Ne dersiniz Çeviri İspanyolca
6,832 parallel translation
Bir eğitim gezisine ne dersiniz?
¿ Quién se anota para una excursión?
Langley Demir Yolları'ndaki yolsuzluğun haberini yapmaya ne dersiniz?
¿ Qué tal si hacemos un reportaje sobre la corrupción en el tren ligero de Langley?
Sıradaki konuğum için burada kalmaya devam edebilir misiniz? Ne dersiniz?
¿ Pueden ustedes dos usar un stick con nuestro próximo invitado?
Peki ya üç akla ne dersiniz?
¿ Qué me dices de tres mentes?
Bu yeni bir şeyin başlangıcı mı,... biraz mola verip kendi işlerinizi yapıp,... sonra yeniden bir araya mı geleceksiniz? " Ne dersiniz?
¿ O simplemente vais a tomaros un descanso, hacer algo por vuestra cuenta y volver más adelante? ¿ Qué creéis?
"Swedish House Mafia'yı sonlandırmaya ne dersiniz?"
"¿ Por qué no dejamos Swedish House Mafia?"
Peki ya bir dereceli ayrılığa ne dersiniz?
¿ Qué tal un grado de separación?
- Çok isterim. Bir bebek keçi büyütmeye ne dersiniz? Kardeşlerimle tanış.
¿ Cómo vais a cuidar de una cabra recién nacida? Te presento a mis hermanos.
Kendime zarar vermeyi planlamıyorum, Bayan Neal yani beni çıkarmaya ne dersiniz?
Bueno, yo no pienso hacerme daño, Sra. Neal, así que ¿ por qué no me dejas salir?
Hickey ile oğlunu yarın gece tekrar birleştirmek için Zindanlar ve Ejderhalar oynamaya ne dersiniz?
Todos a favor de un juego de "Dungeons and Dragons" Reunir Hickey y su hijo mañana por la noche?
Beni yalnız bıraksanız ben de bunu Greendale'e bağışlasam ne dersiniz?
¿ Qué tal si me dejáis en paz y por la presente os cedo Greendale?
- Evet. Sanırım artık bir kadeh şarabı hak ettim, ne dersiniz?
Bueno, creo que merezco una copa de... vino después de todo, ¿ no?
Buna ne dersiniz? Bunu ister misiniz?
¿ Lo quieres?
Onu açıp ama bir isim vermeye ne dersiniz?
¿ Quieres abrirlo y darme ya un nombre?
"T.şak Avuçlayıcılar" a ne dersiniz, ha?
¿ Tocapelotas? ¿ Hm? ¿ Tocapelotas?
- İkisine ne dersiniz?
- ¿ Qué hay de las dos cosas?
Bana bir bardak su getirmeye ne dersiniz?
¿ Qué tal si me traes una jarra de agua?
Tamam millet belki de herkesin gitme vakti gelmiştir, ne dersiniz?
Vale chicos. Creo que es hora de que todo el mundo se vaya.
Dondurma yemeye ne dersiniz?
- ¿ Quieren helado?
Bayan Miller, Eric geri dönene kadar asistanım olmaya ne dersiniz?
Señorita Miller, ¿ le gustaría ser mi asistente hasta que regrese Eric?
O parayı çoğaltmaya ne dersiniz?
¿ Estáis interesados en hacer crecer ese fajo?
Siz ne dersiniz ey ahali?
¿ Qué decís todos vosotros?
Bir fikrim var ve bu da önemli olduğu için birlikte çalışmaya ne dersiniz?
Tengo una idea, es un gran trabajo, así que, ¿ por qué no lo hacéis juntas?
Temas sporları yaptırmaya ne dersiniz?
¿ Y meterse en un deporte de contacto?
Gruba gitmeye ne dersiniz Mürşit Wy?
¿ Y si me llevas a terapia, gurú?
Temas sporları yaptırmaya ne dersiniz?
¿ Y practicar un deporte de contacto?
- O zaman ne dersiniz?
- Ok, ¿ entonces querrías llamarlos?
İlginç bir yere ne dersiniz?
