English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ A ] / Aşık çocuk

Aşık çocuk Çeviri Fransızca

274 parallel translation
Onunla ilgilen, aşık çocuk.
Occupez-vous d'elle, don Juan.
Bunu biliyorsun, aşık çocuk.
Tu sais ça, mon joli.
Hadi durma aşık çocuk. Ne kadar kötü bir kız olduğumu söyle.
Vas-y, mon joli, dis-moi que je suis une mauvaise fille.
Hoşça kal, aşık çocuk.
Adieu, mon joli.
Sen de aşık çocuk.
Et toi aussi, Roméo.
Hey, aşık çocuk. Şu yemek işi nasıl gidiyor?
Don Juan, la soupe est prête?
Sakin ol, aşık çocuk.
Arrière, Don Juan.
Öldürebilirsen öldür aşık çocuk!
Tue-la si tu oses, l'amoureux!
Ama girdin, aşık çocuk.
C'est bien vrai, mon amour.
Tamam, aşık çocuk!
Alors Don Juan!
Geç, aşık çocuk.
Adieu, mon chou.
Güle güle, aşık çocuk.
Adieu, mon amour.
Hadi aşık çocuk.
Allez, play-boy.
- Demek komik olduğunu sanıyorsun aşık çocuk?
- Tu trouves ça drôle?
Aşık çocuk bana aletini göstermek istiyor.
Ce mec veut me montrer sa bite.
Aşık çocuk. Sen aşıksın.
Un vrai don Juan.
Çocuk asık suratlı. Belki hasta.
Boy vrai nuage noir.
İkimizin de çocuk olduğu, ve ona aşık olduğum zamana geri dönmüş gibiydim.
J'ai revécu la toute première fois que je l'avais aimé, enfant.
- Sen ne dersen, aşık çocuk.
- Comme tu voudras, mon joli.
Kız banyoda.Oh, Steve buradaymış, sen ne hoş olmussun, temiz çocuk,
Elle prend son bain. Tu as une femme très propre.
Aşık olduğun o liseli çocuk değilim artık. Bunu nasıl söylersin?
Je ne suis plus l'étudiante à qui tu faisais la cour... comment le saurais-tu?
Sonunda o kirli yerliye aşık olduğunu itiraf mı ettin... ve ondan bir çocuk mu yaptınız?
As-tu fini par lui avouer qu'un jour tu étais tombé amoureux... d'une Indienne pouilleuse et que tu avais eu un bébé avec elle?
Evinden ilk kez uzak ve yalnız kalan bir çocuk genellikle ilk dokunduğu kıza aşık olur. Büyük olasılıkla da bir sokak kızına.
Les garçons envoyés pour la première fois loin de chez eux s'entichent souvent de la première fille qu'ils ramassent dans la rue.
Bir bakayım, tifo aşısı oldular, bir de tetanos aşısı... difteri aşısı, sarılık aşısı, çocuk felci aşısı.
On les a piqués contre la typhoïde, le tétanos, la diphtérie, l'hépatisme, la poliomyélite...
Bu arada bana açıklamanı istediğim bir şey var. Artık çocuk olmadığınla ilgili dün gece bana dediklerin... Gözüme uyku girmedi.
En attendant, je voudrais que tu m'expliques pourquoi tu as dit que tu n'étais plus une enfant.
Aşık bir çocuk aldın mı?
Tu t'es trouvé un bel amant?
Oh, çocuk! Herbie aşık olmaz mı!
Oh la la, Herbie va adorer!
Şey, ne yazık ki, zavallı çocuk oldukça sıradan bir şarkıcıya aşık oldu.
La pauvre petite est amoureuse d'un chanteur médiocre.
# Geçen Pazartesi, Leyden'da aşçı yamağı olan, "Çocuk" lakaplı... #... Adriaen Adriaenszoon hırsızlık suçundan asıldı.
Lundi dernier, le marmiton Adriaen Adriaenszoon, surnommé l'Enfant, a été pendu pour vol.
Bu çocuk aşık olmuş.
Le gamin est amoureux!
Aşık çocuk nerede?
Où est ton amoureux?
Oğlanı rahat bırakın, Çocuk aşık.
Fiche-lui la paix. Il est amoureux.
Mark kolumu kırabilir, dahi çocuk beynimi dağıtabilir ya da yatabilirim.
Je me fais casser le bras par Mark, et la cervelle par notre as de l'électronique ou je vais au lit.
Biraz sıkıntı yaşadığımı sen de görmüşsündür. Işıkçı çocuk var ya.
Tu as dû remarquer que j'ai eu un petit problème avec le jeune aux projecteurs.
Cédulası olmadığı için kafasına kurşun sıkılıp tanka asılan bir çocuk.
Un gamin flingué et pendu à un tank parce qu'il avait pas de cedula.
Çocuk öldüğünde, İngiltere'ye geri döndü. Charles'la tanıştı ve ona aşık oldu.
L'enfant mort, elle est rentrée en Angleterre et a rencontré Charles.
İddiaya varım, Marketteki sebzeci çocuk sana gerçekten aşık değildir.
Au fait, le type de l'épicerie n'est pas vraiment fou de toi.
Çocuk büyürken her şeyi karmakarışık ettin, sürekli sana uygun birisi olmasını sağladın.
Tu as toujours eu un métro de retard avec lui. À vouloir qu'il te mange dans la main.
Çocuk bir insana aşık oldu.
Cette enfant est amoureuse d'un humain.
İyi güreşçinin aşık olduğu birisi ya da koruduğu küçük bir çocuk var.
Le bon a une histoire d'amour ou un enfant qu'il protège.
Ailem benimle aşık olma, evlenme.. .. ya da çocuk sahibi olma olasılıklarını hiç konuşmadı.
Mes parents ne m'envisageaient... jamais amoureuse, ou mariée ou mère de famille.
Geri alabilecek kadar erkekliğin var mı? En iyi atışını yap, sıkı çocuk.
Si tu as le courage de venir le récupérer, tente ta chance, gros dur.
"17 Nisan, aşırı ses İtalyan çocuk eve kız arkadaşını getiriyor."
"1 7 avril. Tapage excessif. L'ltalien rentre avec une amie."
Aferin sana, aşık çocuk!
Bien joué, Roméo!
"Aşık çocuk" mu?
Roméo?
Tıpkı bir çocuk gibi aşık oldum.
Je suis amoureuse comme une gamine.
Artık küçük bir çocuk değilsin,.. ... 9 yaşında oldun.
Tu n'es plus un enfant, tu as 9 ans.
Aşık çocuk!
Le charmeur!
Televizyon berbat bir şey gibi gelir çünkü aileler çocuklarına kötü bir çocuk bakıcısının bakmasını istemezler ve bu işe çok kızarlar *.
Je te passe ton père. - T'as baissé le chauffage?
Hafızanı tazelememe izin ver. Prinadora babası ile standart bir beş yıllık evlilik sözleşmesi imzaladın. Çünkü çocuk sahibi olmak istiyordun.
Tu as signé un contrat de mariage de 5 ans avec le père de Prinadora parce que tu voulais un enfant, simple transaction commerciale.
Tüm bu yetenekler... tüm bu başarılar... ve hala şımarık bir çocuk gibi davranmak istiyorsun.
Tu as beau avoir tous les dons et tout le savoir-faire du monde, tu te comportes toujours en enfant gâté.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]