English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → İspanyolca / [ U ] / Uykuya dal

Uykuya dal Çeviri İspanyolca

336 parallel translation
Sadece uykuya dalıyordum
¿ Tienes sueño?
O zaman tekrar uykuya dal ve bütün istediklerinin hayalini kur.
Entonces vuelve a dormir... y desea eso con todas tus fuerzas.
Bu bileşimi için yaratık, bir saat içinde, huzurlu bir uykuya dalıp sonunda ölüyordu.
La criatura se lo bebe y una hora después se duerme apaciblemente y muere.
Hemen uykuya dalıyorsun, değil mi?
Estas muy dormida ¿ no?
Son hatırladığım şey hapı almaya uzandığım ve derin uykuya dalıvermişim.
La última cosa que recuerdo, es que estaba buscando los somníferos, ¡ cómo entre sombras!
- Judy, uykuya dal.
- Judy, duermete.
Orada çalışamam. Uykuya dalıyorum.
No puedo estudiar allí.
Bak ona. Uykuya dalıyor.
Míralo, se está quedando dormido.
Hayır, uykuya dalıncaya değin, değil.
- Hasta que esté dormido.
Ama bir brendi içip, uykuya dalıyorum.
Por eso bebo brandy y me voy a dormir.
Sana bir roman okuyorum, ama sen bir keçi gibi uykuya dalıyorsun.
Te leo una novela y tú te duermes como un tronco.
Daha derin bir uykuya dal.
Duerme profundamente.
Derin, çok derin bir uykuya dalıyorsun.
Está profundamente dormido.
Uykuya dalıyorsun.
Te estás durmiendo.
Derin bir uykuya dalıyorsun.
Profundamente dormida.
Uykuya dal.
Duérmete.
Uyanık kalamıyorum, uykuya dalıveriyorum.
No puedo mantenerme despierto, me duermo constantemente.
Ne zaman açıkça bir şey söylemek istesem her seferinde uykuya dalıyor.
Justo cuando se exactamente lo que quiero decirle... se duerme.
Uykuya dal.
Duérmete, mi bebé.
Uykuya dal bebeğim
Duérmete, mi niño...
Sonra yatıp uykuya dalıyorum. Uykuda hareketsiz kalarak 1 saat boyunca nefessiz dayanabiliyorum.
Si me quedo dormido, inactivo, puedo estar una hora sin necesitar oxígeno,
Doğrudan yatak odama git Yat ve hemen uykuya dal.
Irás a mi cuarto, te acostarás y te dormirás inmediatamente.
En sevdiği şarkıyı dinlerken uykuya dalıyordu.
Se durmió escuchando su melodía favorita y se murió.
Bacakların hissiz ve ağır. Uykuya dalıyorsun.
Tiene las piernas torpes y pesadas y se entrega al sueño.
Her gece sabaha karşı çok derin bir uykuya dalıyor.
Cada noche que pase dormirá más profundamente.
Karım bir şeylerin döndüğünü anladı. Çünkü sürekli esniyor ve yatar yatmaz uykuya dalıyordum.
Pero empezó a sospechar, porque en la cama no hacía más que dormir.
Bazen uykuya dalıp sihirli bir ülkeye götürülmek istedim, ama bu hiç gerçekleşmedi.
A veces deseaba quedarme dormida y que me llevaran a una tierra mágica, pero nunca ocurrió.
"Uyu. Kapa gözlerini ve derin uykuya dal."
Duerme bien y rápido
Uykuya dalıyorsun.
Te sumerges en el sueño.
Genç halimin çıkıp gelmesini beklerken uykuya dalıverdim.
Me quedé dormido esperando a que mi joven yo volviese.
Yeniden uzanabilirsiniz. Yine uykuya dalın. Sorun yok, Bayan Tillie.
Puede tumbarse y seguir durmiendo, Srta. Tilly.
Uykuya dalıyorsun.
Te estás quedando dormida.
Hayalindeki kızı görmek istiyorsan uykuya dalıp kabus gör.
¿ Quieres a una chica? Pues a dormir y que tengas una pesadilla.
Ama yatağına girip de uykuya dalınca, tıpkı bir bebek gibi.
Pero cuando està durmiendo en la cama, parece como si se encogiera.
Tam uykuya dalıyordum ki, kilise çanlarının çaldığını duydum. Ve arabamın alarmı sebepsiz yere ötmeye başladı.
Yo oí las campanas de la iglesia a medianoche y de repente la alarma de mi coche saltó sin motivo.
Ben uykuya dalınca kaçıvermiş.
Salió de la cama después que yo me dormí.
Uykuya dal ve rüya gör.
Que duermas bien... y sueña.
Hemen uykuya dalıyor.
Enseguida se duerme.
Ben bayılmıyorum, aniden derin bir uykuya dalıyorum.
Me dormía profundamente.
Sadece dinlen ve hemen uykuya dal.
Sólo relájate y te dormirás inmediatamente.
Sonra ben de, rüya görmek için uykuya dalıyorum
Luego me duermo para soñar
Gittikçe, gittikçe daha derin bir uykuya dalıyorsun.
Está durmiendo profundamente, profundamente.
- Uykuya çabuk dalıyorsun sanıyordum.
- Pensé que te dormirías rápido.
Eğer bu gerçekleşebiliyorsa uykuya her dalışımda, öfkem arttığında, farkında olmasam bile... değişim gerçekleştiği zaman... onun üzerinde bir kontrolüm olmayacak.
Si puede suceder cuando estoy dormido, cuando mi enojo se acumula, hasta en mi subconciencia cuando suceda la metamorfosis no puedo controlarla. Ni sé lo que hace.
Ne yapıyorsun peki, gözlerini kapadığın an uykuya mı dalıyorsun?
¿ Qué haces, sólo cierras los ojos y ves todo negro?
"Öylece dalıverme o uykuya."
"No entres dócilmente en esa buena noche"?
"Öylece dalıverme, dalıverme... "... o uykuya.
" No entres dócilmente en... en... en esa buena noche.
" Öylece dalıverme o uykuya.
No entres dócilmente en esa buena noche.
Uykuya dalıyorsun.
Se dormirá ahora.
Hemen uykuya dalıp eğlence kısmını atlamak istiyorsun değil mi? Anlıyorum.
Bueno, mira, yo entiendo.
Havlamazsam, uykuya dalıyorum.
Si no ladro, me duermo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]