English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bu şartlar altında

Bu şartlar altında Çeviri Fransızca

746 parallel translation
Şaka mı yapıyorsunuz? Bu şartlar altında...
Vous plaisantez!
Bu şartlar altında, korkarım daireyi boşaltmanızı istemek zorundayız.
Vu les circonstances, nous sommes contraints de vous demander de quitter les lieux.
Bu şartlar altında, başkasının felaketine sevinmeyişimi mazur görün.
Je n'ai aucune raison de pavoiser!
Bu şartlar altında çok iyiyim, teşekkürler.
ça va, vu les circonstances.
Bu şartlar altında çalışamayız.
La caisse est vide... Tu ne tiens pas parole.
Dindaşlarının infazından yakındı ve bu şartlar altında ortaçağ manyağıyla anlaşamayacağını söyledi.
Il s'est plaint des persécutions et a dit qu'il ne fait pas affaire avec un fou.
Bu şartlar altında, bir işim olduğu için şanlı sayılırım.
J'ai de la chance de travailler, vu les circonstances.
bu şartlar altında Bence toplantıyı erteleyelim.
Vu les circonstances Ia séance est ajournée!
Gecikmiş bir evlilik, anlarsın ya, bu şartlar altında...
C'est un mariage en retard, vu les conditions.
- Efendim? Bu şartlar altında imkansız diyeceksin elbette ama niçin kardeşinden bu kadar fazla güzelsin?
Vous allez me dire que c'est impossible, mais pourquoi êtes-vous tellement plus belle?
Ama bu şartlar altında sizin içine bakmaya hakkınız var.
Je crois que vous avez le droit.
Bu şartlar altında, sorgu yargıcı Ryan'ın, sanığın Peder Lambert'i öldürdüğünü ispatlanmasını sağlamaktan başka alternatifi yoktu.
Devant l'évidence des faits, le coroner Ryan n'a eu d'autres alternatives que de le faire comparaître pour le meurtre de Père Lambert.
Şapkanızın da bu şartlar altında çok yetersiz kaldığını söylememe izin verin.
Votre chapeau ne résistera pas.
Bu şartlar altında yapabileceğimin en iyisi bu.
C'est le mieux que je puisse faire dans cette situation.
Elbette bu şartlar altında küçük projenin, epey imkansız olduğunu kabul edersin. - Elbette.
Évidemment, il ne peut plus être question de notre petit projet.
Bu şartlar altında, korkarım bu olanaksız.
Vu les circonstances, je crains que ce ne soit impossible.
Bu şartlar altında, ordu yetkilileri bizden ayrılmamızı istediler.
Vu les circonstances, l'armée nous demande de partir.
Bu şartlar altında nasıl yapabilir, bilmiyorum.
Impossible vu les circonstances.
Ama bu şartlar altında seni çıkarmak zorundayım.
Mais je vais devoir me séparer de toi maintenant.
Ve bu şartlar altında yaptıkları evlilik ancak bir şakadan ibarettir.
Leur mariage est une comédie!
Bu şartlar altında çok uygunsuz bir teklif olur.
Vu les circonstances, suggestion de très mauvais goût.
Bu şartlar altında taleplerin çok fazla.
Vos exigences sont grandes vu les circonstances.
Bu şartlar altında, bazı ayarlamalar yapmam gerekir, sanırım.
Dans ce cas, je peux m'arranger.
Bu şartlar altında bunu ilginç bulabiliriz.
- Bonsoir, Jean. Vu les circonstances, ceci pourrait vous intéresser.
İngiltere Bankası ile olan ilişkilerim " doğal olarak bahis oynamamı engelliyor ancak bu kulübün bir üyesi olarak ve bu şartlar altında, varım.
J'ai beau être partie prenante, je me joins aux membres du club.
Fakat sizinle bu şartlar altında tanışmamız...
Mais vous voir dans ces conditions...
Bu şartlar altında, Mösyö, size bir özür borçluyum. Bir miktar da para.
