Telefon ettim Çeviri İspanyolca
376 parallel translation
Sana telefon ettim. Neler oluyor?
Recibí tu llamada. ¿ Qué ocurre?
Beş saat önce telefon ettim, mesajı şimdi veriyor.
Llamé hace cinco horas y le da el mensaje ahora.
Tracy'e telefon ettim, ama açan olmadı.
Llamé a Tracy, y no me contestó.
İskoçya'dan Roy'un kaldığınızı söylediği otele telefon ettim ayrıldığınızı söylediler.
Por cierto, te he telefoneado desde Escocia al hotel donde Roy me dijo que te alojabas. Pero dijeron allí que ya no estabas.
Adamıma telefon ettim, o da herkesi arıyor.
Mi amigo está avisando a todo el mundo.
Amirlerime telefon ettim. Dürbün ihalesindeki yardımınıza çok müteşekkirler.
Están muy agradecidos por su ayuda con el contrato del binocular.
- O yüzden telefon ettim.
- Por eso telefoneé.
O saatler önceydi, telefon ettim.
Terminó hace horas. Llamé por teléfono.
Ben evine telefon ettim, 12.00 de konuşuyorduk.
Yo lo llamé a su casa. Hablé con él a las 12 : 30.
- Sonra Warren'a telefon ettim.
- Llamé a Warren.
Telefon ettim.
He llamado.
Bay Figlia'ya telefon ettim. Ödediğini söyledi.
Llamé al Sr. Figlia a San Francisco, y dijo que me había pagado.
Pek çok kez telefon ettim ama cevap veren olmadı.
La he telefoneado varias veces, pero no respondió.
Bay Dowd'ı bulunca size ben telefon ettim Yargıç Gaffney.
Yo lo llamé, después de que hallamos al Sr. Dowd.
Ben de Bay John'a telefon ettim, o da ondan alacağını söyledi.
Entonces llamé al Sr. John y accedió a recogerla.
Sana telefon ettim.
Lo llamé a Los Ángeles.
- Sana daha önce telefon ettim.
- Le telefoneé antes.
Sizinle buluşmak için ben telefon ettim. Sizi dün akşamki partide gördüm.
Le he llamado para quedar aquí... porque le vi anoche en la fiesta.
Polise 3 kez telefon ettim, haber yok.
He llamado tres veces a la policía y ni rastro.
Paltomu bile çıkarmadan nişanlıma telefon ettim.
Incluso antes de quitarme el abrigo, llamé a mi prometido.
Öğrendiğimde düşüp bayılmadım. Ona telefon ettim...
- No me dio un ataque, lo llamé...
Oh, telefon ettim, ama kimse açmadı.
Le telefoneé, pero nadie contestó.
Öğle yemeği zamanı annene telefon ettim.
Telefoneé a tu madre a mediodía. Me dijeron que no estabais allí.
Tunus'a telefon ettim.
He telefoneado a Túnez.
Zürih'te, bu otele telefon ettim.
En Zurich, llamé a este hotel.
Adamıma telefon ettim, o da herkesi arıyor.
- Llamé a mi agente para que los localizara.
Defterini tamamen dürmek için Jack Schnee'ye telefon ettim.
Para acabar, llamé a Jack Schnee.
- Telefon ettim.
- Telefoneando.
Vaktini boşa harcama. Zaten telefon ettim.
Pierden el tiempo, ya lo reporté.
Ben locamdan telefon ettim.
Llamé de este teléfono.
Evet, Sydney Avustralya'ya ben telefon ettim.
Sí, he colocado una llamada a Sydney, Australia.
Her yere telefon ettim cevap veren olmadı. Biraz daha sabredin.
- Sr. Cura...
Ben de sözümü tuttum. Telefon ettim. Sadece telefonun sonucu hoşuna gitmedi.
Y yo hice la llamada, es sólo que no te gusta lo que me dijeron.
Telefon ettim.
Hice la llamada.
İşe geç kaldım ve şefime telefon ettim.
Llegué tarde y llamé a mi vigilante.
Bana bu özel öğretmenin adını verdiler... ben de telefon ettim... bana Cumartesi gelmemi söyledi... benimle gelmek için zamanın olduğunu... sanmıyorum, ama gelirmisin?
Me dieron el dato de este profesor. Así que lo llamé, me dijo que vendrá el sábado. Imagino que no tendrás tiempo... para venir conmigo, ¿ no?
Gerçek şu ki, şu Kennedy denen adama telefon ettim ve ona benim için bir şeyi kontrol etmesini rica ettim.
El hecho es que llamé a mi amigo Kennedy y le pedí que investigue algo por mi.
Biraz endişelendim ve telefon, birkaç arkadaşa telefon ettim.
Me quedé intranquilo... Llamé a algunos amigos y no sabían nada.
Doğru zamanda mı telefon ettim?
Acabo de llamar al "Bom Moment", Sr...
Ben kendim saraya telefon ettim.
He hablado personalmente con Palacio.
Koleji bitirme sınavına girdiğin gün sana Guam'dan telefon ettim.
Te llamé desde Guam el día de tu graduación.
Fakat ben az önce telefon ettim ve karısını yakaladım.
Acabo de llamar y hablé con su esposa.
- İçeri gir. Telefon ettim, yoktun.
Intenté llamarlo, pero no estaba.
Oysa burada oturup kaldım. Sonra Isaac'e telefon ettim.
Y yo aquí sin nada que hacer, así que llamé a Isaac.
Daha evvel telefon ettim Arabadayken.
Antes me llamaron por teléfono,... en el coche.
Berlin'deki dairesine bizzat ben telefon ettim, az önce de getirdiler.
Yo mismo llamé... a su apartamento en Berlín, acababan de recogerlo.
Triana'ya telefon ettim.
Llamé al Triana.
Acaba kocanız telefon filan etti mi diye merak ettim.
Pensaba que su esposo habría llamado o...
Ona hiç yazmadım, telefon etmedim ya da telgraf çekmedim. Sadece bekledim ve hareket ettim. Her şey yolundaymış gibi göründüğünde onunla buluşmak üzere soluğu şehir dışında aldım.
No le escribí a ella, ni la llamé sólo esperé el momento para huir y encontrarme con ella.
Ama telefon ettim.
Pero no está.
Ben her şeyi yaptım, ablanı aradım, eşine telefon ettim.
Estas engordando mucho
ettim 71
telefon 495
telefonu kapat 45
telefonu aç 47
telefon numarası 27
telefonda 73
telefon et 35
telefonu al 19
telefon sana 113
telefona bak 34
telefon 495
telefonu kapat 45
telefonu aç 47
telefon numarası 27
telefonda 73
telefon et 35
telefonu al 19
telefon sana 113
telefona bak 34
telefon var 19
telefona cevap ver 23
telefon yok 49
telefonunu kullanabilir miyim 34
telefonum yok 16
telefon çalar 36
telefonun var 33
telefon mu 34
telefonu bana ver 24
telefon size 34
telefona cevap ver 23
telefon yok 49
telefonunu kullanabilir miyim 34
telefonum yok 16
telefon çalar 36
telefonun var 33
telefon mu 34
telefonu bana ver 24
telefon size 34