English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Diğer yandan

Diğer yandan Çeviri Fransızca

836 parallel translation
Diğer yandan, o odaya hiç girmezsen içinde biraz kuşku kalacak, kendinden pek fazla emin olmayacaksın.
Mais si tu n'y entres pas il te restera un doute. Tu seras moins sûr de toi, moins sûr de moi.
Diğer yandan, ona faydası da olabilir.
Mais ça lui fera peut-être du bien.
Evet, o kötü günleri biliyorum... bir yandan açlık çekerken diğer yandan boğalarla güreşiyordum.
En ce temps, je combattais les taureaux et la faim.
Diğer yandan, nezaket ve saygıyla yaklaşırsak ona kendi düşünce tarzımızı aşılayabiliriz.
Cependant, si nous le traitions avec amabilité et respect nous pourrions le gagner à notre cause.
İşte o kadar büyük. Diğer yandan, Mars da bir fasulye tanesinden büyük değildir.
Mais la planète Mars n'est pas plus grande qu'un haricot.
O hala savaş Tanrılarının peşinde. Bir yandan Wagner'i izlerken diğer yandan gözünüzü Fred'in kılıcına dikmiş...
Il suit encore ses guerriers, il marche aux accents de Wagner, les yeux fixés sur l'épée étincelante de Siegfried.
Diğer yandan, belki de anlamlıdır.
Ou alors tout est trop clair!
Biz de güzel çiziminizi bir yandan koruyup diğer yandan klâsik bir değer katarak yumuşatmak istiyoruz.
Nous tenons à préserver votre conception mais voudrions l'ennoblir d'une touche de classicisme.
Diğer yandan, kendi düğünündeki tüm o güzelliği üzerindeyken bana attığı o bakışı asla unutmayacağımı da. Ellie. - Ellie, sen...
Je ne me souviens plus de la robe d'Ellie... mais elle était ravissante... aussi jolie qu'à son propre mariage.
Diğer yandan Buckley'de, tehlikeli bir bombalı bir saldırıyı az evvel tamamlamış bir adamın bitkin bakışı vardı.
Le calme d'un général... surveillant ses soldats sur le champ de bataille. Buckley, lui, paraissait revenir... d'une mission de bombardement!
Ama diğer yandan, belki de başarmıştır.
Mais s'il a trouvé?
Diğer yandan da diyor ki "yakında ölecek" ve ben seni huzur içinde hiç tanımamış olacağım.
Tu mourras sans que je t'aie connu en paix.
Ama diğer yandan da, ölmeden önce son yemeğini yemiş biri gibi hissediyorum hem de çok iyi bir yemek.
Cependant, je me sens comme un condamné qui a mangé son dernier repas, qui fut très bon, d'ailleurs.
Ama diğer yandan, ben yaşlı bir adamım.
Mais évidemment, je suis plus vieux.
Diğer yandan kokteyl partide Yvonne Marie'ye dikkat ettin mi?
À propos, as-tu remarqué Yvonne à cette soirée?
Diğer yandan İskoç- -
Le scotch, lui...
Bir yandan hızlı ve güzel, Diğer yandan çok dayanıklı.
D'un côté, rapidité et beauté. De l'autre, l'endurance.
Diğer yandan, The New York Times'a yazmaya henüz hazır değilsiniz.
Mais vous n'êtes pas non plus prêts pour The New York Times.
Bir yandan ne kadar yalnız olduğumu bilmesini istiyorum diğer yandan da meraklanmamasını.
Je ne veux pas lui causer de soucis, mais j'aimerais qu'elle sache ŕ quel point je suis triste et angoissé.
- Sen diğer yandan yürü. - Evet.
tu prends l'autre rive
Diğer yandan, daha fazla uykusuz kalırsam bu stres kalbime fazla gelir.
Si je reste éveillé plus longtemps, mon coeur va lâcher.
Diğer yandan, herkes ellerini her gün yıkamalı.
Par ailleurs, chacun doit se laver quotidiennement.
Ama diğer yandan Moskova nereden öğrenecek ki?
D'un autre côté... qui va le leur dire, à Moscou?
Ama, diğer yandan, sizler her şeyin düzelebileceğine inanıyorsunuz.
Vous pensez donc que les choses peuvent s'améliorer.
- Diğer yandan, sigara içmem.
- En revanche, je ne fume pas.
Diğer yandan size Danver felaketi Pegleg Pomeroy'dan, asılan yargıç Erwin Pomeroy'dan ve Bostonlu "Mavisakal" Haversham Pomeroy'dan söz edebilirim.
"ll a composé des tas de trucs pour moi et la N.B.C." J'avais déjà une petite idée de ce que je voulais écrire.
