Onun dışında Çeviri İspanyolca
1,348 parallel translation
Yani bulduğum yiyecekleri saymazsak onun dışında ilginizi çekecek bir şeyim yok mu?
Además del hecho de que puedo ayudar con la comida ¿ le interesa algo más acerca de mí?
Onun dışında, sadece hissetmeye çalış.
Y, sobre todo... trata de sentirlo.
Özgürlüğümüz yoktu, ama onun dışında her şeyimiz vardı.
No teníamos libertad, ¡ pero teníamos todo lo demás!
Onun dışında- -
- Aparte de eso...
Onun dışında, bence doğru söylüyordu.
Aparte de eso, creo que decía la verdad.
Onun dışında...
Pero aparte de eso...
Jack öleceğini söyledi. Onun dışında her şey güzel, değil mi?
Bueno, Jack dice que te estás muriendo... pero a parte de eso todo está bien, ¿ no?
Asla yaşamın nasıl olduğunu bilemeyecek olması zalimce, çok fazla sevgi ve acı ve güzelliği kaçıracak olması zalimce. Onun dışında kimse için bu bunları demezdim.
Es cruel que ella nunca sepa lo que realmente es la vida es cruel que ella se pierda de tanto amor, y dolor, y belleza todo eso es para todos en mundo, excepto para ella.
- Evet, onun dışında.
- Sí, aparte de eso.
Onun dışında iyi.
Aparte de eso, está bien.
Onun dışında şikayeti yok. Tekrar ilaç yazdık ve onu bir kliniğe yolladık.
Prescribimos las recetas y le enviamos a una clínica.
- Onun dışında!
- ¡ Menos eso!
Onun dışında iyi bir hizmetçi miydi?
- ¿ Pero, era una buena criada? - ¿ Qué?
Ama onun dışında her şey aynı sanki.
Pero por otra parte, me parece una eternidad.
Onun dışında kim olursa olsun.
¡ Cualquier cosa menos esto!
Onun dışında, Kimse için birşey söyleyemem.
De los demás, no sé.
- Yani onun dışında.
- Ya, aparte de eso.
Yani onun dışında.
Aparte de eso.
Seninle ilgilenirken, sinirimin bozulduğu zamanlar oldu ama onun dışında beni çok severdin.
Cuando te cuidaba, a veces te hacía enfadar pero otras veces me adorabas.
Onun dışında her şey kirli.
Todo el resto está sucio.
Onun dışında bir kedi kadar sessizdir.
Si no, es silenciosa como una gatita.
- Onun dışında... - O... ne?
- Excepto que ella esté.... - ¿ Que ella esté qué?
- Onun dışında iyi misin?
- Pero, ¿ en el otro aspecto?
Mar de Ajó'ya vardığımızda, onun dışında herkes otobüsten inmişti.
Cuando llegamos a Mar de Ajó se baja todo el pasaje y él se queda adentro.
Günün sonunda, galiba onun dışında herkesle eğleniyordu.
Y cuando terminaba el día, creo que se enfiestaba con cualquier otro.
Zaman, bir arka plan gibi bir şey değil mutlak değil, geçiş yapabilir onun dışında herşey ölçülür.
El tiempo no es el fondo de las cosas, y que no puede cambiar, y contra el cual todo es medido.
Onun dışında hiçbir şeyimiz yok.
Fuera de eso, no tenemos nada. CORRESPONDENCIA CONFI RMADA
- Onun dışında yaklaşık 20 dakikaya ihtiyacı var.
- Tenemos que acortarla 20 minutos.
Lanet olsun, Leo, sadece onun dışında iyileşmiş olmalıdır.
Maldita sea, Leo, tendrías de haberla curado fuera.
Onun dışında kapalı duracak.
De lo contrario, te callas.
Bir hakem yoktu ama onun dışında...
Oh, vamos. No tenía a un árbitro presente.
Birazcık küçük ama onun dışında iyi duruyor.
Bueno, es... Es un poquito pequeño, nada más.
Noel partisinde ve onun dışında bir kaç kez karşılaştım.
Los vi en una fiesta de Navidad y en otro par de ocasiones.
Yaranız bir süre daha gergin kalacak, onun dışında hızla iyileşiyorsunuz.
La cicatriz estará ajustada por un tiempo. por lo demás está cicatrizando bien.
Onun dışında herşey iyi.
Bueno, así funciona todo.
Onun arabayı durdurmaya çalışması dışında.
Excepto por él intentando detener el auto.
Bu fakülte dışında birisi ölürse onun içinde form doldurmamız gerekir mi?
Si alguien está muriendo afuera de la sala de urgencias ¿ es necesario llenar un formulario?
Onun yalancı olduğu dışında ne söyleyeceğimi bilemiyorum.
No sé que decir, a parte que es un mentiroso.
Onun bunun dışında bırakın.
No la metas a ella.
Ah, dışında onun diliyle garip küçük şey yaptığında.
Excepto cuando hace esa cosa rara con la lengua.
Sihirli dışında mutluluğu için Sanki onun arayışı.
Es su búsqueda de la felicidad fuera del mundo mágico.
Zihin-birleştirme onun isteği dışında olmuştur.
La Unión Mental se llevó a cabo contra su voluntad.
Onun dışında...
Aparte de eso.
Çıplak Nancy dışında, ama o bir teşhirci. Onun dertleri ayrı konu.
Menos Nancy la Nudista, pero esa es exhibicionista y tiene otros problemas.
Onun nesi bu kadar harika? Sigara içmemesinin dışında?
¿ Que es lo que tiene ella tan bueno, además de no fumar?
Babam, dış dünyadan, çok kitap okur. Onun edebiyattaki gerçek zevki ise, Vahşi Bill ve Calamity Jane hakkında olanlar.
Mi padre lee muchos libros del mundo exterior, pero lo que de verdad disfruta son las historias de Wild Bill y Calamity Jane.
Onun sürekli saçmalamasının dışında. Ona bak... orduya katılmak istiyor!
aparte de sus tonterias regulares ahora vee esto...
Bay Trivedi, size göre ayrılmadan önce. Evet, her şeyden önce... kadın bir anne, bir eş ve evinin kadınıdır... eğer onun rolünü değiştirmeyi denerseniz... bu, onun yaşamında ve toplumda bir karışıklığa sebep olacaktır.
Sr Trivedi, que estaba diciendo antes de la pausa si, ante todo y sobre todo... la mujr es madre, esposa y ama de casa si intenta cambiar su papel causara una conmocion en su vida y en la sociedad
Ben bir iblis dışında şekilde bozuk inanıyorum nedeni budur onun teklif yapmaya bunlardan biri.
Por eso creo que un demonio de fuera ha corrompido a uno de ellos para hacer esto.
Onun taburu saldırı altında iken sivilleri... savaş alanının dışına çıkardı.
Su batallón estaba evacuando civiles de una zona de guerra cuando se vieron atacados.
İkiz kenar yamuk şeklindeki kayıp böcekler dışında herhangi bir şey görüyor musun? Onun hikayesini kanıtlayan bir şey?
¿ Ves algo aquí, algo más, aparte de los insectos trapezoides desaparecidos... que corrobore su historia?
onun bunun çocuğu 24
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun için 179
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44
onun adı ne 35
onun neyi var 30
onun için 179
onun yerine 89
onun da 23
onun adı 76
onun babası 21
onun gibi bir şey 154
onun mu 44