English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Hazırlar

Hazırlar Çeviri İspanyolca

2,890 parallel translation
Hazırlar ve çalıştırırız, dört başı mamur bir prova yaparız.
Lo pondremos en marcha y haremos un ensayo general.
Onu ben hazırlarım.
Estará lista.
Bana bir içki hazırlar mısın tatlım?
Ponme una copa, ¿ quieres, cariño?
30.000 demiştik. Patronlarımla konuştum. Size 50.000 Avro vermeye hazırlar.
He hablado con los jefes, les podrían dar 50.000 euros.
- Sen hazır olduğunda onlar da hazırlar.
Estarán listos cuando tú lo estés.
Ben de bir haftada hazırlarım.
Y yo se lo instalo en una semana.
Duyduk duymadık demeyin çok güzel Martini hazırlarım.
Me gustaría decirle, a todo el mundo... que hago unos fantásticos martinis.
Mike, gösteri için hazırlar.
Mike, están preparados para tu escena peligrosa.
Onlar birer insan ama ender türden insanlar. Savaş uçağı pilotları gibiler ; : olağanüstü bir el-göz koordinasyonuna sahipler, mücadele sırasında serinkanlılar, hayatlarında inanılmaz bir disiplin, çalışma ve deneme kombinasyonu mevcut ve gerektiği takdirde her şeyi riske atmaya hazırlar.
Son humanos, pero de una pasta muy especial, parecida a la de los pilotos de combate, con su extraordinaria coordinación entre ojos y manos, cabeza fría, la combinación de una gran disciplina en el entrenamiento y puesta a punto,
Beni kendi çocuğumun ölümünde elim olduğuyla suçlayan insanlar, bir kaç şilin ( eski ingiliz gümüş parası ) için kendi elleriyle çocuklarını riske atmaya hazırlar, gibi görünüyor.
Al parecer, las mismas personas que me acusan de poner mi mano en la muerte de mi propio hijo, están dispuestos a poner a sus propios hijos en riesgo de morir por unos pocos chelines a la semana.
İlk olarak, Brooke Davis en iyi kahraman kıyafetlerini hazırlar.
Lo primero de todo Broke Davis hace ropa de superhéroe de primerisima calidad.
Bence eğer istemişlerse ebeveyn olmaya hazırlar demektir.
Creo que sí lo hicieron, estaban listos para ser padres.
Tamam, ben bir şeyler hazırlarım.
Bien, le traeré algo.
Limacoid'lerim taşınmaya hazırlar.
Mis limacoides están listos para el transporte.
Savcılık için dava dosyasını ben hazırlarım ve onu oradan alırız.
Le plantearé el caso al forense, e iremos desde allí.
Biz de gidip şu komuta merkezini hazırlarız... - - Çok teşekkürler-
Nosotros iremos al centro de mando... muchísimas gracias... comenzaremos haciendo un análisis comparativo.
... ve ne olur ne olmaz taktiksel takımı da beklemede olsun. Hazırlar ve Plymouth deniz üssünde beklemedeler.
Y ten el equipo táctico preparado, por si acaso.
İşim bittikten sonra kahve hazırlarım. Peki.
Oye, en cuanto termine prepararé una cafetera.
Artı çeyrek milyon dolar borç vermeye hazırlar.
Link, Spicer y Besh están dispuestos a invertir otros 250 mil.
Birbirlerini yok etmeye hazırlar. Ya da mükemmel bir uyumla çiftleşmeye.
Listas para devorarse una a otra... o copular en inmejorable armonía.
Odasını ben hazırlarım.
Voy a prepararle su habitación.
Yedi yıl önce bugün de kullandığı bir tad sıralaması yarattı. Tüm Tsukiji pazarından... En yüksek kalitedeki balığı seçer ve o günün menüsünü hazırlar.
De todo el pescado en el mercado Tsukiji, él escoge el de mayor calidad y crea el menú de platos del día.
Ama iyi olan tarafı sokaklarda bir o kadar da iyi insanlar var. Yardım etmek için hazırlar her zaman.
