Diğer bir deyişle Çeviri Fransızca
446 parallel translation
Diğer bir deyişle Bay Plunkett, hiçbir zaman ilk aşamaya geçemeyeceksiniz.
- Exactement. En d'autres termes, vous n'avez jamais frappé de coup sûr.
Diğer bir deyişle bunlar, eğitimli müzisyenlerin yorumları olmayacaktır.
Ainsi, il ne s'agit pas des interprétations de musiciens professionnels.
Diğer bir deyişle, suçlu olduğunuz için... konuşmaya cesaretiniz yok!
Vous n'osez rien dire, car vous vous savez coupable.
Diğer bir deyişle.
Absolument.
Aldığımız ilk fotoğraf, patlamadan 3 dakika önce diğer bir deyişle 6 : 12 de.
La première a été prise 3 minutes avant l'explosion... à 6h12.
Diğer bir deyişle aslında gerçekten yaşamıyor.
Il est à peine vivant!
Diğer bir deyişle, midem... Bende mide kanseri var.
J'ai un cancer gastrique.
Diğer bir deyişle hem çok kötü hem de çok iyi bir his.
C'est une torture... Mais c'est parfois apaisant...
Diğer bir deyişle sahnede usulca soyunan şu kadın bedeni yağlı bir biftek bir bardak likör bir şişe kafur streptomycin, uranyum...
Ce corps de femme est un fameux "bifteck"! Du gin... du camphre... Hormone, streptomycine, uranium.
Diğer bir deyişle, Watanabe-san'a duyulan ortak sempati parktaki ölümüne dair özel bir yoruma yol açtı.
Pour beaucoup, sa mort dans le parc est significative.
Diğer bir deyişle Brown ve Grazzi'nin.
n'est autre que Brown.
Diğer bir deyişle, Bay Fogg kaçtı.
Autrement dit, Fogg s'est enfui!
Diğer bir deyişle, Mitch'in görüşlerine Kyle'ınkilerden çok daha fazla güveniyorsunuz.
En d'autres mots vous faites plus confiance au jugement de Mitch qu'à celui de Kyle.
Diğer bir deyişle tuzağa düşmeyi düşünmem lazım.
En d'autres termes, me faire à l'idée de me faire piéger.
Diğer bir deyişle, türün tüm tarihi bireyde tekrar ediyor.
En d'autres mots, l'histoire de la race se répète chez l'individu.
Diğer bir deyişle, çiftliği kapatırken sana destek olmamı istiyorsun.
Vous voulez que je sois à vos côtés pendant que vous clôturez le pâturage.
Diğer bir deyişle, bu gece bir çöl haydudu gördüğümü ima etmeye çalışıyorsunuz.
vous suggérez que je n'ai vu que des ombres dans le desert.
Diğer bir deyişle İncil'e inanmıyorsun.
Bref, vous ne croyez pas en la Bible.
Diğer bir deyişle bu insanların hepsi akıl edip, seks adıyla da bilinen normal biyolojik fonksiyonlarını yerine getirdiler.
En d'autres termes, tous ces gens ont été conçus et mis au monde par le processus biologique normal connu sous le nom de "sexe".
Diğer bir deyişle... Bayan Cefalu'nun hakkettiği objektif yargı nedir?
Comment jugez-vous en conscience madame Cefalù?
Diğer bir deyişle onu beslemek istiyorsun. Öyle değil.
En d'autres termes, tu veux subvenir à ses besoins.
Diğer bir deyişle, onay için size ulaşamadıkları bir anda... Mutlak Savaş mekanizması... yanlışlıkla saldırı emri vermiş olabilir.
Il est donc possible que le mécanisme du point-sécurité... leur donne un signal d'attaque... sans qu'ils puissent vous contacter pour une confirmation.
Diğer bir deyişle, o bir gaddar. Koca ağızlı, her şeye karışan bir bunak!
Une vieille peau, grande gueule qui met son nez partout!
Diğer bir deyişle, Çocuk Odasını Toplayalım.
Autrement dit : "Rangeons la nursery".
Diğer bir deyişle Meclis toplantıları için genel hazırlıklar.
Comme d'habitude, pour les conseils.
Diğer bir deyişle, siz...
En d'autres termes, vous...
Ya da diğer bir deyişle güneşteki Almanlarda sakınma saldırıları kanal konvoylarımızla sınırlamıştır.
En d'autres termes, attention au Boche... qui, pour des raisons connues de lui seul a limité ses dernières attaques à nos convois de la Manche.
Diğer bir deyişle, posta, nakliye ve diğer ücretler artı tahsildar masrafı. Ceza vermem gerekiyor.
Autrement dit, des frais sont déjà engagés et il aura une amende.
Diğer bir deyişle, ödemeyi gönderene kadar yaklaşık bir sekiz hafta geçecek.
