Ra Çeviri İspanyolca
29,933 parallel translation
Akılları sıra milleti kerizliyorlar.
Apuesto a que ellos ya lo tenían preparado.
Artık sıra sende.
Esta vez guárdalo tú.
Evet, çok sıra dışı bir hırsızsın sen.
Sí, eres un ladrón bastante bueno.
Lopez, Takata, sıra sizde.
Lopez, Takata, su turno.
Sa-ha-ra.
Sa... Ha... Ra.
Aşağıda yaklaşık bir saat geçirdikten sonra Prenses bir hatıra eşyasıyla geldi. Kendi çıkardığı bir kömür parçası.
Tras una hora bajo tierra, la Princesa se llevó un recuerdo, un trozo de carbón extraído por ella misma.
Ara sıra.
A veces.
1'inci paragraftaki bonusun yanı sıra,... 16 ve 17'nci paragraftaki bonusa da hak kazanan öğretmenler, ikisini birden alabilirler.
En caso de que la persona tenga derecho a un bono del párrafo 1 y a un bono de los párrafos 16 o 17, el maestro recibirá ambos bonos.
Tabii ki, ama o İtalya'da her manastıra para verdi. Hangisi bilemem.
Sí, pero ha prestado dinero a conventos de toda Italia.
Ve hesaplar gösteriyor ki, oldukça net bir şekilde... Medici bankası manastıra 65 florinlik bağış yapmış. 50 değil.
Las cuentas muestran claramente que el banco Médici hizo un regalo al convento de 65 florines, no 50.
- Sıra bana geçsin de gör.
Espera a que me toque a mí.
Ara sıra, yapılması gereken en doğru şey ön koltuğa atlamaktır.
De vez en cuando, la mejor táctica es ser actores secundarios.
Genellikle yerleri paspaslayıp kovaları temizleyeceksin ama ara sıra ringde de yardım edeceksin tabii.
Principalmente limpiarás las escupideras y fregarás el suelo, pero sí, de vez en cuando subirás al ring.
- Sıra hep bu kadar uzun mu oluyor?
- ¿ Siempre es tan larga la fila? No es una fila.
Sıra değil bu. Bir şeyler yolunda değil.
Algo ocurre.
- Toto, teyzenden kalan tek hatıra.
- Es todo lo que te queda de ella.
Bu yüzden söz verdim. Bin Halid'i yakaladığımızda sıra ona gelecekti.
Así que... le prometí que, una vez que encontrásemos a Bin-Khalid, sería su turno.
Görürlerse seni de rehin alırlar. Sıfıra sıfır kalırız.
Si te ven, te atrapan, no tenemos nada.
- Sıra sende.
- Todo tuyo.
Ama nefret ettiğim bu sıra dışı durumların bir federal cinayet soruşturmasını ilgilendiriyor.
Pero me sabría fatal que sus actividades extracurriculares lo llevaran a involucrarse en una investigación federal de asesinato.
Eğer garip veya sıra dışı bir şey olursa bizi arayın.
Y si algo extraño o fuera de lo normal aparece, no dude en llamar.
Ra çok destek oldu.
Ra fue de mucho apoyo.
Ra'ya geldiğini söylerim.
Le diré a Ra que has venido.
Ra, yoga hocamız oluyor.
Ra es nuestra instructora de yoga.
- Selam Claire, ben Ra.
Hola, ¿ Claire? Soy Ra.
Evet, Ra Ira'nın kısaltılmışı.
Sí. "Ra" es una abreviatura de "Ira".
Ra'nın tüm ilgisini sana vermesi beni rahatsız etti cidden.
Me molestó que Ra sólo te prestara atención a ti.
- Ra.
! - ¿ Ra?
- Şu an sıra sende değil Cam.
No es tu momento, Cam. Cierto.
Ara sıra peşime takılmana ses etmem yani.
No me importaría que me persiguieras un poquito de vez en cuando. Jay.
- O değil, iki sıra arkadaki adama bak.
¿ Qué? No, no es una calva.
Ömrüm geleneksel bilgeliğin sürekli olarak sıra dışılıkla sınandığı bir sektörde geçti.
Me he pasado toda la vida en una industria en la que la sabiduría convencional se veía constantemente puesta en duda por el vanguardismo.
Şimdi sıra sende.
Ahora es tu turno.
- Sıra dışı.
Inclinado.
Ara sıra bunu yaptırmam gerekiyor.
De vez en cuando, lo necesito.
- Mandıra. - Hayır.
"Agujereo Emú"... no...
Sıra sende General.
Está bien, te toca apostar, general.
Sıra senin Joe.
Te toca, Joe.
Sıra sende.
Te toca.
Tek sıra ayak izi bırakmak istiyorum.
Quiero dejar una serie de huellas.
Ne çok hatıra var bu odada.
¡ Cuántos recuerdos hay aquí!
Sıra sende dostum.
- Te toca, colega.
- Evet, o... - Mandıra.
Sí, es...
- Mandıra.
- Productos lácteos. - Productos lácteos.
Ara sıra senden küçük iyilikler isteyebilirim.
De vez en cuando puedo pedirte... que me hagas un diminuto, minúsculo, pequeño favor.
Sıra sende.
Tu turno.
Şimdi sıra bende.
Ahora es mi turno.
Sıra sende.
Ahora es tu turno.
- Sıra sende.
- Te toca.
Decker, Chambers, sıra sizde.
Decker, Chambers, su turno.
Ama ara sıra yastığımmış gibi davranmama engel olmuyor bu.
Eso no significa que no finja que es mi almohada de vez en cuando.