English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Da nerede

Da nerede Çeviri Fransızca

2,068 parallel translation
Şimdi, Merak ediyorum da nerede bu Roth'lar?
Où est passée la famille Roth?
Aşağıda nerede?
Bas où?
Bir dakikalığına da olsa şu anda nerede olduğumuza dikkat kesilir misiniz?
Si on prenait un instant pour penser à ce lieu où nous sommes.
- Dışarıda nerede?
- Ouai, où "dehors"?
Roma'ya uçuşu ya da orada nerede kalacağı falan gibi?
Son vol pour Rome, ou... Peut-être où elle devait rester?
Bu yüzden otele ya da nerede olduğunu bulamadığım yüzen evimde kalmaya gitmek yerine, en başından bu soruna neden olan kadının yanında kalacağım. Ne?
Au lieu d'un hôtel, ou de mon yacht que je retrouve pas, je viens chez la femme responsable du problème.
Eminim her anahtarın kilidinin nerede olduğunu gösteren bir veritabanı da vardır.
Avec ça, je parie qu'ils ont une base de données qui recense les emplacements de toutes les serrures.
Yaptıklarımızdan dolayı. Her nerede yanlış yaptıysak bırak da tavşan ve kendi adıma özür dileyeyim.
Quoi qu'on ait fait, laissez-moi dire que je vous présente mes excuses et celles du lapin.
Aynı akşam beni kaçırdığınızı da. Jones'un nerede olduğunu biliyorsun.
Tu sais où il est.
Nerede ya da ne zaman olacağını söylemiyor.
Il dira pas où, ni quand.
Washington'da nerede?
- Où à Washington?
Kuğu'nun maketini gördüğünü bilmen gerekiyor LaFleur nerede inşa ettiğimizi gösteren haritayı da görmüş olabilir.
Donne-moi la clé. Il faut que tu saches, LaFleur, qu'il a vu la maquette du Cygne. Et peut-être les études concernant son emplacement.
Hayatımı altüst edip sonra da hiçbir şey vermemezlik edemezsin. Dollhouse nerede?
Vous ne pouvez pas bouleverser ma vie sans rien me donner.
- Daha da önemlisi kız nerede?
Et surtout, où est la fille?
Evet isimlerini "Büyük Yalancı Bebek" olarak değiştirmeliler, ya da "Sandviçim Nerede?" olarak ve ya "İşten Sonra Eve Bira Getirmeyi Unutma" olarak.
Oui, ils devraient s'appeler "Le Gros Menteur", ou "Et Mon Sandwich?", ou "N'oublie Pas d'Acheter La Bière En Rentrant".
Sanki bu kasabada insanları nerede bulabileceğimi biliyorum da.
Comme si je savais ou trouver des gens dans ce trou.
Pijamalar da iyi. Senin aklın nerede yahu?
Mais où c'est que tu as la tête?
Nereden geldim veya nerede sonlandım, bu benim gibi kilisede veya orduda ya da...
D'où je viens, tu finissais soit dans les ordres, - soit dans l'armée, comme moi...
Sorun da bu. Onun nerede olduğunu bilmiyordum ve ona ulaşamıyordum...
Juste un petit truc pour faciliter un peu ton retour au travail.
Bu adada ölmüş çok sayıda insan var ve ölmelerine bu adam sebep olduğu için onun nerede olduğu konusunda bilgi verebileceklerine inanıyoruz.
Cette île abrite un certain nombre d'individus décédés. Comme cet homme est responsable de leur décès, nous pensons qu'ils peuvent nous fournir de précieux renseignements sur sa position.
Hücre arkadaşı da öğrenmiş. O hücre arkadaşı da Bayan Burgess'in erkek arkadaşından başkası değilmiş. Altını bulmaya karar vermişler ama nerede saklı olduğunu bilmiyorlarmış.
Il en a parlé à son voisin de cellule, Joel Harris, le compagnon de Mme Burgess.
Anakin'in filosunun geri kalanının nerede olduğunu sormayacağım ya da onun neden bir kaçış podunda olduğunu.
Mieux vaut ne pas savoir où est le reste de la flotte et pourquoi Anakin est dans un module.
Ayrıca kimin nerede duracağını da.
Quelqu'un voulait la mort de Thomas Wellington.
Daha önce nerede olduğumu da hatırlayamıyorum.
J'ignore où j'étais avant d'être ici.
Nerede o alçak Shrewsbury? Ona da söylemiştim.
Et ce bâtard de Shrewsberry, je l'avais également mandaté.
Ya da belki, aradığı şeyin nerede olduğunu biliyordu.
Ou alors, il savait où chercher.
Ceset nerede? Ya da cesetler?
Où est le corps?
