English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ B ] / Bunun bir anlamı yok

Bunun bir anlamı yok Çeviri Fransızca

298 parallel translation
Bunun bir anlamı yok. Çalar saatim 8'e kurulu.
C'est pour mes souvenirs.
- Bunun bir anlamı yok.
- Ça ne veut rien dire.
Bunun bir anlamı yok. Siz de biliyorsunuz.
Ça ne veut rien dire et vous le savez.
Bunun bir anlamı yok mu?
C'est un signe?
Bunun bir anlamı yok mu senin için?
Ils ne signifient rien pour toi?
Hep akıntıyı izledik, bunun bir anlamı yok mu?
Nous avons toujours suivi le courant.
Bunun bir anlamı yok mu? Biliyorsun, bir saatim ve yapacak çok işim var.
Je n'ai qu'une heure devant moi et j'ai beaucoup à faire.
Hayır, dur, bunun bir anlamı yok.
Non, c'est idiot!
Gidersek hiçbir şeyimiz kalmaz diyorsun hep. Birbirimize sahibiz ya, bunun bir anlamı yok mu sence?
Tu dis que ce sera la misère si nous partons mais si nous sommes réunis, nous serons plus heureux.
Bunun bir anlamı yok.
Ça n'a pas de sens.
- Bunun bir anlamı yok.
Ca ne veut rien dire.
Ama senin gözünde bunun bir anlamı yok.
Toi, ça te laisse de marbre.
Biliyorsunuz bunun bir anlamı yok.
- Demain? Non, vous savez, il y a pas de raison, vraiment.
Bunun bir anlamı yok.
Ça ne veut rien dire.
O küçüklükte oda için bunun bir anlamı yok.
Cela ne veut rien dire.
Tek bir kelimesini bile! Bunun bir anlamı yok!
Ça n'a pas de sens.
Tabi ki bunun bir anlamı yok.
C'est absurde.
Apollo, bunun bir anlamı yok.
Cela n'a aucun sens.
Bunun bir anlamı yok.
Ça veut rien dire, vous savez.
- Ama bunun bir anlamı yok.
Mais ça veut rien dire.
Mark, bunun bir anlamı yok.
Mark, cela ne fait aucun sens.
- Jimmy ölmüşken bunun bir anlamı yok.
- Ça n'a plus de sens. Jimmy mort.
- Bunun bir anlamı yok.
- Ce n'est plus la peine.
Ama buralarda bunun bir anlamı yok.
Mais ici, ils s'en fichent.
Konsolosluğa dönemedikçe bunun bir anlamı yok. Tamam, tamam.
Avant tout, gagnons le consulat.
Yapma Doktor. Bunun bir anlamı yok.
Ca ne veut rien dire!
Bunun bir anlamı yok, hiç anlamı yok.
Ca ne veut rien dire, mec... Ca ne veut rien dire... Rien...
Ve bunun bir anlamı yok.
Mais ça ne veut rien dire.
- Artık bunun bir anlamı yok.
- C'est plus la peine.
Hepimiz aynı köyde yaşıyoruz. Bunun bir anlamı yok.
Nous vivons tous dans le même village, on n'a pas à se quereller comme ça.
- Bunun bir anlamı yok.
- C'est n'importe quoi!
Bunun bir anlamı yok.
Je n'ai aucune raison de le faire.
Hoş, bunun pek bir anlamı yok!
- Ce n'est guère à votre honneur.
Ama Bay Green, bunun özel bir anlamı yok.
Mais ça ne veut rien dire!
Bunun bir anlamı yok.
Ne vous fiez pas aux apparences.
Evet öyle ama bunun benim için bir anlamı yok.
Oui, mais ça ne compte pas pour moi.
Bunun gibi bir taşra hanında boşa masraf yapmanın anlamı yok.
C'est insensé qu'une beauté pareille travaille dans une telle auberge.
- Bunun şu anda bir anlamı yok.
- C'est inutile maintenant.
Çünkü bazen cadolozlaşıyorum, bunun herhangi bir anlamı yok.
Parfois je suis méchante, ça ne veut rien dire.
Bunun artık bir anlamı yok
Ça n'a plus aucun sens!
Muhtemelen zararsız yaşlı bir adam, bunun hiç anlamı yok.
Sûrement d'un vieillard sans défense. Ça n'a aucun sens!
- Ne diyorsun sen? - Bunun pek bir anlamı yok.
Certains de ces gens sont pas plus fous que nous.
Bunun hiç bir anlamı yok.
C'est complètement absurde.
Bunun hiç bir anlamı yok!
Ça ne rime à rien.
Bunun senin için bir anlamı yok mu?
Ça compte pas?
- Bunun hiç bir anlamı yok!
- Ne raconte pas de conneries.
Savannah'yı yaşatmazsak bunun hiç bir anlamı yok.
Or, il s'agit de la garder en vie.
Bunun sizin için bir anlamı yok mu?
Ça ne signifie rien pour vous?
Bunun da ilişkiye yüklediği bir anlam yok.
Pas assez mémorable pour créer des obligations.
Ve bunun hakkedilmeden yapılmasının bir anlamı yok.
Et elle n'est en aucun cas gratuite.
- Bunun dışında, bir anlamı yok.
- A part ça, ça ne rime à rien.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]