petición?
Ne tür bir sürpriz?
¿ Qué tipo de sorpresa?
- Ne tür bir oyun bu?
¿ Qué clase de juego es?
Bu tür bir davanın çoktan sonuçlanmış olmasını beklerdim.
Habría esperado cerrar un caso como este ya.
bir tur daha 25
bir türlü anlayamıyorum 17
türk 29
turkey 23
turner 69
turtle 22
turkish 54
türkiye 77
tura 143
türkçe altyazı 48
bir türlü anlayamıyorum 17
türk 29
turkey 23
turner 69
turtle 22
turkish 54
türkiye 77
tura 143
türkçe altyazı 48
turşu 17
turuncu 19
turist 37
türkler 19
turp gibiyim 17
bir tanem 228
bir tek 20
bir tane 117
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
turuncu 19
turist 37
türkler 19
turp gibiyim 17
bir tanem 228
bir tek 20
bir tane 117
bir tane sana 21
bir tane daha var 71
bir tane daha 473
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane alabilir miyim 32
bir tane yeter 18
bir teklifim var 32
bir tane mi 25
bir tane var 76
bir tane daha alabilir miyim 22
bir tane bile yok 21
bir tane daha ister misin 28
bir tanesi 28
bir tane alabilir miyim 32
bir tane yeter 18
bir teklifim var 32
bir tane mi 25
bir tane var 76
bir tane daha alabilir miyim 22
bir tane bile yok 21