1er versement que vous aurez à faire dans 8 semaines.
Diğer bir deyişle, bu emir iş kuyruğunda kalacak ve her yarım saatte bir tekrarlanacak.
En d'autres termes : l'ordre restera simplement en mémoire et sera répété toutes les demi-heures.
Diğer bir deyişle, Nazilerin insan ırkının süprüntüsü dedikleri türden insanlar.
En d'autres termes, ceux que les nazis appellent "la lie de la société humaine".
Diğer bir deyişle, bana bağlı tüm ulusa yayılmış 200.000 Goumune insanım var.
En comparaison, les Gomune sous mes ordres... sont au nombre de 20.000 répartis dans tout le pays!
Sekizinci : "ji". Diğer bir deyişle, utanma duygusundan vazgeçeceksin.
Huitièmement, rejeter la honte.
Diğer bir deyişle, uzayda yolculuk edip, geçmişe gidebilirsin.
En bref, je peux courir à travers l'espace et de partir dans le passé.
Diğer bir deyişle, bir manken görünüşünde yeni bir insan yaratıldı.
Bref, l'homme a été créé pour la seconde fois à l'image du mannequin.
Diğer bir deyişle, "Cehenneme git."
C'est-à-dire, "Allez en enfer."
Diğer bir deyişle, içinizden biri bana doğru hamle yaptığı anda hiçbiriniz bana şimdi olduğundan daha yakın olamaz.
En d'autres mots, si vous vous jetiez tous sur moi en même temps, aucun d'entre vous n'aurait le temps d'avancer d'un centimètre.
Diğer bir deyişle, fidyeyi ödeme taraftarısın.
En d'autres mots, vous êtes d'accord pour la rançon.
Diğer bir deyişle toplar damarları, elleri, ayakları, organları büyük olmak zorunda.
En d'autres termes, ses veines, ses pieds, ses mains, ses organes devraient tous être agrandis.
Diğer bir deyişle sokaktaki adam kendisi için mantıklı ve erdemli kararlar vermekten aciz.
Bien que conscients de nos moyens modestes, nous essayons de promouvoir un parti d'inspiration chrétienne.
Belki de diğer bir deyişle "tiyatrosal jest" ile bay Booth... ama ben gemide kalmayı seçtim.
Vous appellerez peut-être cela un de mes gestes théâtraux, M. Booth, mais j'ai choisi de rester à bord.
Yani, diğer bir deyişle, o durumda bulunduğun konum önemlidir.
Le lieu est donc très important.
Diğer bir deyişle, yaşamanıza izin verilecek.
Il vous sera donc permis de vivre.
Diğer bir deyişle, insanlar kabaca bile olsa nasıl çalıştığını anlayamamışlardı. O yüzden, son 1 veya 2 yıldır bunun henüz nicel olarak değil de kabaca nasıl çalıştığı üzerinde çalışıyorum.
En d'autre termes, les gens ne comprenaient même pas approximativement comme cela fonctionnait, donc j'ai travaillé plus récemment, les deux années précédentes, à comprendre approximativement comment cela fonctionnait, pas encore quantitativement, avec l'espoir que dans le futur,
Diğer bir deyişle, karanlık çağlar sırasında kilisenin gizemli emirleriyle bir nevi hayata geçmiş olan bir yeraltı döneminden bahsediyoruz.
En fait, nous parlons bien de "maquis"! qui existait déjà de manière différente au Moyen-Âge dans les ordres mystiques de l'Église.
Diğer bir deyişle, yapman gereken özel bir şey olmaksızın böyle anlar için yaşamanın nasıl bir şey olduğunu keşfetmeye çalışıyordun.
Pour voir l'effet que ça ferait de vivre certains moments dans une totale inactivité.
Diğer bir deyişle, evde oturuyorum ve yapacak bir şeyim yok ben de bir kitap alıyorum elime.
Si je suis chez moi et que je n'ai rien à faire, je prends un livre!
Diğer deyişle, bir et parçasıydı.
Bref, une pute.
1905 yılında hafıza kaybı yaşadığı düşünülüyor. " Bir diğer deyişle, amnezi.
En 1905, elle a souffert de pertes de mémoire, en d'autres termes, d'amnésie.
Bir diğer deyişle, uygun şekilde olmazsa herkesin evine giremeyiz.
Nous, on ne peut pas être chez vous à votre gré.
Diğer bir deyişle... kümesteki hayvanların yumurtalarının ince kabukları... hiçbir zaman güvende olmayacak...
en d'autres mots...
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri nerede 149
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğer tarafa 33
diğer taraftan 148
diğeri ise 20
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri nerede 149
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğer tarafa 33
diğer taraftan 148
diğeri ise 20