Kahveniz Çeviri İspanyolca
237 parallel translation
Kahveniz bayan.
Café, señora.
Kahveniz, beyefendi.
Su café, señor.
Kahveniz, bayan!
Su café, señorita.
- Kahveniz.
- Su café.
- İşte kahveniz, Herr Ritter.
- No. - Su café, Herr Ritter.
- Kahveniz var mı?
¿ Qué tal un café?
- Pekala bayım, işte kahveniz.
- Aquí tiene, señor. Su café.
Kahveniz nasıl?
? Un poco mas de cafe?
Kahveniz.
Su café.
Biraz sonra kahveniz gelir, arkasından...
Nos servirán café dentro de un momento.
Kahveniz sade mi, sütlü mü olsun Paul?
¿ Cómo toma usted el café, solo o con leche, Paul?
Şerif, işte kahveniz.
Tome, sheriff. Café.
Kahveniz bay Forbes.
Su café, Sr. Forbes.
Kahveniz geldi.
Aquí está el café
Kahveniz.
El café.
- Kahveniz iyi mi?
- ¿ Está bien su café?
Kahveniz gerçekten iyi olmuş mu?
¿ De verdad el café está bien?
Kahveniz, efendim.
Café, señor.
Bayım, içkiniz ve kahveniz.
Señor, su bebida y su café.
- Bayım, içkiniz ve kahveniz.
Señor, su bebida y su café.
Kahveniz hazır.
El café está listo.
Kahveniz var mı?
¿ Hay café?
Bu en iyi kahveniz mi?
¿ Es éste su mejor café?
Yeterinde kahveniz yoksa sıcak şarap da olur.
Un poco de sake estará bien, si no hay café.
Eğer kahveniz biterse, mutfakta biraz daha var.
Si quieren más café, hay más en la cocina.
Sizin de kahveniz tatsız.
Hace un pesimo café.
Buyurun, kahveniz.
Aquí está su café.
Bakın, sel de olsa, sürüleriniz de dağılsa, donsanız da... Kızılderililer kafa derinizi yüzse de daima kap kap yemeğiniz ve sıcak kahveniz hazır olacak.
Bueno, si hay una inundación, una estampida, si se congela... o le arranca la cabellera un indio... tendrá siempre una buena comida en el plato y café en el puchero.
Kahveniz madam.
Su café, Sra.
- Kahveniz kalmamış, gidip alacağım.
Te quedaste sin café. Voy a traer un poco.
Ya kahveniz? Rengi var mı mesela?
Pero su café, ¿ tiene color?
Mutfakta bir fincan kahveniz olabilir mi, acaba?
No tendría por casualidad una taza de café en la cocina, ¿ verdad?
Kahveniz, Bakanım. Beyefendiye de çay.
El café para el señor ministro.
- Kahveniz doktor.
- Un café.
- Kahveniz, Bay Hart.
- Su café, Sr. Hart.
Hayır istemiyorum, hem kahveniz soğusun istemem.
Tampoco quiero que se enfríe su café. Me encanta su café.
Kahveniz var mı?
¿ Tiene café?
Kahveniz çok güzel.
Hace usted un café muy bueno.
Bay Cleveland, sandöviç ve kahveniz.
Oh, señor Cleveland, el sandwich y el café?
Sakin olun efendim. Kahveniz hemen geliyor.
- Bueno, hombre, no se sulfure.
Kahveniz, efendim.
Su café, señor.
- Moe, hazırda kahveniz var mı?
- Merch, ¿ tienes café?
Kahveniz efendim.
- Aquí está su café.
- Kahveniz, efendim. - Sağ ol, Joyce.
- Su café, señor.
- Kahveniz.
- Su café. - Senta.
- Kahveniz, efendim.
señor.
- İşte kahveniz.
- Aquí tiene su café.
Ancak sizin kahveniz, kahve kahverengi olduğu için kahverengi değil.
Pero este café no es marrón por el mero hecho de que el café sea marrón... sino... porque en algún lugar fuera de esta caja,
Bay Wells, kahveniz
- Señor Wells, café.
Umarım kahveniz vardır.
Por supuesto que lo tendré.
Kahveniz hazır.
Listo su café.