Bu ne biliyor musun Çeviri Fransızca
2,310 parallel translation
Pek değil. Bu ne biliyor musun?
Habituellement, à cette heure, je fais du yoga disco, alors mon corps est programmé pour faire ça.
Bu ne biliyor musun?
- Tu sais de quoi il s'agit?
Bu ne biliyor musun?
Tu veux que je te dise?
Bu sözleri ne kadar uzun zamandır söylemeni bekliyordum, biliyor musun?
J'ai attendu longtemps que tu me dises ça.
İnsanları bu açlığa itenin ne olduğunu biliyor musun?
Une idée de ce qui a déclenché cette envie de carpaccio d'humain?
Bu filmlerden ne öğrendim biliyor musun?
Et, tu sais ce que j'ai appris dans ces films?
- Bu ne anlama geliyor biliyor musun?
- Tu sais ce que ça veut dire?
- Bu korkunç. - En kötü tarafı ne biliyor musun?
- Tu sais le pire?
Peggy, McCann bizi alıyor, bu ne demek, biliyor musun?
Je ne peux pas te le dire. Peggy, McCann nous achète. Tu sais ce que ça signifie?
Bu seni ne yapıyor biliyor musun? Çok garip.
Mais ce que vous n'êtes pas, c'est spécial.
Bu ne, biliyor musun?
Vous savez ce que c'est?
Bu insanlar sadece polis ve ne var biliyor musun?
Ce sont des flics.
Komik olan ne biliyor musun? Bu koltukta otururken bir zamanlar Mark'ın bu evde bir yabancı olduğunu düşünüyorum.
C'est drôle... je suis sur le canapé et je me dis qu'avant c'était Mark l'intrus de la maison.
Biliyor musun, bu şov bittiğinde, hayatımız harika olmaya devam edecek, çünkü ben seni seviyorum, oğlun da aynı şekilde. Gelecek saat içinde yaşanacak olan..... hiçbir şey bunu değiştiremez.
Tu sais, quand l'émission sera finie, ça sera toujours une vie géniale, parce que je t'aime, et que ton fils t'aime, et rien qui pourrait se passer en une heure ne pourrait changer ça.
- Bu ne demek biliyor musun?
Que tu as gagné le pari.
Bu saçma bir neden. - Ne yapıyorsun biliyor musun?
C'est une raison stupide.
Bu ne demektir biliyor musun?
As-tu une idée de ce que ça pourrait vouloir dire?
- Bu Hotch'a ne yapar biliyor musun?
Vous savez ce que ça fait à Hotch?
Bu ne demek biliyor musun...
Vous savez ce que cela signifie...
Bu sabah ne yaptığımı biliyor musun?
Vous savez ce que j'ai fait?
Bu ne biliyor musun?
Tu sais ce que c'est?
Biliyor musun ne var? Onun için sana ihtiyacımız olmayabilir. Bu yüzden şimdi gidiyorum.
Vous savez quoi... on se passera de vous, je file.
- Nasıl bir şey bu böyle? " - Ne biliyor musun, Larry?
- "Elle cache quoi?"
Bu ne kadar sinir bozucu oluyor, biliyor musun?
Sais-tu combien c'est énervant?
Ne var biliyor musun? Bu sohbet, bizim gazete arkadaşlığımızın başlangıcı olabilir.
Se parler en ramassant notre journal.
İnsanlar bu çocuklarla seni görürse ne düşünürler biliyor musun?
Sais-tu ce que les gens disent en te voyant sortir avec ces gamines?
Tamam, ne var biliyor musun, bütün bu yolu yürüdüm...
J'ai marché...
Komik olmayanın ne olduğunu biliyor musun? Bu heriflere gerçekten değer vermesi.
Ce qui n'est pas drôle, c'est qu'elle se soucie de ces gars-là.
Bu ne demek, biliyor musun?
Tu sais ce que ça veut dire?
Ağzının bu kadar iyi laf yaptığını bilmesem sana inanacağım, biliyor musun?
Je te croirais si je ne savais pas que t'es un bon parleur tu sais?
Bence bu sene ne yapmalısın, biliyor musun?
C'est pour quoi?
Tamam. Ne var biliyor musun? Bu iyi.
C'est d'accord avec moi.
Bu ne demek biliyor musun, Lois?
Tu vois ce que tu fais?
Bu ne demektir biliyor musun?
Tu sais ce que ça signifie?
- Hurley, bu ne, biliyor musun?
Hurley, tu sais ce que c'est?
- Bu mümkün mü? Ne var biliyor musun? Bizler erkek fahişeleriz ve siz bize bin dolar borçlusunuz.
Nous sommes des prostitués masculins et vous nous devez 1000 dollars!
Bu alet ne yapar biliyor musun?
Tu sais ce que ce petit enculé fait?
Bu ellerle ne yaptım ben, biliyor musun, Grace? !
Est-ce que tu sais ce que je peux faire avec ces maudites mains, Grace?
Bu suratın ne olduğunu biliyor musun?
Tu vois ce visage?
Ne demek bu, biliyor musun?
Tu sais pourquoi?
Bu yaptıkların beni ne hale sokuyor, biliyor musun sen?
Tu comprends de quoi j'ai l'air?
Bugün ne fark ettim biliyor musun? Bu evde hiç güzel bir duş alamayacağım.
J'ai compris aujourd'hui que je me relaxerais jamais dans un bain.
Tanrım, biliyor musun çok üzgünüm, buna devam edemeyeceğim çünkü bu ben değilim.
Désolée, je ne peux pas continuer. Ce n'est pas moi.
Şey, bu arada ne düşündüm biliyor musun?
Ah!
Bu parayla ne yapabileceğini biliyor musun, Vince?
Je te retourne la question.
Niye anlayamadığını biliyor musun? Çünkü bu, senin boyunu aşar.
Tu ne comprends pas parce que ça te dépasse.
- Bu ne anlama geliyor biliyor musun?
- Tu sais ce que ça veut dire? - Quoi?
Evet, bu saçı düzleştirmek ne kadar sürüyor biliyor musun?
Oui. Tu sais combien de temps il lui faut pour se défriser?
Bu ne demek biliyor musun?
Sais-tu ce que ça veut dire?
Bu ülkenin sorunu ne biliyor musun?
Vous savez ce qui ne va pas dans ce pays pourri?
Biliyor musun? Eğer aptallık yapmayıp bu yeteneğini geliştirmek isteseydin çok kolay bir şekilde üniversiteye gidebilirdin.
Si tu ne perdais pas ton temps et que tu développais ce talent, tu pourrais facilement aller à l'université.
bu ne 1749
bu ne güzellik 28
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne kadar 45
bu ne zaman oldu 63
bu nedenle 273
bu ne anlama geliyor 246
bu ne güzellik 28
bu ne ya 25
bu ne demek 322
bu nedir 1395
bu ne demek oluyor 180
bu ne kadar 45
bu ne zaman oldu 63
bu nedenle 273
bu ne anlama geliyor 246