Da ne Çeviri İspanyolca
74,732 parallel translation
Bu da ne demek oluyor?
¿ Qué se supone que eso significa?
O da ne öyle?
¿ Qué rayos es eso?
- O da ne demek oluyor?
¿ Qué cojones significa eso?
- Millet, bu da ne?
- Chicos, ¿ qué hay de esto?
Bu da ne böyle?
¿ Qué carajo es eso?
Siktir! Bu da ne?
¡ Mierda!
İronik olan da ne, biliyor musun?
¿ Y sabes cuál es la ironía?
- "Bir şeyler oluyor" da ne demek?
- ¿ Cómo que me sucede algo?
Fiziki yeterlilik duruşması da ne?
¿ Qué es una audiencia física?
- Fiziki yeterlilik duruşması da ne?
- ¿ Qué es una audiencia física?
Bu adam bana ödeme yaptı 120 papel bu da ne isterse yapabilir anlamına geliyor.
Este... tipo me pagó... 120 dólares... lo que significa que puede... hacer lo que quiera.
Bu da ne demek?
¡ ¿ Qué significa eso? !
- Bu da ne böyle?
Oye, ¿ ahora qué pasa?
O konuda ne kadar yetenekli olduğunu ikimiz de biliyoruz fakat bence benim ne kadar yetenekli olduğumu da biliyoruz sanırım.
Ambos sabemos de lo que eres capaz en ese departamento, pero... Creo que también sabemos de lo que yo soy capaz, así que dime, Ollie, ¿ quién crees que aguantará más tiempo,
Benden daha iyi kaynaklarınız var ve dostumu bulmak için her şeyi yapmam gerek. Karşılığında da ne isterseniz onu yaparım.
Ustedes tienen mejores recursos que yo y tengo que usar todo lo que pueda para encontrarlo, así que haré todo lo que necesiten que haga por ustedes.
O da ne? Sarin gazı. Binlerce insanı öldürecek kadar.
Gas sarín, lo suficiente para matar a miles.
Bayan Aherne, siz ya da Margaret bir şeye ihtiyaç duyarsanız, ne olursa olsun beni gece gündüz arayabilirsiniz.
Y, Sra. Aherne, si usted o Margaret alguna vez necesitan cualquier cosa de mí, lo que sea... pueden llamarme a cualquier hora.
Chuck, bu kaset mahkemede bir işe yaramayacaksa ve kamuoyunda da etki yaratmayacaksa amacı ne?
Chuck, si esa grabación carece de utilidad en un juzgado y no puede hacer que nadie cambie de opinión, ¿ qué sentido tiene?
Ne olduğunu öğrenmemden önceydi ya da sadece kötü biriyim.
Fue antes de que supiese qué pasó.
Seni reddetmeli, ya da kendimden uzaklaştırmalıydım, ama ben ne yaptım, sana daha fazla bağlandım.
Debí haberte rechazado o hacer que me odiases, pero en lugar de eso, te necesitaba.
Ayrıca Savcılığın suistimaliyle ilgili herhangi bir suçlamayı soruşturmanın da Savcılık Merkez Bürosu için ne kadar önemli olduğunun farkındayım.
También sé lo importante que es para la oficina del fiscal general investigar cualquier acusación de mala praxis de un fiscal.
Şimdi, cesedin yakılması her ne kadar dikkat çekici bir yazışma hatası olsa da, resmî otopsi sonuçları ölüm nedeninin yangın olduğunu ispatlıyor.
Aunque la incineración del cadáver de la víctima fue un error administrativo indignante, los resultados oficiales de la autopsia demuestran que el fuego fue la causa de muerte...
Arayacağım ve Sylvia ya da Charles veya herhangi bir Mahoney cevap verecek ve sonra plânının ne kadar aptalca olduğunu göreceğiz.
Voy a llamar y Sylvia o Charles o alguno de los Mahoney lo va a coger y nos vamos a dar cuenta de lo estúpido que es tu plan.
Bence Denver olayın aslını görecek ve Connor ise çoktan ötmüş olabilir. Her iki durumda da hapse gideriz fakat baş edemeyeceğim tek şey Wes'e ne olduğunu bilmemek olur.
De cualquier manera, vamos a la cárcel y lo único que no puedo soportar al respecto es no saber qué le pasó a Wes.
" O da ne?
', dijo Mabel.
"Jimmy, sen ne kadar da tatlısın."
" Jimmy, eres demasiado amable.
