Öyle olsaydı Çeviri İspanyolca
1,604 parallel translation
Eğer öyle olsaydı, beni çok uzun zaman önce yemiş olurlardı.
Si lo hiciesen, yo habría sido comido hace mucho tiempo.
Öyle olsaydı zarar görürdü.
Si lo hicieron, no produjeron desperfectos.
Öyle olsaydı, Chamber'ların evinde onları öldürürdü.
De otra manera, lo hubiera hecho en la casa de los Chambers.
Öyle olsaydı, her şey daha kolay olurdu.
Seria mucho más fácil si lo hiciera.
Keşke öyle olsaydı.
Ojala fuera asi.
Ama yine de, öyle olsaydı bile... duyurduklarında...
Pero si hacen eso, entonces cuando lo anuncien...
Keşke öyle olsaydı.
Ojalá lo fuera.
- Keşke öyle olsaydı.
- Ojalá fuese algo gay.
Öyle olsaydı tamam ama sadece bir şeyler içeceklermiş.
Si fuera una entrevista, entendería, pero es un trago.
Öyle olsaydı... sana bunu gösterirdim.
Si lo hiciese... te hubiese enseñado esta.
Öyle olsaydı, basına konuşurdunuz.
Si lo hace, será público.
Zaten öyle olsaydı, bu iş buralara gelmezdi, değil mi?
Si eso fuera, nunca habríamos llegado hasta aquí, ¿ o sí?
Öyle olsaydı, hiç kimse katolik kilisesine katılmazdı.
Si fuera así nadie se hubiese unido a la Iglesia Católica.
Bu doğru olamaz, çünkü öyle olsaydı...!
¡ Imposible, si así fuera...!
Öyle olsaydı, annene para gönderir ve senin çalışmana gerek kalmazdı!
¡ Entonces estaría enviándole dinero a tu madre, y no tendrías que trabajar!
Hepimiz biliyoruz ki bu antrenmanların bir boka yaradığı yok. Öyle olsaydı, bu demiri alıp tüm hız ve gücümle sana savurduğumda sana bir milim bile yaklaşamamam gerekirdi.
Todos sabemos que si tu entrenamiento vale algo, debería poder tomar esta palanca y agitarla con la mayor fuerza y velocidad posible, sin lograr acercarme a ti.
Hepimiz biliyoruz ki bu antrenmanların bir boka yaradığı yok. Öyle olsaydı, bu demiri alıp tüm hız ve gücümle sana savurduğumda...
Todos sabemos que si tu entrenamiento vale algo, debería poder tomar esta palanca y agitarla con la mayor fuerza y velocidad posible,
Eğer öyle olsaydı, Earl ile evliyken seninle sevişiyor olmazdık.
Si lo hiciera, tú y yo no habríamos hecho el amor en cada oportunidad que se presentara mientras estaba casada con Earl.
Hayır, eğer öyle olsaydı, şuan belki de zaten...
No... si así fuera, estaría ya...
Çünkü öyle olsaydı bile size söylemezdim
Porque habrán imaginado que no se lo diría si así lo fuera.
Öyle olsaydı seninle konuşuyor olur muydum sence?
Si lo hubiera hecho, ¿ cree que estaría hablando con usted?
Eğer öyle olsaydı aynen okurdun, özet geçmezdin.
Si así fuera, estarías leyéndola, no resumiendo.
Öyle olsaydı, milyarder olurdum.
Nah, sí así fuera, yo sería millonario.
- Eğer öyle olsaydı, nereden bilebilirim ki?
¿ Perdiste la cordura? Si así fuera, ¿ cómo iba a saberlo?
Ya öyle olsaydı?
¿ Y si...?
Eğer öyle olsaydı en mükemmel kartları sana verirdim.
Si lo hiciera, te daría las mejores de todas.
Hayır öyle olsaydı duyardım.
No, de ninguna manera.
Keşke öyle olsaydı.
Lamento que yo no fuera.
Öyle olsaydık, Justin yastığı Amy Greenblatt'miş gibi davranır mıydı hiç?
Si lo somos, ¿ por qué Justin finge que su almohada es Amy Greenblatt?
Keşke ekibinin diğer elemanları da öyle olsaydı.
Desearía poder decir lo mismo del resto de tu escuadrón.
Öyle olsaydı,... adamınızı bulmak için yardımıma ihtiyacınız olmazdı.
Si eso fuera cierto, no necesitarías mi ayuda para encontrar a tu agente.
- Öyle olsaydı hoş olurdu.