Nerede ve karısı da bu işin içinde mi değil mi?
Où il est et si femme est impliquée.
Niçin Foreman'ın nerede olduğunu soruyorsun da Onüç'ü sormuyorsun? Çünkü bu iki sorunun da cevabı aynı.
Ce nouvel environnement l'a peut-être perturbée.
Bir de kadının kim olduğunu ya da nerede olduğunu bilseydik.
Si on savait qui et où elle était.
Federal güvenlik ya da başbakanlık korumalarıyla ya da Miami yerel polisiyle uğraşın, uygulama yaklaşık olarak aynıdır - - kanıtları evinizden temizleyin, şahitleriniz olsun ve nerede olduğunuzu kanıtlayabilin ve her zaman sürpriz ziyaretlere açık olun.
Gardez la place vierge de preuves accablantes... ne faites pas d'erreur dans vos alibis ni vos allées et venues... et soyez toujours prêt à des visites surprises.
Alıcı kim, Nate'i nerede tutuyor, sabah kahvaltıda ne tür portakal suyu içiyor, bilmek istiyorum.
Je veux savoir qui est son acheteur, où il détient Nate... quelle sorte de jus d'orange il boit le matin. - Je suis sur le coup.
840 dakika boyunca etkili olarak Heisenberg'in parçacıklarından biriyim ; nerede olduğumu bilirim ya da ne kadar hızlı gittiğimi de bilirim ama ikisini aynı anda bilemem.
Je serai une particule d'Heisenberg au cours des 840 prochaines minutes. Je connais ma position et ma vitesse mais pas les deux.
- Ve sonra da... - Kızlar nerede?
- Où sont les filles?
Ya da bana telefonunu verebilirsin. Oswaldo Castillo'nun nerede saklandığını söylersin. Bende cezanı ömür boyu hapse çeviririm.
Ou vous pouvez me le donner, me dire où se cache Castillo et je me contente de vous faire enfermer à vie.
Nerede ve nasıl? Elba'da ufak bir kafeteryada.
Dans un resto graisseux à Elba.
Giriş yapıp nerede olduğumu da kanıtlamış olurum.
Je m'enregistre pour avoir un alibi.
Ee.. nerede kalmıştık, Büyük Kanyon'da mı?
Où en étions-nous?
Kujama'da, kampın nerede olduğunu bilen birileri olmalı.
Quelqu'un à Kujama doit savoir où se trouve son camp.
Şu anda, nerede olduklarını da biliyor.
Il sait où ils vont en ce moment.
Şimdi bana da yolu göstermeni ve o şıllığın nerede olduğunu söylemeni istiyorum!
Maintenant, tu vas me dire exactement où elle est!
Fakat Lee'nin paraları nerede bastığını da görmek istiyorum.
Mais je veux voir l'imprimerie.
Asıl buna bayılacaksın parayı nerede bastıklarını da gösterecekler.
Et tu vas adorer. Ils vont me montrer où ils impriment l'argent.
Ya da nerede olduğu hakkında?
Il est Terry Karrens.
Bunlar da nerede bulacağımı bana söyleyeceğin kadınlar.
Regardez de nouveau, Terry.
Bomba nerede? - Hemen aşağıda.
Où est la bombe?
Parayı da almadı. Çanta nerede?
Il a aussi laissé l'argent.
Echo'nun da, bebeğinizin de nerede olduğunu çok iyi biliyoruz. Konuştuğumuz gibi onları bulacağız.
On sait exactement où sont Echo et votre bébé, une équipe est allée les chercher.
Şu an üç köşeden görüntü sağlayan üç kameradan da bakıyorum. Damadın nerede olduğunu göremiyorum.
D'accord, on a maintenant les caméras des trois coins synchronisées.
Biliyorum, çünkü filmi durdurmuştum. - Tam da Tootsie'yi seyrediyorduk hani- - Pekala, ağrı nerede, efendim?
Je le sais parce que j'ai arrêté le film, on regardait Tootsie.
Ama okula kadar arabaya ihtiyacım var ve bu harika olur çünkü annem burada değil, nerede olduğunu bilmiyorum, nedense kayboldu ve bu sabah köpeğimi bulmak zorunda kaldım çünkü küçük bir sincabın peşine düştü yine ve otobüsü kaçırdım ve saçım da şu garip kabarmayı yaptı ve tam da emin olamadım ve hepsi bir araya gelince zor bir sabah oldu.
Mais j'ai besoin qu'on m'amène à l'école. Ça serait top. Parce que ma mère est pas là, j'ai aucune idée de ce qu'elle fait, que j'ai dû chercher mon chien parce que le petit Squirt s'est encore tiré et j'ai raté le bus, et mes cheveux faisaient

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]