Yard Çeviri İspanyolca
308,583 parallel translation
Nolan'la ilgili ne kadar çok bilgi verirsen ben de sana o kadar çok yardımcı olabilirim.
entre más cosas me diga sobre Nolan, más podré ayudarla.
Maddie teyzene git. Yardımını iste.
Ve a buscar a la tía Maddie y pídele su ayuda.
Bu kadar iyiyse, neden kasabalılar yardım istemek için ona gelmiyorlar?
Si es tan bueno, ¿ por qué no acude el pueblo por su ayuda?
Yardım edemem.
No puedo ayudarlos.
Kanun adamlarının yardım etmediği insanlar.
Gente a la que los agentes de la ley no ayudarán.
Benden yardım istedin, ben de senden söz istiyorum evlat.
Si quieren mi ayuda, necesito que me dé su palabra, hijo.
Bana eşlik etmiyorsunuz ki, ben size yardım ediyorum.
Bueno, no va a escoltarme. Voy a ayudarlo.
Neyin çok yardımı olurdu biliyor musun?
¿ Sabes qué sería de gran ayuda?
Yardım ister misin... ritüelin için?
¿ Necesita ayuda con su... con su ritual?
Eğer onlara yardım etmeyi reddedersen, sevdiğin insanları incitmekle tehdit ettiler.
Amenazaron a la gente que amabas si te negabas a ayudarlos.
Ve bilgisayarı hackleyip video günlüklerini izledin, bunlar yardım etti mi yoksa seni üzdü mü?
Y hackear y ver los registros en video, ¿ fue de ayuda o lo empeoró?
Jess'i kurtarmak için zaman makinesini çalmama yardım etmeni istiyorum.
Quiero que me ayudes a robar la máquina del tiempo para salvar a Jess.
Birini öldürmen için... sana yardım edemem.
No voy a ayudarte... a matar a alguien.
Başka bir yol bulmama yardım etmeni istiyorum birinin varlığını silmene.
Te pido que me ayudes a encontrar una manera... De borrar a alguien de la existencia.
Lütfen bana yardım et.
Por favor, ayúdame.
Karımı kurtarmama yardım edecek misin?
¿ Me ayudarás a salvar a mi esposa?
- Anne, yardımına ihtiyacım var.
Mamá, necesito tu ayuda.
Orada dikilme de bize yardım et.
No te quedes ahí parado. Ayúdanos.
Yardım etmeye geldik.
Bueno, venimos a ayudar.
Yardım çığlıklarını duyduktan sonra Sue ve ben eve gelip onun adına konuşmaktan başka bir seçenek göremedik.
Y después de escuchar sus súplicas de ayuda, Sue y yo sentimos que no teníamos más opción que venir a casa y hablar en su nombre.
Buraya gelip bize yardım etmeyi düşünen çocuklarımızın onlara bağırana kadar harika olmadıklarını biliyorum.
Yo todo lo que sé es que ninguno de nuestros geniales chicos se le ocurrió venir acá abajo a ayudarnos, hasta que les gritamos.
Sakin kalmalı, işimizi yapmaya devam etmeli ve çocukların aşağıya inip yardım etmelerini kendi başlarına fark etmelerini beklemeliyiz.
Debemos permanecer tranquilos, seguir haciendo nuestro trabajo, y dejar que los chicos se den cuenta que deben venir a ayudar.
Yardıma ihtiyacınız var mı merak ettim.
Me preguntaba si necesitaban ayuda.
Ailenin bir parçası olmaz bir şeyler ters gittiğinde yardım etmek demektir.
Ser parte de una familia significa acercarse a ayudar cuando algo sale mal.
Ama gelip yardım etmen gerektiğini değiştirmez...
Pero no cambia el hecho de que debiste bajar a ayudar...
Dinle, yardım için teşekkürler.
Oye, gracias por ayudar.
Geçen masanı kurmana yardım ederken gitmek istediğine emin olmadığını çünkü biriyle çıkmadığını söylemiştin.
La otra vez que estuve aquí ayudándote con tu escritorio, decías que no estabas segura si ibas a ir, porque no tenías una cita.
Bir kere, derslerinde yardımcı olmak için.
Una vez. Y fue para ayudarte a estudiar.
Yardım lazım mı?
¿ Necesitas corriente?
Ama güven zedelememe kuralımı bir kere bozup sana güveneceğim çünkü arkadaşımızın gerçekten yardımımıza ihtiyacı var.
solo esta vez y confiar en ti porque creo que nuestra amiga de veras necesita nuestra ayuda.