Hepsi kadını istiyor ama diğer yandan da sahip olamadıkları için nefret ediyorlar.
Ils la désirent tous, et ils la détestent parce qu'ils ne l'auront pas.
Aslında beklemeyecektim ama diğer yandan onu hiçbir zaman göremezdim.
Mais, si je n'avais pas attendu, je ne l'aurais pas vu.
Diğer yandan, Bijus sen işimize yarayabilirsin.
Cependant, vous pouvez aussi nous aider.
Diğer yandan, işbirliği yaparsan savaşın sonunda hayatta kalacağına ve kazanan tarafta olacağına söz veriyorum.
En revanche, si vous coopérez, je promets que vous sortirez de cette guerre vivant et du côté des vainqueurs.
Diğer yandan, o herhangi biri tarafından kolaylıkla vurulabilir.
Par ailleurs, elle pourrait bien être tuée.
Benim için bu işlerden elini eteğini çekmiş olman beni bir taraftan sevindiriyor, diğer yandan da üzüyor.
Quand je vous vois, Patron, me dorloter comme ça, je suis mi-ravi, mi-navré, je suis tout chamboulé.
Sabık Marki Mösyö de Sade kitapları yasaklandı, girişimleri engellendi bir yandan yargılanıp, hakarete uğrarken diğer yandan hapse atılıp, yıllarca sürgün edildi.
L'ancien marquis, Monsieur de Sade... dont les livres furent bannis, les essais interdits, alors qu'il ètait poursuivi et honni, jeté en prison et exilé durant des annèes.
Diğer yandan siz de sözünüzü tutmalısınız. - Hangi sözü?
Vous m'avez promis autre chose.
- Diğer yandan, - - Durum çok zordu. -
D'un autre côté, les temps sont durs.
Diğer yandan da gülümseyeyim mi?
De I, autre côté.
Diğer yandan, mahkemenin yaptığı pek önemli değil.
D'ailleurs, le tribunal ne change rien pour nous.
Ancak diğer yandan bu fiyat, Brostal'daki ıslahevinin geçimini sağladığı paraya eşit.
Mais ça ne dépasse pas... le coût d'un jeune délinquant à Borstal.
Şimdi, diğer yandan, bir fahişe ile olay tamamen farklı, değil mi?
Avec une prostituée, en revanche, la question est bien différente, non?
Ama diğer yandan gerilla, bir fikir için savaşır.
En revanche, le guérillero se bat pour ses idées.
Diğer yandan gel, çocukluk anılarımızı zedelemekten vazgeçelim.
Mais écoute, essayons de ne pas gâcher nos beaux souvenirs d'enfance.
Ama diğer yandan sen de benim gibi bu dünyayı boş buluyorsun.
D'un autre côté, tu trouves ce monde aussi triste que moi.
Diğer yandan, ağlayıp yas tutsaydık hiç hoşlarına gitmezdi.
D'autre part, ils auraient détesté pleurs et gémissements.
Oraya varmadan ölürsen bir şey yapamayız diğer yandan ölecek olursan hızımı biraz arttırabilirim.
Tu ne vas pas mourir en tombant de cheval, quand même. Ce serait vraiment décevant. On pourra dire que tu t'es levé pour mourir à cheval.
Diğer yandan, onların daha önce korunmaya muhtaç olmadıklarını biliyorum.
D'un autre côté, je sais qu'ils n'ont jamais été exposés à ça avant.
Diğer yandan, şehri savunan garnizon bir saldırı düzenleyip Wenke ile birleşmek için yeterince güçlü.
LA GARNISON EST ENCORE ASSEZ FORTE POUR TENTER UNE SORTIE
Hukuk pratiğiniz olduğunu bilmiyordum, Bay Cutler. Öte yandan, pratik yaptığınız diğer işleri duydum.
J'ignorais que vous pratiquiez la loi, même si j'ai entendu parler de vos autres activités.
Ama öte yandan şahit olduğum diğer ölümlerdeki tüm iç çekişlerde... Gördüğüm tek şey günahlardı,... günahlar... hep günahlar.
Par contre, quand je pense aux derniers souffles que j'ai recueillis, je ne vois que péché, péché, encore et toujours.
Yüzlercesi bir yandan girdimi, diğer taraftan sürekli küller çıkabilir dışarıya.
D'un côté des corps, par centaines, de l'autre côté la cendre.
Diğer yandan, öldüğümüz zaman bile hâlâ birlikte olacağız.
- Ne crie pas.
Çok katı ilkeleri var. Diğer bir yandan, bu iyi.
Il est très à cheval sur les principes.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]