¿ Qué tal un lugar interesante?
Kendime zarar vermeyi planlamiyorum, Bayan Neal yani beni çikarmaya ne dersiniz?
Bueno, no estoy planeando hacerme daño a mí mismo, Srta. Neal, así que, ¿ qué tal si me deja salir?
Cherlene için klasik bir kırsal kesim karşılamasına ne dersiniz? İnanılmaz.
¿ Qué tal si le damos una cálida bienvenida country a Chelene? Increíble.
Neden siz iyi beylere içki ısmarlamama izin vermiyorsunuz? Bu gece arkadaşlar ve de hainler gibi içmeye ne dersiniz?
¿ Por qué finos caballeros no me dejan comprarle una ronda y brindar por los amigos y traidores por igual esta noche?
Gidip biraz kızarmış fasulye bulmama ne dersiniz?
¿ Qué les parece si voy a buscar unos crujientes frijoles verdes?
Pekala, "smaller" kelimesine ne dersiniz?
Entonces, ¿ qué tal "más chico" en inglés?
Çocuklar, hayat bu ya, ne dersiniz?
Chico, esto es vida, ¿ eh, chico?
Şu an harekete geçmeye ne dersiniz?
¿ Qué tal ahora? El tiempo corre.
Şuna ne dersiniz?
¿ Qué piensan de esto?
Buna ne dersiniz?
¿ Qué tal eso?
Şaraba ne dersiniz?
¿ Quiere beber algo de vino?
Puan başına 20.000 won'a ne dersiniz?
¿ Qué tal $ 20 por punto?
Adam başı bir milyar won'la oynamaya ne dersiniz?
Así que apostemos más, ¿ qué tal $ 1 millón por cada uno?
Özel eğitim öğretmenimiz Mr. Crumley'nin her gün her gün fazladan kontrol yapmasını teklif etsek, ne dersiniz?
Que tal si le ofrecemos una consulta adicional por dia con una profesora de educ. especial, la Sra. Crumley?
Kalplerimizi Gençlik Ateşi'yle ısıtmaya ne dersiniz?
¿ Qué dicen si calentamos nuestros corazones con... "St. Elmo's Fire"?
Ne dersiniz?
¿ Cómo vas a sacarlo de aquí?
Joan Campbell'a ne dersiniz?
¿ Qué pasa con Joan Campbell?
Size bir içki ısmarlamama ne dersiniz?
¿ Qué tal si te compro un Red Stripe?
Buna ne dersiniz ha?
¿ Qué me decís de esto, eh?
Birinci ödül.. Ne olacak dersiniz?
Primer premio... me pregunto qué será.
Yeşilimsi maviye ne dersiniz?
Súper de moda ahora mismo.
Kraliyet mücevherlerine ne dersiniz?
¿ Qué tal las joyas de la corona?
- Ne zaman uyanır dersiniz?
¿ Sabe cuándo podría despertar?
Şuna ne dersiniz?
¿ Qué tal esa?
dersiniz 53
ne demek 1168
ne demek istiyorsun 3675
ne demek istedi 57
ne dersin 1648
ne demek bilmiyorum 27
ne demek istediğini anlamadım 51
ne demek istedin 139
ne demek istiyorsun sen 25
ne demek istediğinizi anlamadım 16
ne demek 1168
ne demek istiyorsun 3675
ne demek istedi 57
ne dersin 1648
ne demek bilmiyorum 27
ne demek istediğini anlamadım 51
ne demek istedin 139
ne demek istiyorsun sen 25
ne demek istediğinizi anlamadım 16
ne demek istediniz 39
ne demek yani 49
ne demek o 72
ne demek istiyor 60
ne demek istiyorsunuz 499
ne dedin 1461
ne demek hayır 31
ne demek oluyor 42
ne demek oluyor bu 146
ne demezsin 214
ne demek yani 49
ne demek o 72
ne demek istiyor 60
ne demek istiyorsunuz 499
ne dedin 1461
ne demek hayır 31
ne demek oluyor 42
ne demek oluyor bu 146
ne demezsin 214