Birini ne kadar çok izlersek aslında iddia ettiğimiz kişi olmadığımızı o kadar anlıyoruz.
Uno observa suficiente a alguien y se da cuenta de que, en realidad, no somos quienes decimos ser.
Ya da şarap olarak ne var?
De hecho, ¿ qué vinos tienen?
Tamam da otostop çekmek ne kadar mal olur?
Sí, ¿ pero cuánto costaría que nos llevaran?
Ne kadar iyi sevişiyor olsan da ön kolların ne kadar güzel olsa da eğer bana engel olmaya kalkarsan seni o motorun içine sokarım.
Así que no importa lo bueno que seas en la cama o lo bonitos que sean tus antebrazos, te arrojaré a ese motor si te interpones en mi camino.
Çoğu kişi büyükbaş hayvan yetiştirmek için ne kadar su gerektiğinin farkında değil, yani...
Muchos sitios han cerrado sus puertas por la sequía. La mayoría de gente no se da cuenta de toda el agua necesaria para criar ganado, así que...
- Ne ekersen onu biçersin.
- Obtiene según lo que da.
"Ne zaman bir aksilik çıkacak da her şey sona erecek?"
"¿ Cuándo sucederá algo malo que hará que esto termine?".
Ne kadar da hoş.
Sobre todo ya que no podía estar aquí.
- O kadar da fena değildi. Ne?
- No ha estado tan mal.
Mızrak olmadan da tarihin akışını değiştirmesine mani olan ne?
¿ Qué lo detiene de cambiar la historia aún sin la lanza?
Bu her ne kadar eğlenceli olsa da artık eve dönsem iyi olacak.
Como sea... Esto fue divertido pero debería ir a casa.
Ne kadar muhteşem olsalar da kimsenin senin için yeterli olmayacağı.
Que no importa lo increíble que sean, ninguna será lo suficientemente buena para ti.
Çatıda Vince'in ne isteyeceğini sormuştun.
En el techo, me preguntaste que habría querido Vince.
Büyüdükçe ne kadar da aptallaştın.
En qué mujer tan tonta te has convertido.
Yardım edebileceğim bir şey varsa, ya da her ne olursa, ben buradayım.
Si hay algo en lo que pueda ayudar, o lo que sea, sabes que estoy aquí.
Tamam da, sen ne istiyorsun?
Bueno, ¿ pero qué quieres tú?
Bu da hiç sorun değil çünkü John'la sen yokken bir şey oldu. - Ne?
Lo que está bien porque algo ha pasado mientras tú y John estaban fuera.
Bu ne demek bilmiyorum ama Prometheus, SSB ya da başka biri senin Warner ve ekibini durdurmana engel oluyorsa, adalet tecelli etmiyor demektir.
Bueno, no sé lo que significa, pero lo que sé es que si dejas que Prometheus, la Unidad Anticrimen o alguien más evite que detengas a Warner y sus colegas, entonces no se está haciendo justicia.
Ne kadar da fedakarsın.
Qué desinteresado de tu parte.
Hayat ne kadar da narin, değil mi?
La vida es algo muy frágil, ¿ no?
Bunun ne olduğunu ya da sizi neyin beklediğini bilmiş olsan Kovar'a hayatını bağışlaması için yalvarırdın.
Si supieras lo que está por venir, suplicarías a Kovar que se apiadara de ti.
- Taiana dedi ki çekiç her ne kadar camı parçalasa da çeliği kuvvetlendirir.
Taiana me dijo que el mismo martillo que rompe el cristal puede forjar el acero.
Size ne diyorsam onlara da aynısını derdim.
A ellos les diría lo mismo que le estoy diciendo a usted.
Kapıda durup avazımız çıktığı kadar bağırmak haricinde ne seçeneğimiz var bilmiyorum.
Aparte de quedarnos junto a la puerta y gritar muy fuerte, realmente no sé cuáles son nuestras opciones.
Oliver Queen ne yaparsa yapsın ahlaki açıdan ne kadar uygunsuz olsa da arkasında duruyorsun.
No importa lo que haga Oliver Queen, no importa lo moralmente comprometido que sea, tú estás de su lado.
da ne demek 81
da nerede 17
da ne oldu 16
da ne var 31
da ne işin var 23
da ne yapıyorsun 30
da ne yapıyordun 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
da nerede 17
da ne oldu 16
da ne var 31
da ne işin var 23
da ne yapıyorsun 30
da ne yapıyordun 16
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
neden olmasın 2566
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
ne var ne yok 320
neden olmasın 2566