English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Harika bir adam

Harika bir adam Çeviri İspanyolca

916 parallel translation
Siz de ünlü ve harika bir adamın eşisiniz
Además su marido es encantador y famoso.
Harika bir adam.
Es estupendo.
Harika bir adam.
Es un gran muchacho.
O kadar nazik, tatlı ve temiz ve harika bir adam ki, Kitty.
El es tan bueno Kitty, tan dulce... honesto y maravilloso.
O da harika bir adam.
Y él es un hombre estupendo.
Mesela, Norm'u düşün. Harika bir adam. Bir sürü onurla mezun olmuş biri.
Mira Norm, es todo un genio se graduó en la universidad con todos los honores y sigue pensando que eso no significa nada.
Beni tanıdıkça ne kadar harika bir adam olduğumu anlayacaksın.
Cuando me conozca mejor descubrirá que soy un gran hombre.
Belki de harika bir adamın hayatını kurtarmaya çalışmaktan zevk alırsınız.
A lo mejor le gusta salvar la vida de un hombre maravilloso.
- Harika bir aktördü ve harika bir adam
Fue un gran actor... -... y un gran hombre.
- Georgia yada Jonathan hakkında böyle konuşma O harika bir adam
No hables así de Georgia ni de Jonathan. Él es un gran hombre.
Harika bir adam görüyorum, nazik ve güçlü.
Veo a alguien simpático, que es amable y fuerte.
O harika bir adam.
Es un hombre maravilloso.
Sana babamın gerçekten harika bir adam olduğunu söylemiştim.
Te dije que mi padre era un gran hombre.
- O harika bir adam.
- Es un viejo maravilloso.
Babanız harika bir adam.
Su padre es un gran hombre.
Gulliver harika, harika Bir adam, harika
Un tipo genial, genial Es Gulliver
O harika, harika Bir adam, harika
Un tipo genial, genial É l es
- Harika bir adam!
- ¡ Un hombre maravilloso!
Ludwig, her şeye rağmen harika bir adam olan babamın mirasını idame ettirmek için kendini müziğe adadı.
Ludwig se dedicó a la música para continuar la herencia de mi padre... quien, a pesar de todo, era un gran hombre.
Sizin işinize yarayacak harika bir adam tanıyorum.
Conozco a un hombre que es perfecto para usted.
Harika bir adam ölüyor ve ardında uzman kadrosunu bırakıyor.
Un gran hombre muere y deja a su equipo de expertos.
Şatoyu misafirler için hazır tutmasına bakılırsa harika bir adam olmalı.
Sólo una gran persona cedería su castillo a los viajeros.
Çok harika bir adam, değil mi?
Es un gran tipo, ¿ no?
Bu adam harika bir adam.
Este hombre... Este es un hombre maravilloso.
- Harika bir adam.
- Un hombre maravilloso.
Odeon'da bulduğum harika bir adam getirdim.
He invitado a un hombrecito precioso que levanté en el Odeon.
Bir tanesi Paris'li, çok programlı lise mezunu harika bir adamım kızıydı.
Una era la hija de un hombre increíble, un politécnico parisino.
Adam harika bir oyuncuydu.
El tipo era un gran actor. "
Adam harika bir ceket giyiyordu.
Ese hombre me consiguió un saco magnífico.
Bu adam ki alçakgönüllü bir başlangıca rağmen kendisi yerini söke söke aldı ve ismini, gramofon tarihine altın harflerle işleyip çağdaşlarının haklı saygısını kazandı. Bu iyiliksever insan, bu harika vatandaş...
Este hombre que, pese a su humilde orígen, se labró un lugar, y se ganó el respeto de sus contemporáneos, cuyo nombre está para siempre ligado a la historia fonográfica, este filántropo, este gran ciudadano...
Ve sonra bir gün, yaşlı bir adam olduğunda ve torunları ona Mata Hari'yi sorduğunda... koca bir yalan söylemeli ve O'nun harika bir kadın olduğunu anlatmalı.
Y entonces, algún día, cuando sea un anciano y sus nietos le pregunten sobre Mata Hari debe decir una gran mentira, que fue una mujer increíblemente buena.
