Diğer taraftan Çeviri Fransızca
1,322 parallel translation
Diğer taraftan ben ise, gecenin kalanını kendimi, ölü taklidi yaparak oradan nasıl çıkabilirim diye hayal ederek bulurum.
pendant que je passe la nuit à essayer de trouver comment sortir de là en simulant ma propre mort.
Diğer taraftan, arıtıcım kalmadı.
Et puis, j'étais à court de shampoing.
Diğer taraftan ya bu ya da 15 saat boyunca okuyacağımız ünlüler dergisi.
De plus, c'est soit ça soit 15h à lire des magazines Okapi.
Kız kardeşim Artemis diğer taraftan rüyama geldi.
J'ai vu ma sœur Artémis en rêve.
Diğer taraftan sen, bulabileceğin tüm korunmalara ihtiyacın olacak.
Toi, par contre, tu ne l'es pas.
Bir taraftan toprak kazanıyor, diğer taraftan kaybediyoruz.
Quand on arrive à prendre une position, on en perd une autre.
Ama diğer taraftan yüzüğe paha biçilemez.
Mais la bague, par contre, elle a une valeur inestimable.
Çünkü, diğer taraftan kilitleyebilirsin.
Tu peux fermer de l'autre côté.
Ben diğer taraftan gideceğim.
Va de l'autre côté.
Artık porno film yapmıyorum. Diğer taraftan bayan, Bu özel.
D'abord, je ne fais plus de pornographie et... on parle pas de soi comme ça.
Diğer taraftan ben de yaptığım işten hoşlandım.
Et, pour dire la vérité, ça me plaisaît beaucoup.
Diğer taraftan... Bir süre daha stüdyoda kalabilirsem...
Par contre, le studio, si je pouvais le garder un peu...
Diğer taraftan, Linux dünyasında neler olduğunu saptadığım bu daha p2p ye yakın piyasa ya da pazar stili gibiydi Arada paylaşım için çok kısa aralıklar vardı ve projenin dışında olan insanların feedbacklerinde sürekli bir sabit fikirlilik vardı
De l'autre côté, ce que j'avais observé dans le monde Linux est plus décentralisé, c'est le style marché ou bazar, avec des intervalles entre les versions très courtes avec une demande constante de retour des gens qui sont à l'extérieur du projet.
Şöyle birşey, İnsanlar Serbest Yazılımın gelişmesinden yararlanıyorlar, diğer taraftan, Özgürlük toplum kazanmak için daha önemli
A cause d'une chose, les gens font de l'argent avec le développement des logiciels libres, mais aussi, parce que la liberté d'avoir une communauté est plus importante.
Aah, şöyle bir şey var, gerçekte bir sürü ticari firma var Ama diğer taraftan Linuxla çalışan bir sürü Linux insanı da var
Le simple fait qu'il y ait beaucoup d'entreprises commerciales qui travaillent sur Linux signifient qu'il y a beaucoup de gens qui travaillent dessus.
Diğer taraftan tüm bilgisayar dünyası Kevin'in azap çekmesine neden olacak kadar saçma ve aptal saldırı tavrı içinde.
De l'autre côté... étant donné que le secteur de l'informatique est avant tout stupide et ridicule... pourquoi est-ce que Mitnick devrait souffrir pour une attaque ridicule sur cette culture... à savoir l'ordinateur. Alors c'est ça. - Que pensez-vous des ordinateurs?
Diğer taraftan, biz belki bir arada durmalıydık!
D'un autre coté, peut-être devrions-nous rester groupés!
Diğer taraftan sen..
alors que vous, au contraire...
Eğer diğer taraftan gidersen onu arkadan vurabilirsin.
Surprenez-le. De l'autre côté.
Diğer taraftan Piper bir iblis tarafıdan ele geçirildi, ve her zaman onunla savaştı.
Piper a été possédée par le mal et elle s'est battue.
Diğer taraftan sen farklı bir durumsun.
Vous, par contre, c'est une autre histoire.
Sen, diğer taraftan, bana çok tutkulu arzulu biri gibi görünüyorsun.
Mais, toi, tu as l'air passionnée et pleine de désir.
Diğer taraftan, Belthazor'u öldürürse sonsuza kadar Banshee olarak kalacak.
D'un autre côté, si elle le tue, elle sera Banshee pour l'éternité.
Diğer taraftan, senin dünyanda da bana yer yok.
Mais il n'y a pas de place pour moi dans ton monde, non plus.
- Nereye? Diğer taraftan benim yaptığımı yap.
- Vous allez faire comme moi.
- Gördün mü, bir taraftan girip diğer taraftan çıkıyor.
- Tu vois, elle rentre d'un côté et sort de l'autre.
