English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bir araba

Bir araba Çeviri Fransızca

9,227 parallel translation
Annemin boktan işlerde çalışmasından bıktım,... boktan bir araba sürmesinden, boktan bir evde yaşamasından,... sırf kardeşim ve beni büyütmek için.
Crevé que ma mère aie un taf de merde, conduise une voiture de merde, vive dans une maison de merde, juste pour subvenir aux besoins de moi et mon petit frère.
Onlara bir araba alıp, güneye gittiğinizi söylerim.
Je dirai que volé une voiture et conduit vers le sud.
Yanaştı bir araba Kimdir acaba?
Une bagnole s'arrête Qui ça peut bien être?
Ve o deli olsun istiyorum, ve bir araba anten ile bana vurdu.
Il se fâchait et me frappait avec une antenne de voiture.
Knob Hill Grand Otel bana bir araba gönderecek.
Le Grand Hotel de Knob hill m'envoie une voiture.
Bir araba.
Un carrosse!
Hareket etmese bile size araba kullanın diyorlar çünkü herkes bir araba kullanıyor. ... şehirlerde hiç temiz hava kalmamış.
Ils vous disent de conduire des voitures qui ne peuvent pas avancer parce que tout le monde en a, dans des villes où il n'y a pas d'air propre.
Ucuz bir araba al, ekonomide uç. Bu tür şeyler işte.
Tu t'achètes une Prius, tu voles avec Continental, ce genre de chose.
Benim bildiğim Satürn havalı ama ekonomik bir araba.
Je connais Saturn, la voiture.
- Bu bir araba, anne.
- C'est une voiture, maman.
Müthiş bir araba yaptık, ama motorumuz yok yani.
Comme si on avait bâti une super voiture sans le moteur.
O lanet gecenin ortasında, bir araba tutup Copertino'ya geri döndüm.
Je suis retourné à Cupertino au beau milieu de la nuit.
Bak, bu arabanın hız göstergesi doğru mu bilmiyorum,.. ... eski bir araba, ama doğru ise saatte 12 mil hızla koşuyorsun.
Je ne sais pas si le compteur est fiable, c'est une vieille voiture, mais s'il l'est, tu courais à 19 km à l'heure.
Bir yerlerden bir araba çıktı... Sonra bir araba daha geldi.
On n'a pas vu la voiture arriver, ni la deuxième.
Dışarıda bir araba var, binmeni öneririm.
Il y a une voiture dehors. Je te suggère d'y monter.
- Bir araba geliyor!
- Il y a une voiture!
Bir araba kazasının hikayesi yoktur, bu yüzden insanlar bir hikaye uydurmak zorundalar.
Pas d'historique dans un accident, afin que les gens ont à inventer.
Kiralık bir araba bulsak yeter.
Suffit de louer une bagnole.
Öyle bir araba, sabah 4.30'ta köprüde...
Une voiture pareille sur un pont à 4 h 30 du matin?
O gün yaşanan bir araba kazasında ziyarette bulunan Malawi Başbakan'ı öldü.
Le même jour où un accident de voiture a tué le Président du Malawi en visite.
Bu sefer bir araba ve şoföre ihtiyacım var.
Il me faut une voiture et un chauffeur cette fois.
Git bir araba çal.
Volez une voiture.
Anne, bir araba geliyor.
Maman! Une voiture arrive!
Böyle bir değerlenme karşısında, ne zaman kirlense kendime yeni bir araba alabilirim.
Avec un tel rendement, je ne laverais plus mes voitures, j'en rachèterais.
Sen iyi bir araba değilsin!
Tu n'es pas une bonne voiture!
Hala katilimi bulamadım ve bir araba beni ezmeye çalışıyor.
Je n'ai pas trouvé mon tueur, et une voiture veut ma peau.
Senden ricam, olgun bir araba gibi davranıp bana yardım etmen.
Sois une voiture noble et aide-moi.
Orada bizi bir araba bekliyor.
Une voiture nous attend à la sortie.
- Ne tür bir araba kullanıyordu?
- Comment est sa voiture?
Ona bir ev, bir araba ve sağlam bir maaş önermişler. - Fakat reddetmiş.
Ils lui ont fait un pont d'or, mais elle a refusé.
Bir araba.
- Un carrosse.
Araba bombası gibi basit bir şekilde olmasından da değil.
"Pas dans un truc aussi banal qu'une voiture piégée."
İki araba kullanacağız, bir tanesi yem, diğeri yükleme aracı.
On utilise deux voitures, Un leurre et une cargaison.
Delice gelecek ama birkaç gündür beni izleyen bir station wagon araba var.
Ça peut paraître dingue, mais un break me suit depuis quelques jours.
Araba tek bir yolcu taşıyordu. Bir kadın.
La voiture ne transporte qu'un passager... une femme.
Bence bir şartlı tahliye ihlali ve dört çalıntı araba yüzünden 15 yıllık bir arkadaşımızı evine ceset torbasıyla yolladık.
Je crois qu'on a envoyé un vétéran de 15 ans dans un cercueil pour cinq chefs de vol et un de non-respect de conditions.
Bir de araba, ne tür araba sevdiğimi biliyorsun.
Une voiture, tu sais ce que j'aime.
Bir daha babamdan araba çalma!
On ne vole pas les caisses de papa!
Bir daha babamdan araba çalma!
On ne choure pas les caisses de papa!
Bu yüzden bir düzine araba sahibi set biter bitmez telefon ışıkları ve çakmaklarla arabaların altlarını aradı.
J'ai chopé une dizaine de roadies et je leur ai demandé de regarder sous chaque voiture.
Sonuçta orası bir stadyum ve binlerce araba vardı. Bu adamlar sürekli olarak ; - "Nerede, nerede, buldunuz mu?" diye sayıklıyorlardı.
On était dans un stade alors vous imaginez ces milliers de voitures et les roadies au milieu qui se demandent où elle est.
Sana bir ev ve araba ayarladık.
Vous aurez une maison et une voiture.
Böbreklerimi satabilirdim sonra araba alırdık ve bebeği içine koymak için yepyeni bir çekmece.
Je pourrais vendre un rein. Ça nous paierait une voiture. Et un tiroir tout neuf pour le bébé.
Aslında. Yanlış anlama bende ay ışığını herkes kadar romantik bulurum.. .. ama bu ışıkta araba sürmek bir işkence.
Ne vous méprenez pas, je trouve la lune aussi romantique que le prochain gars, mais bon sang si je m'attendais à conduire avec elle.
Araba kazası, bir iç savaşı başlattı.
L'accident de voiture à déclenchée une guerre civile.
Evet, araba onu ezmeden kısa bir süre önce bozulmuş olmalı.
Ouais, il a du mourir peu de temps après que la voiture l'a écrasé.
Pekâlâ araba olmadan ben de bir yere gidemem.
En tout cas... je partirai pas si j'ai pas de bagnole. Garde-la pour moi.
Bir gün, bu araba bizi öldürecek.
Cette caisse va nous tuer.
Araba gerektiğinde bir tane gelir.
Une voiture arrive au besoin.
Çok uzun bir geceydi. - Araba kullanacağım yarın.
Demain, j'ai beaucoup... beaucoup de route à faire.
Bu gerçek bir anlaşma. Ancak sen kullanacaksın arabayı, araba kendi kendini değil.
Pas mal, mais c'est pas la voiture qui conduit.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]