English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ H ] / Hey dinle

Hey dinle Çeviri İspanyolca

1,331 parallel translation
Teşekkürler. Hey dinle...
Gracias.
Hey dinle, nereden silah bulabileceğimizi biliyor musun?
Escucha, ¿ sabes donde podríamos comprar algunas armas?
Kaza yapacağız! - Hey dinle...
¡ Nos encontraremos con un accidente!
Hey dinle, Linda! Linda, hadi! hadi ama!
- Escucha, Linda. ¡ Linda, cálmate!
Hey dinle. Tek yapman gereken ikinci cerrah olarak orada durman.
Oye solamente te pido que estés como cirujano de apoyo.
Hey dinle, sert adamları severim fakat ne düşündüğümü söyleyeyim.
Mire, sin ánimo de ofender. Me encantan los tipos duros, pero le diré lo que pienso. Le encanta que estos jóvenes le idolatren.
Hey dinle, burada beraberiz.
Escucha, estamos en esto juntos.
Hey dinle, ışığı ben buldum, değil mi?
- ¿ Nos? - Oye, yo conseguí luz, ¿ no?
Hey, dinle beni!
Oye.
Hey, beni dinle.
Escuchame.
Red, şunu dinle.
Hey, Red, escucha esto.
Hey, dinle beni!
¡ Por favor, escúchame!
- Bekle, bekle, bekle, dinle, hey,
- Esperen, esperen, esperen, escuchen, hey,
Dinle nasıl biri olmamı istersen, öyle olabilirim.
Hey, escucha puedo ser lo que tu quieras que sea.
Hey, dinle, tamam mı? Seni dövmeyeceğim,... ama bu yaptığın doğru değil.
No te voy a golpear, pero esto no está bien.
Hey, beni dinle.
Por favor, por favor...
Hey. Dinle, bir ricam olacak.
Mira, necesito que me hagas un favor.
Hey, dinle dostum.
Mira...
Hey. Hey. Dinle, belgeleri mutfak masasına bırakmıştım.
Mira, dejé el papeleo en la mesa de la cocina.
- Hey, dinle, bana bir iyilik yap.
- No, mira. ¿ Por qué no me haces un favor?
Hey, beni dinle.
Oye, escúchame.
Hey, Smoke, dinle ahbap.
Smook, mira.
Hey, dinle, ikimiz de biliyoruz ki memur Krystal ve ben bunu
Escucha, creo que los dos sabemos... que la agente Krystal y yo tenemos esta...
Hey, Joe, dinle, geçen gece kadınlarla yatman konusunda söylediğim beni ilgilendirmez, biliyor musun?
Oye, Joe, escucha, ¿ Lo que dije anoche sobre echar un polvo... no es de mi incumbencia, ¿ sabes?
- Hey, dinle. olanlar çok güzeldi
- Oye, escucha. Lo que pasó...
Hey, dinle, bana söylesene- - Bunun görünüşüyle ilgili yanlış olan ne?
Hey, escucha, dime... ¿ qué está mal con esto?
Hey, dinle. Eğer birşeyler yaparsanız, size katılabilir miyim?
Oye, escucha. ¿ Si hacen algo más tarde puedo acompañarlos?
Hey beni dinle!
Oye, escúchame. ¡ Hola!
" Hey Swami... dikkatli dinle sonra da bana anlat!
Hey Swami... pon atención, y enséñame luego.
Hey, dinle!
¡ Escucha!
Hey, dinle, biraz çılgınca gelebilir, ama bir bomba tehlikesiyle ilgili bir şey duydun mu?
Escucha, esto tal vez suene un poco alocado pero, ¿ por casualidad, oíste algo de una amenaza de bomba hoy?
Pekala, dinle.
Ok, mira. Hey, no he...
Hey, dinle,.. ... eğer burada kurban isen bize söyleyebilirsin.
Hey, escucha, si, si tú eres la víctima aquí, puedes decirnos.
Hey, dinle.
Oh, hey, escucha.
Pekala, dinle. John, belki de bu adam daha önce bu evde yaşamıştır.
Hey, John, tal vez ese tipo vivía allí o vivirá allí en el futuro...
Hey, dinle, adamım.
Escúchame
- Hey, dinle.
- Hola. Oye.
Hey, dinle... Perşembe gecesi Stars Hollow'un Büyük Kış Karnavalı gecesi.
Eh, escucha, el jueves por la tarde, es el carnaval del invierno
Hey, dinle dinle dostum, elemanlar beni içeri aldıklarında o arabaya binmek zorunda değildin.
Escucha. Mira, no tenías que entrar en el coche cuando esos tipos me llamaron y especialmente después de tu advertencia.
- Dinle dostum.
- Hey escuchame..
Hey, Çaylak dinle.
Hey, Novato, escucha, He quedado de cenar con Jordan y como estás de guardia,
Oh hey, dinle, evlat.
Oh hola, escucha, hijo.
Hey, dinle, Doktor.
Mire, doc, yo entiendo...
- Hey, evlat, arkadaşını dinle!
- Muchacho, escucha a tu amigo.
Hey, dinle. Sıkıntı içindeyim ve büyük bir iyiliğe ihtiyacım var.
Escucha, necesito un gran favor.
Hey, beni dinle.
Presta atencion.
Hey, hey, dinle, bu telefonda bir ölüm kalım meselesini var.
Oye, oye, escucha... recibí una llamada de vida o muerte en este teléfono.
Hey, beni dinle. Bunun olmasına müsaade etmeyeceğim.
Oye, escúchame, no voy a dejar que eso pase.
Hey, hey, dinle, bu kadının yardıma ihtiyacı var.
Oye, oye, escucha, esta mujer necesita ayuda.
Hey sen. Dinle...
Oye...
- Hey, dinle...
- Oye.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]