Vu les circonstances, je vous dois des excuses et une ristourne.
Bu şartlar altında kim, neyi, niçin sorgulasın?
Qui pourrait se formaliser... dans ces circonstances?
Sadece işini yapması gerekiyor ki bu şartlar altında çok güç bir sorun var.
C'est juste qu'il a un travail à faire, difficile avec ces événements.
Bu şartlar altında beni kabul etmeye gönüllü müsün?
Tu m'accepterais sur ces bases?
Bu şartlar altında tamamen dürüst olmasını ve... her şeyi açıklamasını önerirdim.
À mon avis, il devrait jouer la carte de l'honnêteté et tout révéler.
Onun eşiyle bu şartlar altında bir adam adına konuşup... İlgilenmek ona iyi gelecektir..
Je sais que c'est beaucoup demander de parler à l'épouse d'un homme dans ces conditions,
Bu şartlar altında işimi yapamam.
On m'a commandé d'y aller, et je dois faire mon travail.
Bu şartlar altında bundan kimseye söz etmeyeceğinize dair vereceğiniz şeref sözüne de güvenemem.
Et je ne crois pas que je pourrais accepter... votre parole d'honneur... pour ne pas discuter de ceci avec n'importe qui d'autre.
Bence bu şartlar altında, teslim olmanın onursuz yanı olmaz.
Nous avons accompli notre mission, John. Dans une situation pareille, il n'y a rien de honteux... en une reddition honorable.
Bu şartlar altında, sanırım yaparım.
Vu les circonstances.
Bu şartlar altında en iyisi bunu imha etmek. Ne?
Vu les circonstances, il vaut mieux que je le détruise.
Bu yüzden tetikte olun. Ve bu şartlar altında... Amerikalıların şarabımızı cömertçe bir indirimle almamaları için bir sebep göremiyorum.
Surtout Messieurs... vendons notre vin bon marché aux occupants.
Pekâlâ, Bay Bookman, sanırım bu şartlar altında bir erteleme ayarlayabilirim.
Très bien. Dans ce cas, je vous accorde un délai.
Bence bu şartlar altında oldukça cömert bir teklif.
C'est une offre généreuse vu les circonstances.
Sadece düşündüm de, bu şartlar altında bu evi itici bulabilirsin. Vicdani olarak yani.
Je pensais simplement... que compte tenu des circonstances... cette maison sera plutôt insupportable... pour votre conscience, je dois ajouter.
Bu şartlar altında aramamam gerektiğini düşündüm.
J'ai cru bon de ne pas le faire, étant donné les circonstances.
Bu şartlar altında davanın düşmesini talep etmek en doğrusu olur.
Je pense que je peux dissoudre ce tribunal.
Hiçbir çocuk bu şartlar altında doğmadı daha.
Le premier bébé à naître dans l'espace.
Pekin'de durumun, bu şartlar altında sakinleşmesi beklenemez.
Pékin va connaître l'agitation.
Ayrılmak üzere idik. Çok akıllıca bir karar, özellikle bu şartlar altında.
Sage décision étant donné les circonstances.
Bu şartlar altında, sabah yaşananları görmezden gelmeye karar verdik, tabi şimdi bizimle gelirseniz.
Dans ces circonstances, nous sommes prêts à oublier ce qui s'est produit ce matin, si vous venez maintenant.
Anlarsınız, bu elbiseleri çok özel şartlar altında edindi.
Monsieur a acquis ces vêtements dans des circonstances bizarres.
Bu hissiniz göz önünde tutulduğunda psikologlar belli şartlar altında ruhsal telepatinin doğruluğunu kabul...
A propos de ce sentiment que vous avez, les psychologues reconnaissent la télépathie...
Bu çocuğu getirdik, çünkü iyi şartlar altında büyümesini istiyoruz.
Nous avons pu élever celui-ci, nous aurions pu élever le second.
Normal şartlar altında bu, pek de abartılacak bir görev değildi.
En temps normal, cet incident aurait été considéré comme insignifiant.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]