Habría sido agradable que lo fuera.
Öyle olsaydı çökmezdi.
Si lo fuera, se vendría abajo.
Norbert mı? Keşke öyle olsaydı. Adım Gaylord Q. Tinkledink.
Norbet, ojala, mi nombre es Gaylord.
Öyle olsaydı, başka bir plan uygulayacaktım.
Aunque no tuve la oportunidad de demostrarlo...
Eğer öyle olsaydı bile neden olduğunu tahmin edebiliriz, çünkü onun kırbaçlanmış olduğunu görmediniz efendim.
Y si alguna vez lo fue, entonces sólo podemos suponer el por qué, porque usted no lo vio, y habría sido apaleado, señor.
Öyle olsaydı bile karşılaştırmak amacıyla parmak izini almak için mahkeme emri çıkarmalıydınız.
Y si lo fuera... necesita una orden judicial para tomar mis huellas digitales para la comparación.
Ama bu hikayenin benimle ilgisi yok. Ne benimle ne de büyükbabamla. Öyle olsaydı, büyük babam ve ben söylerdik, ama öyle bişey söylemedik.
Pero esta historia, no es sobre mí, ni sobre mi abuelo y yo, sino se llamaría "Mi abuelo y yo", no se llama así,
Ama eğer sezon başında olsaydık her şey daha başka olurdu. Ama öyle değil.
Si fuera el principio de la temporada, sería una historia distinta, pero no lo es.
Eğer öyle bir yetkim olsaydı, söyleyeceğim şey bu olurdu ama maalesef yalnızca bir yargıç bunu yapabilir.
es lo que les diría si pudiera hacerlo pero, lamentablemente, sólo un juez puede hacerlo.
Bugün öyle şansınız olsaydı, söyleyeceğim şey bu olurdu ama yok.
es lo que les diría si fuera posible pero hoy no hay ningún juez aquí.
Ve ölme durumu konusu, bence eğer öyle bir durum olsaydı, şu beyaz ışık gibi bir şeyler olurdu, belki de sakallı bir dede.
En cuanto a que estemos muertos, creo que si lo estuviéramos, tendría algún tipo de luz blanca, tal vez un tío con barba.
Eğer öyle bir şey olsaydı, zengin olmuştum.
Pero si ese fuera el caso, no estaria haciendo una fortuna
Keşke öyle olsaydı.
Ojalá
Eğer sigorta ile ilgili bir problem olsaydı,... Biz, değişim programına, Tolchuk'lar halledecek diye söylerdik. Eğer onlar da problemi öyle dile getirselerdi, benle yada Gary ile konuşabilirdi.
Si hay algún problema en el programa, no pueden... sacarte así, deben de hablar conmigo o con Gary.
Öyle olmamış olsaydı, burada olmazdınız.
No estarías aquí si así no fuera.
Aslında öyle bir kızla tanışmış olsaydım daha kolay olabilirdi.
Pienso que seria mucho mas facil si relamente encontrara a la chica. Pop, bang...
Hayır, çünkü Vietnamca, Vietnam'da konuşulur.... orda olsaydın öyle konuşabilirdin Vietnam'da ki bir restoran'da, Vietnam yemekleri yerdin.
Cuando venís a comer a un restaurante vietnamita, haces pedido en vietnamita y no hablas vietnamita en un restaurante vietnamita con comida vietnamita.
Biz de öyle bir şeyler yaşamış olsaydık istedim sadece.
Ojalá nosotros pudiéramos tener algo como eso.
Öyle, "Karşı saldırıya geçme" dediğinde dinlemiş olsaydım pisliğimi temizlemen gerekmeyecekti.
- Sí que lo es, si te hubiera escuchado cuando me dijiste que no tomara represalias, no hubieras tenido que limpiar el desastre que hice.
Öyle bir baba olsaydım muhtemelen işimin nasıl kızımdan sonra geldiğini söylerdim.
Si fuera de esos papás te diría que mi trabajo es mucho menos importante que mi hija.
olsaydı 40
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle mi 14811
oyle mi 19
öyle değil mi 4374
öyle degil mi 23
öyle olsun 692
öyle mi dersin 362
öyle bir şey değil 75
öyle işte 113
öyle bir şey yok 92
öyle oldu 102
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65
öyle mi diyorsun 87
öyle demek istemedim 274
öyle ya da böyle 119
öyle ki 92
öyle misin 81
öyle görünüyor 500
öyle deme 154
öyle olsun bakalım 50
öyle bir şey demedim 65