Diğer taraftan, kan tahlili negatif çıkarsa başa döneriz.
- Et l'informatique. Il aime surfer sur les sites pédophiles?
Diğer taraftan, sadece prezervatif dağıttığımız için geldiler.
ils ne sont venus que pour les préservatifs.
Diğer taraftan, o senin gibi zirvede değil ya da senin gibi gündüz vakti cırtlak yeşil giyinemiyor. Herşey eşit yani.
Mais elle n'a pas ta prestance, ou ton don de marier les couleurs, donc vous êtes ex aequo.
Diğer taraftan yönetici olmak büyük sorumluluk istiyor.
Merci, mais j'aime bien mon job. En plus, être manager c'est beaucoup de responsabilité.
Diğer taraftan Reba McEntire ile çıktığını nasıl açıklayabilirsin?
En plus, comment tu expliquerais que tu sort avec Reba McEntire.
Diğer taraftan,
Au fait,
Ama diğer taraftan bunun hiç sırası değildi.
Mais par ailleurs, c'est vraiment fâcheux.
Diğer taraftan geliyorum!
- Homer. - Attention à l'attaque fulgurante.
Ama haklıydın- - warp mekaniğini çalışmak için daima zaman var. Diğer taraftan Ventu...
Elle pourrait vous être utile en cas de panne du régulateur d'ambiance.
Diğer taraftan ise Elliot'un ekibi Dr. Jackson'a saldırmaya hazır.
De plus, l'équipe d'Elliot s'apprête à attaquer le Dr Jackson.
Eğer hortumu dayayıp onu dışarı attırabilirsen diğer taraftan ben de kürekle kafasına vurabilirim.
Et si on le rempli d'eau avec un tuyau à une entrée... la bestiole finira par sortir de l'autre et je l'assommerai avec une pelle!
Evet, ama diğer taraftan, bir de Jackie'siz bir hayatın olduğunu düşün.
Oui, mais... tu sais, penses à ta vie sans Jackie...
Diğer taraftan...
Arrête de dire "soirée piano à l'ancienne".
Diğer taraftan.
De l'extérieur, merci.
Hadi bulaşmadan diğer taraftan gidelim.
Allons dans la rue des maquereaux.
Diğer taraftan ben şu anda burada oturuyorum. Çünkü şu Next Century piçlerini birbirlerinden ayıramıyorum.
Maintenant, d'un autre coté, je suis assis ici parce que je ne peux pas le dire à ces abrutis de Next Century.
Çoğunluğa, bir taraftan iyi olacağına dair yemin ederken diğer taraftan ellerini ceplerimize daldırıyorlar.
Qui jurent de servir nos intérêts tout en plongeant la main au fond de nos poches.
Diğer taraftan kilitlemiş olmalı.
Il a fermé de l'intérieur.
Neden diğer tarafta boğulacaklarını bile bile geçitten geçip gitsinler ki? Aracın vericisini bu taraftan kapatabilir misin? Neden?
Pourquoi ont-ils passé le Stargate, sachant que la noyade les attendait? Pouvez-vous couper l'émetteur du drone d'ici? Pourquoi? La matière ne voyage que dans un sens dans le couloir.
Diğer taraftan harika randevuydu.
De plus, on a eu un rendez-vous super. On a bien rigolé...
Rahatla, diğer taraftan, bir kaç saat içinde bitecek.
De plus, ça sera fini dans quelques heures et ce soir...
Bir taraftan çocukların istekleri bir diğer yandan da kendi sorunlarım.
D'une part il y a les besoins des gosses et mes de l'autre mes problèmes.
Ama diğer bir taraftan, araba oldukça iyi anlatılmış ve dev de...
Cependant, la voiture est très bien dessinée - et le géant...
Sırf bedeni korumak için bir çit inşa etmek... Bunlar, karanlığın bir taraftan diğer tarafa geçip ışığı kirletmesini ve istila etmesini önlemek için döşenmiş yollardır.
Élever une clôture, simplement protéger son corps, tels sont les artifices que nous devons utiliser... pour empêcher que les ténèbres qui sont d'un côté... n'envahissent et ne contaminent la lumière qui est de l'autre.
Evet, bu taraftan da gidebiliriz. Bu yol diğer yola çıkıyor sanırım.
Oui, passons par là ll y a une sortie par là mais...
diğer 21
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğerleri nerede 149
diğer bir deyişle 112
diğer tarafa 33
diğeri ise 20
diğeri 113
diğerleri 136
diğer yandan 98
diğerleri gibi 54
diğer taraf 30
diğerleri nerede 149
diğer bir deyişle 112
diğer tarafa 33
diğeri ise 20