Dr. Moreau harika bir insan ve sıra dışı bir bilim adamıdır.
El doctor Moreau es un gran hombre, y un gran científico.
Adamın önünde harika bir kariyer var.
Tiene un gran futuro.
Onlar şehirleri bombalar, gemileri batırır, işkence yaparak adam öldürür, bu yüzden sen de altın tabakta yemek yersin. Ne harika bir felsefe.
Bombardean ciudades, hunden barcos, torturan y asesinan, para que usted coma en platos de oro.
Sevgili dostlarım bir hukuk adamı olarak konuşmam gerekirse, bizim ceza hukukumuzda bile adil biçimde düzenlenmiş bir şartlı salıverme yasası var ve ismini doğal olarak bu evde zikredemeyeceğim bu kişinin yaptıklarının bedelini fazlasıyla ödediğine inanmam için harika bir neden var.
Mis queridos amigos... como jurista, puedo decir que incluso en nuestro código penal... hemos establecido sabiamente un sistema de libertad condicional... y tengo excelentes razones para creer que la parte - cuyo nombre, naturalmente, no mencionaré en esta casa - ha pagado sobradamente por su error.
Çünkü O karısına aşık bir adam ve karısı harika görünüyor.
Porque es un hombre que esta enamorado de su mujer y su mujer esta muy guapa.
Bay Stanton harika bir yönetici olacak olan, şu sözünü ettiğim adamı da işe yerleştirdim.
Ah, Sr. Stanton he localizado al hombre que le dije que sería un buen encargado. Sí.
Ama bu adam bir harika.
Pero este tipo es muy bueno.
İyi bir adam ve harika bir oyuncuydu.
Era un hombre bueno y un veterano fantástico.
Sığınmacı bir Alman, evsiz bir adam için harika bir şey.
Qué cosa tan maravillosa para un refugiado, un alemán... un hombre sin hogar.
Binbaşı, mükemmel bir deniz subayı ve harika bir bilim adamı ama çok kötü bir yalancısın.
Comandante, Ud. es un oficial naval excelente y un científico brillante,... pero bastante malo como mentiroso.
Genç bir adam. Dört nala koşuyor. Bu harika.
Un hombre joven, cabalga a galope, es magnífico.
Cesaretli, harika bir adam. - Evet.
Oh, maravilloso y valiente hombre.
Evet harika bir kimyager. İyi bir öğrenci, Nobel ödüllü bir bilim adamı.
Claro, un químico brillante, miembro de la Phi Beta Kappa, ganador del Nobel.
Teşekkürler genç adam, Bu harika bir bebek.
Gracias, joven. Es una muñeca preciosa.
Hayır, katiyen. O zavallı, harika adamı..... bir kestane ağacının altında yere uzanmış..... korkunç bir acı çekerken sadece vücuduyla da değil..... ruhsal olarak da acı çekerken görmeliydiniz.
No, seguro que no debería haber visto a ese pobre, gran hombre,... yaciendo en la tierra bajo un castaño,... ¡ padeciendo un terrible dolor, no tanto en su cuerpo,
Ne harika bir adam!
¡ Es maravilloso!
Sizlere kendini toplum hizmetine adamış harika bir kanun adamını, bizlere daha iyi bir yönetim için vermiş olduğumuz mücadelemizde öncülük edecek olan Şerif Yardımcısı Alvin Potts'u takdim etmekten şeref duyarım.
Ahora quiero dejaros con un hombre... dedicado al servicio al ciudadano. Un gran agente de la ley. El hombre que nos guiará... en nuestra lucha por un gobierno mejor... el ayudante del sheriff, Alvin Potts.
Harika bir avukat olduğumu düşünebilirsin. Ama iş adamı olarak on kat daha iyiyimdir.
Pensarás que soy un buen abogado, pero soy diez veces mejor como negociante.
Mutasyona uğramış bir adam, harika bir şey olabilir, yeni ve daha gelişmiş bir insan türünün ilk örneği.
La mutación del hombre podría ser algo maravilloso, sería el precursor de una nueva especie humana mejorada.
Tıpkı bir adamın hayatı gibi, yağdığı müddetçe harika.
Es como la vida de un hombre, hermosa mientras dura.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]