Elbette Kızıldeniz'i ayırmanıza yardım etmeyecek ama bilgisayar aranızdan 30 dakika kurtaracak.
Aunque no te ayudará a separar el Mar Rojo, pero te dará 30 minutos de uso de la computadora.
Sorun ne bilmiyorum ama her neyse eminim Gezgin Peder yardım edebilir.
No sé cuál sea el problema, pero lo que sea, pero estoy seguro que el Reverendo Rovin puede ayudar.
Evet ama oğlana bazı şeylerin paradan daha önemli olduğunu öğrettiğimizi hatırlıyorum. Colts'un kazanmasına yardım eden bu sihirli havlu gibi.
Sí, pero recuerdo que desde pequeño le enseñamos al chico que hay algunas cosas más importantes que el dinero, como toallas mágicas que ayudan a ganar a los Colt.
Meyve suyu koymama yardım edebilir misin lütfen?
¿ Puedes ayudarme con el jugo de frutas, por favor?
Burada arkadaşıma yardım etmeye çalışıyorum. Her nedense seni çekici buluyor ve sen buralarda dolanıp bunu daha da zor hale getiriyorsun.
Estoy tratando de ayudar a mi amiga, quien por alguna razón, te encuentra atractivo, y el que estés husmeando por aquí no hace las cosas más fáciles.
İşe bak ki sana bu konuda yardımcı olabilirim.
Bueno, pues resulta que yo puedo ayudarte con eso.
İşe bak ki sana bu konuda yardımcı olabilirim.
Bueno, resulta que yo te puedo ayudar con eso.
Genç hayatların şekillenmesine yardım edeceksin.
Ayudarás a formar las vidas de los jóvenes.
Uğurlu Colts havlusunu tutmanın takımının maç kazanmasına yardım edeceğine inanan adamın dediğine bak.
Lo dice el hombre que cree que sostener una toalla mágica de los Colt puede ayudarlos a ganar un juego.
Axl, senin büyük günün olduğunu biliyorum ama yardımını alabiliriz.
Axl, sé que hoy fue tu gran día, pero necesitamos que ayudes.
Bazen ona yardım etmek istiyorum ve ipuçlarına bakıyorum ama salak gibi hissediyorum. Çünkü hiçbir anlam çıkartamıyorum.
Y yo intento ayudarle algunas veces y... miro las pistas y me siento como una tonta porque no les veo ni pies ni cabeza.
Bir Pygmalion değil ama sana yardım edebilirim. ( Mitolojik kral. )
No exactamente como Pigmalión, pero te puedo dar algunas indicaciones.
Sana yardım edeyim.
Deja que te ayude.
Lütfen hastaneye götürmeme yardım et!
Ayúdame a llevarla al hospital, por favor.
Şu fıçıları taşımama yardım eder misin lütfen?
¿ Me ayudas con esos barriles, por favor?
- Düzenlemene yardımcı olabilirim.
- Puedo ayudarte en lo que sea.
Yardıma ihtiyacınız var mı?
¿ Necesitas ayuda?
Yardım et de boşaltalım şunları.
Venga, ayúdame a descargar esto.
Benden hesaplara bakmana yardım etmemi mi istiyorsun?
¿ Quieres que te ayude con los libros?
Bana yardım etmek zorunda değildin.
No tenías que ayudarme.
Deran, biraz yardım edebilir misin?
Deran, me vendría bien tu ayuda.
yardım 237
yardımcı 24
yardım edin 2172
yardim edin 16
yardım et 1629
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yardımcı olabilirim 30
yardım edebilir miyim 558
yardım etmek istiyorum 79
yardımcı 24
yardım edin 2172
yardim edin 16
yardım et 1629
yardımcı olabilir miyim 707
yardımına ihtiyacım var 284
yardımcı olabilirim 30
yardım edebilir miyim 558
yardım etmek istiyorum 79
yardıma ihtiyacınız var mı 48
yardıma ihtiyacın var mı 120
yardıma ihtiyacım var 172
yardım eder misin 112
yardım etmeme izin ver 21
yardım etmemi ister misin 18
yardım et bize 19
yardım lazım mı 65
yardım edin bana 78
yardım etmek istedim 16
yardıma ihtiyacın var mı 120
yardıma ihtiyacım var 172
yardım eder misin 112
yardım etmeme izin ver 21
yardım etmemi ister misin 18
yardım et bize 19
yardım lazım mı 65
yardım edin bana 78
yardım etmek istedim 16