English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ P ] / Planın ne

Planın ne Çeviri İspanyolca

1,575 parallel translation
Peki, bebek geldiğinde planın ne?
Entonces, ¿ cuál es tu plan... cuando llegue el bebé?
Peki ya planın ne?
Y, ¿ cuál es su plan?
Peki, yarın öğleden sonra planın ne?
Entonces, ¿ Qué hacemos mañana por la tarde?
Planın ne?
¿ Cuál es tu plan?
Aslında, planın ne olduğu sikimde bile değil!
Me importa una mierda cual es el plan.
Onun için tam olarak planın ne, sorabilirmiyim?
¿ Cuál es tu plan para él exactamente, si me permites preguntarlo?
- Becky hakkında planın ne?
¿ Cuál es tu plan con Becky?
Bugünkü planın ne?
¿ Qué tienes planeado hacer hoy?
Planın ne?
Así que, ¿ cuál es tu plan?
Senin planın ne Hank?
¿ Cuál es tu plan Hank?
Planımız onunla konuşmak ve onun planın ne olduğuna bakmak.
Nuestro plan es hablar con ella, ver cual es su plan.
İnanılmaz! Scott, Leslie konusunda ne plan yaptın?
Scott, cuál es el plan con Leslie?
Ne olursa olsun, burada yedek bir planın var.
Pase lo que pase, aquí tienes tu puesto. - No sé ni qué decir
Nereye gideceğiz? Gizli planının ne?
¿ Y dónde iríamos según tu plan?
Ona kanser olduğumu söyledikten sonra çok endişelendi ve bana planımın ne olduğunu sordu, ben de bir planım olmadığını söyledim o da sinirlendi ve beni kendime bakmamakla suçladı.
Después de decirle que tenía cáncer se puso muy ansioso y me preguntó cuál era mi plan. Le dije que no tenía un plan y él se enojó y me acusó de no cuidarme.
Planın ne olduğunu biliyor musun?
¿ Tienes alguna idea de qué es?
Ama planında bir sorun var. Gazın kimde olduğunu zaten biliyoruz ve onunla ne yapacağını da.
Pero el problema con tus planes es que ya sabemos quién tiene el gas y lo que piensa hacer con él.
Ona ne yaptıklarını göremeyiz.
Dijo que puede aguantarlo lo suficiente para poner el plan en marcha.
Ne zaman bir ders planını zamanında halledemezsen bir şair çağırıyordun.
Así que, cuando no podías planear la lección del día llamabas a un poeta.
Ve ne olursa olsun planınıza sadık kalın.
Y pase lo que pase, cumplan ese plan.
Ne yazık ki, zaten bu planın bir parçasısın.
Temo que ahora ya eres parte de ella.
Yine de, planının tabiatı gereği,... mecburen soruyorum. Önceden düşündüğün gibi,... elementi beraberimizde getiremezsek ne olur?
Sin embargo, debido a la naturaleza de tu plan, me veo obligado a preguntar ¿ qué pasa si los elementos no vienen juntos, como has previsto?
Buraya gelirken, yol boyunca neler düşündün, Al? Bir planın var mıydı? Ne duymak istiyorsun, Deeds?
¿ En qué pensaste, Al... en el camino hasta aquí?
- Ne? Yannick hakkındaki planlarını biliyorum.
Sé cuál es tu plan para Yannick.
Ne yani, havaya uçurma planınız suya mı düştü.
Vaya, el plan de acción no funcionó.
- Yapmayın... - Christina'nın plânı ne?
¿ Cuál es el plan de Christina?
Kız arkadaşın sorarsa : "Çayla ne istersin?"
Cuando tu novia está en plan "¿ Qué quieres para el té?"
Ne gibi bir planınız olabilir ki?
¿ Qué clase de plan podrían tener?
Bu planını bana ne zaman söyleyecektin?
¿ Cuándo planeabas decírmelo?
Majesteleri şimdiye kadar bana karşı çok cömert ve naziktiniz, ancak evime dönüp, ne olacağını görme konusundaki planıma sadık kalacağım.
Su Majestad ha sido más que generoso y amable pero estoy resuelta en mi plan de ir casa para ver en qué me convertido.
Ne kadar uzun süre dayanabilirsek,... Bay Sun'ın on üç temsilci ile görüşüp, koordineli bir yükselişin planını yapmaları için o kadar süreleri olur.
No podemos insistir más. El Sr. Sun tendrá más tiempo para reunirse con los 13 delegados para planear el levantamiento armado.
Çünkü sen bize planlarımızı tamamlamada yardım edeceksin. Bana ne yaptınız?
Tú vas a ayudarnos a completar nuestro plan.
Çünkü kocanı öldürme planın, benim senin ne kadar
- No necesito un abogado. Muy bien, entonces. Dios mío.
Pardon ama "ne yapabilirim bakayım" planını ne zaman eyleme geçirmeyi düşünüyorsun?
- Sí. Disculpa, pero ¿ en qué momento pondrás el plan de "veré qué puedo hacer" en marcha?
Bundan sonraki planınız ne?
¿ Cuál es su estrategia?
Ne bir hücum stratejin ne bir savunma tutumun, ne de bir koruma planın vardı.
No tenían ninguna estrategia de ataque. Ni plan de defensa. Ni de contención.
İşte planı olan biri. Peki şu 198. bölüm tekrar çalıştıramazsak ne olacağını da söylüyor mu?
hombre con un plan - vale, ¿ dice el capítulo 198 qué ocurre..
Daha sonra ne yapacaksın?
¿ Tienes algún plan?
Kendrick ne senin yardımını ne de planını istiyor.
Kendrick no quiere tu ayuda, y tampoco quiere tu plan.
Bir planım vardı, karışık, zekici bir tasarı ve ne kadar garip gelse de bunun içinde arkadaşlarını öldürüp benim yerime geçmen yoktu.
Tenía un plan, Un intrincado, ingenioso diseño, Y, tan extraño como suena, no incluía que tu te cargaras a tus amigos y te hicieras cargo.
Ne yapacağını düşünmelisin.
Pero necesita un plan.
- Peki, terk planını ne zaman yaptın?
- Y lo tienes agendado para cuando?
Bütün hayatın boyunca bir şeyi isteyip, onun için plan yapmak ona güvenmek ve elde edememek ne demektir bilmiyorsun!
¡ Tú no sabes qué se siente al querer algo toda tu vida hacer planes, contar con ello, y no conseguirlo! ¿ De acuerdo?
Ne yani, planın bu mu?
El receptor funciona pero nadie está transmitiendo.
Onu bulursan tam olarak ne yapacaksın?
Exactamente, ¿ cuál es tu plan si la encuentras?
Buraya geldiğimden beri bana sürekli planımın ne olduğunu soruyorsun.
Desde que llegué aquí, me estas preguntando cual es mi plan y demás.
Planımızın ne olduğunu tartışmamız gerekmiyor mu?
¿ Debemos discutir cual es nuestro plan?
Yapabileceğin en iyi şey, Ghovat'ın ne planladığını öğrenmemde bana yardım etmek.
Lo mejor que puedes hacer es ayudarme a descubrir cuál es el plan de Ghovat.
Bilmiyorum ama her ne istiyorsa uzun zamandır bunun planını yapıyor.
No lo sé, pero sea lo que sea, lo ha estado planeando durante mucho tiempo.
Planının ne olduğunu bilmek hakkım.
Merezco saber lo que planea.
En azından ne planladığını söyle.
Por lo menos dime que tienes un plan.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]