Y menos mal que por la calle hay tanta gente buena que da una mano.
Kendim için böyle ufak gösteriler hazırlarım hep.
Oh, Tengo estos pequeños salones para mi todo el tiempo.
Masayı hazırlar mısın?
¿ Puedes poner la mesa?
Uyumana yardımcı olacak otlar hazırlarım.
Tengo algunas hierbas que pueden ayudarte a dormir.
Eğer FBI harekete geçtiyse demek ki binaya saldırmaya hazırlar. Adamlarını dışarı çıkar.
Si el FBI está moviendo posiciones significa que se están preparando para asaltar el edificio y matar a tus hombres.
Philly'deki çok az satıcı kokainlerini kilo verme ilaçlarından hazırlar.
No hay muchos camellos en Filadelfia que corten la cocaína con una droga para perder peso.
Ailemizde kadınlar hep birlikte yemek hazırlar.
En nuestra familia, las mujeres siempre cocinan juntas.
Seyahate çıkarken bir valiz ve bir ayakkabı kutusu hazırlarım.
Al viajar, una maleta y un par de zapatos.
Sana konuşman için insanlar bulacak... Jake için her şeyi yapmaya hazırlar.
Ella encontrará a la gente para que puedas hablarle ella haría cualquier cosa por Jake.
Birkaç dakikaya yemeği hazırlarım.
Te haré algo para cenar en un momento.
Kang'ın filosu ve Damocles Üssü şimdi zaman yolculuğu için hazırlar.
La flota Kang y la Base Damocles están listas ahora para viaje cronal.
Sen piyano çalışırken, ben de mutfakta sana kahvaltı hazırlarım.
yo estaría en la cocina preparándote el desayuno.
Bir güzel sofrayı kurarım, en sevdiğin gazeteyi hazırlarım ve de kahveni doldururum.
Y colocarlo de una linda manera y sacar tu diario favorito... y servirte el café.
Bruce Coles için bir yonca hazırlar mısın?
Haz este trébol afuera, con coles de brusela.
Bir Demode Kokteyli hazırlar mısın?
¿ Puedes mezclármelo al estilo clásico?
Savaşa hazırlar.
Ellos están preparados para la guerra.
Hayır, mucizeye hazırlar.
No, estaban preparados para el milagro.
Savaşa hazırlar.
Están listos para una guerra.
Mucizeye hazırlar.
Estaban preparados para el milagro.
Bu insanlar her kimseler çok iyiler ve bize karşı hazırlar.
Quien quiera que sean esas personas son buenos, y están preparados para nosotros.
Sana yeni bir liste hazırlarım.
Te proporcionaré una nueva lista.
Bunca zamandan sonra, en tehlikeli görevleri için hazırlar.
Solo ahora están listos para su misión más peligrosa.
içlerindeki hava dışarı çıktığında cızırdamaya başlıyorlar, neredeyse hazırlar.
Y cuando empiezen a "silbar", es porque el aire escapa a través de sus articulaciones, ¡ ya están casi listas!
Yeni topraklar kazanabilmek için her şeylerini riske atmaya hazırlar.
Están dispuestos a arriesgarlo todo para ganar nuevo territorio.
Bitki, sineği sindirdikten sonra tuzak kendisini yeniden açar ve sıfırlar. Bir sonraki öğün için hazır.
Una vez que la planta ha digerido la mosca, la trampa se abre nuevamente, y queda lista otra vez, pronta, para otra comida.
Diğerlerinin sırlarını ortaya çıkarmıştı ve mahkemeye gitmeye hazırlanıyordu.
Él guardo todos sus secretos y los va a llevar ante la justicia.
Amy, David'in çamaşırlarını yıka.
Amy, haz la colada de David.
İyice prove edildi, sınırlarını öğrendin, gitmeye hazırsın.
Brillantemente entrenada, palabras decoradas, lista para el ataque.
Düzeltilen anlaşmalar masada, ve imzaya hazırlar. Evet. Tebrikler.
Felicitaciones.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]