Senin için geldim Çeviri İspanyolca
534 parallel translation
Buraya senin için geldim.
Vine por ti.
Buraya senin için geldim.
Es por eso que yo te estaba buscando
Senin için geldim.
¡ He venido por usted!
Jacek, sadece senin için geldim.
Jacek, volví solo por ti.
Senin için geldim Tony.
Vengo por ti, Tony.
- Senin için geldim.
- He venido a buscarle.
Senin için geldim.
Vengo a por tí.
Buraya senin için geldim.
Tengo como idea una sola cosa.
Senin için geldim, Ichi.
¡ Ichi! He venido a por ti.
Senin için geldim.
Vengo a por usted.
Senin için geldim Margaret.
He venido por ti, Margaret.
Senin için geldim, hayatım.
He venido a buscarte, querida mía.
Senin için geldim.
He venido a buscarte.
Senin için geldim.
He venido a por ti.
Sırf senin için geldim.
Entre todos, sólo por ti.
Senin için geldim. Samet için geldim.
Llévame por favor, mamá.
"Clarisse, senin için geldim."
Clarisse, he venido por ti.
- Senin için geldim.
- He venido por ti.
Senin için geldim.
He venido por ti.
O zamandan senin için geldim, Sarah.
He cruzado el tiempo por ti, Sarah.
Buraya, senin için geldim.
Estoy aquí contigo.
Buraya senin için geldim Tereza.
Volví por ti, Tereza.
"Alyda, senin için geldim."
Alyda, he venido por ti.
Senin için geldim July. Seni bulduğum için şanslıyım.
He venido a buscarte y ya te he encontrado.
Senin için geldim.
Vine por ti.
- Evden buraya kadar sadece senin için geldim.
He hecho todo el camino desde mi casa sólo por ti.
Ama senin ne kadar girişken olduğunu bildiğim için Bert, hemen geldim.
Pero sabiendo lo consciente que eres, vine enseguida.
Başta senin için endişelenmiştim. Tahkikata da bu yüzden geldim.
Al principio, me preocupé por ti y vine al interrogatorio.
Bana inanmıyor olabilirsin, Lufton ama buraya seni uyrmak için geldim. Karar senin.
Puede no creerme, Lufton... pero debe saber contra lo que se enfrenta.
Teslim gününe kadar senin meydanda olmaman için geldim.
Le vine a buscar para esconderle hasta que acabe el plazo.
Buraya senin için ifade vereceğimi söylemeye geldim.
He venido a decírtelo, testificaré a tu favor.
Sana Capri'ye döneceğimi söylemeye geldim. İmparatordan senin için yardım isteyeceğim.
Vine a decirte que regreso a capri a pedirle al emperador que interceda por ti.
Özetle ; buraya aslında senin için bir konuşma yapmaya geldim. Sana diyecektim ki ; kendini kandırma, gözlerini açıp gerçeklerle yüzleş ve onun hayatındaki en önemli şey olacağını sanma.
En fin,... yo sólo quería hablarte para advertirte, que no te ilusionaras, que tuvieras cuidado, que te prepararas para estar sola, y no creer que serás lo único en su vida.
- Lütfen, ben sadece senin bilmen için geldim.
- Formas parte del Consejo.
Senin için geriş geldim. Senin için geri geldim, Nevenka, ve benden nefret edenlerden intikam almak için.
Regresé por ti y para cobrar venganza a todos los que me odian.
Şimdi senin için bıraktığım ilaçları nasıl kullanacağını anladığından emin olmak için geldim.
He venido para asegurarme de que sabéis cómo usar los medicamentos que os dejé.
Senin için yıldızlar ötesinden geldim.
Vine de más allá de las estrellas por ti.
Senin kıza bakmak için geldim.
Vine para observar a tu muchacha.
Biliyorsun, ben sırf senin yanında olmak için geldim.
Sabes que volví para estar cerca de ti.
Buna inanamıyorum Gina, sana yardım etmen için geldim... ve senin yaptığın tek şey orgazm olmak.
No puedo creerlo, Gynna, vine a pedirte ayuda... y lo único que haces es tener orgasmos por toda la habitación.
Bu sabah buraya, babanla senin için konuşmama izin verip vermeyeceğini öğrenmeye geldim.
He venido a preguntarte si me permites pedirle tu mano a tu padre. Sí, te lo permito.
Senin için en erken trenle geldim.
Por ti, en el primer tren.
Emine, ben buraya senin için, çocuklarımız için geldim.
Emine, he venido aquí por ti, por nuestros hijos. ¿ Qué me dices?
Senin için geri geldim.
Regresé por ti.
Ama ben buraya senin iyiliğin için geldim Ebenezer.
Pero he venido... por tu bien, Ebenezer.
Hatta geçen gece eve bile geldim, ama sanırım senin için biraz geç bir saatti.
Incluso me dio la vuelta a la casa la otra noche, pero supongo que era un poco tarde para usted.
Senin için geri geldim.
- Volvi, para arreglar asuntos contigo.
Ben sadece senin için Berlin'e geldim.
Vine a Berlín sólo por ti.
Bak, senin için uzun bir yoldan geldim. Zamanım neredeyse bitti.
Vine de lejos por ti, y mi tiempo está por terminar.
Hayır. O kadar yolu sadece senin tahrik etmek için geldim.
No, sólo he venido para ponerte cachondo.
O senin konuğun. - Buraya yemek yemek için geldim.
Aún no me respondes, Adam.
senin için çıldırıyorum 35
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için ne yapabilirim 292
senin için deliriyorum 16
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için üzgünüm 22
senin için mi 51
senin için 556
senin için endişeleniyorum 79
senin için ne yapabilirim 292
senin için deliriyorum 16
senin için korkuyorum 18
senin için endişelendim 53
senin için de 32
senin için üzgünüm 22
senin için mi 51