English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dún

Dún Çeviri Fransızca

324 parallel translation
Mahallede dan-dun dolanıp duran o tramvayın adı gibi.
Comme Ie nom de ce tacot de tramway qui passe dans Ie Quartier.
Brainy Bruin'dun yeni geliştirdiği bir numarası var.
Des ours intelligents avec des idées géniales.
Ne parası? Üç gümüş para. DÜn geceki malların ödemesi.
Il me faut encore 3 ryos pour le butin d'hier.
Bir Apollon'dun!
Un Apollon.
DÜN BUGÜN YARIN
HIER, AUJOURD'HUI ET DEMAIN
Sen de bir Sakson'dun.
Tu étais un Saxon.
Tanıyacaksın tabi.Kim Kimdir ve Dun Bradstreet dergilerine bakabilirsin...
Vous apprendrez ˆ me connaître. Je suis dans Who's Who, Dun Bradstreet... Voil ˆ.
DÜn gece için üzgün olduğumu... söylememi bekliyorsan... bunu söyleyemem.
Si tu attends que je m'excuse pour la nuit dernière... Je ne peux pas.
Ağzınızı açın ve rahat durun, bayan.
Vous parlez d'dun plaisir! - Ouvrez la bouche, madame, et taisez-vous!
Hayir, dun geceden beri gorusmedik.
Non, pas depuis hier soir.
- Dun gece, yaklasik 22 : 30 da.
Hier soir, vers 22h30.
- Dun gece parti yapmistik.
- Nous avons fait la fête hier soir.
- Dun gece.
- Hier soir.
Dogru, dun gece.
- C'est vrai, hier soir.
- Ama dun kopegimiz oldu...
- Mais notre chien est mort hier soir.
Dun and Bradstreet raporlarının gösterdiğine göre 1 milyon dolar sermayeleleri var.
Les rapports de Dun et Bradstreet montrent qu'ils ont capitalisé à un million de dollars.
Çünkü sen Tang Yu'dun
Comme tu es Tang Yuh, ton clan nous laisse tranquilles.
- Sen, Rod'dun değil mi?
- Rod, c'est ça? - Oui, Rod Tucker.
Son seferinde Sherlock Holmes'dun.
L'autre jour, vous étiez Sherlock Holmes.
DÜN GECE KIZ GÖTÜREMEDİM
PAS PU BAISER HIER SOIR
Dun...
Dun...
DAHA DÜN GİBİ
SOUVENIRS GOUTTE À GOUTTE
Bayan Hunsaker dedi ki, dun gece ikiniz ilgi cekmek icin yapilan bu olaydan sorumlu olanlari gormus olabilirmissiniz.
Selon Mme Hunsaker, vous étiez bien placés hier soir pour observer les responsables de cet... exploit.
Evet, dun konusmustuk.
Oui, on s'est parlé hier.
Dun gece George'la konustum.
J'ai parlé à George hier soir.
DÜn gece ve ondan önceki gece...
" Tard hier soir, et la nuit d'avant...
Sen Glenn Close'dun ve ben de evcil tavşanımı sobanın üzerinde bulacaktım.
Tu étais Glenn Close et j'allais trouver mon lapin au feu.
Bir an için... kamarandayken ritüel sırasında tam bir Klingon'dun.
Pendant un moment, dans tes quartiers, durant le rituel... tu as été un Klingon.
Prenses Sarachina bana annemden para ve evrak getirdi. Çünkü onları dun alamamıştım,
La princesse m'a apporté les documents de ma mère, que je n'ai pu obtenir hier.
Kuşu şeyinden vurabilirim.
Avec ça, je peux toucher la bite dun oiseau-mouche.
Bu belki de yaşamınızda yeni bir sayfa açar.
C'est ditticile pour vous, je sais. Mais peut-être est-ce le début dun nouveau chapitre de votre vie.
- Bu kısmeti kaçırıyorum. Seninle Dehra Dun'a geleceğim ve çocuklarınla 3-4 gün geçireceğim.
- Je finis avec eux, et je t'accompagne à Dehra Dun pour passer 3 ou 4 jours avec tes enfants.
Dehra Dundaki evi sattık ve bizim arsanın ortasına bir ev yaptık.
Nous avons vendu notre maison à Dehra Dun et avons construit une demeure au milieu de nos champs.
Dehra Dun'dan son kaçış. Rolf Harrer- -
Dernière évasion de Dehra Dun.
Hayır, pek sayılmaz.
Allumez la lumière, Ku-Dun.
Senin huzurundayken, Kundun.
Quand je suis avec vous, Ku-Dun.
Borg'dun... Ama şimdi insansın.
- Vous êtes humaine à présent.
Dun ona sinirlenmistim Kendimi savundum, Ve bana karsi kotu olan insanlari dusundum.
Vous m'avez dit que je devais me défendre, alors j'ai pensé à tous ceux qui m'ont fait du mal.
Dun gercekten guzel oynadin, Bobby.
T'as super bien joué, hier.
Dun, Michigan, pascisinin sakatligindan sonra, havlucusunu oynatmaya karar aldi.
Hier, le Michigan, décimé par des blessures, a fait jouer son porteur de serviette.
Dun gece 2 ile 4 arasinda seninle beraberdim.Onlara bunu soyle.
J'étais avec toi de 2h à 4h cette nuit.
Ama o boşboğazı bahçede şişlediğimden beri, burası benim Dun ve Broadstreet'im oldu. Hayat pahalandı demek istiyorum.
Mais depuis que j'ai suriné cette lopette de mytho, ma cote Dun et Broadstreet a explosé, putain.
Aslında o Dun ve Bradstreet. Neyse, iki türlü de söyleniyor.
En fait, c'est Dun et Bradstreet.
Bizler, uzak ülkelerin küçük kasabalarından kendimiz için onuru dünya için barışı kurtarmaya geldik.
e petites villes dun pays lointain nous vinmes, poursauver un monde embrasé.
Bizler, uzak ülkelerin küçük kasabalarında uyuruz ve senin koruman için kazandığımız bu dünyaya güveniriz.
ans de petites villes dun pays lointain nous dormons, etnous croyons en ce monde qu'on a vaincu pour vous.
- Daha dun becerdin amcani.
- T'as bien niqué le tien, hier
Reno Gazetesinde... bir yangının... yangını söndürmek için gerekli olan suyun... ve Delmer Darion adında bir dalgıcın haberi vardı.
Ihistoire dun incendie, de leau qu'il fallut pour léteindre, et dun plongeur du nom de Delmer Darion.
Savcı'nın belirttiğine göre... göl ve ağaç arasında bir yerlerde, kalp krizinden ölmüştü.
Comme relaté par le médecin-légiste, ilmourut dun infarctus entre le lac et larbre.
Ve, benim naçizane fikrime göre... bu, "herhangi bir olay" değildi. Bu, "basit bir rastlantı" olmasın.
Le narrateurpense humblement qu'ilne peuts'agir dun simple fait divers, ça ne peut être un accidentbanal.
Ve bir dalgıcın... Ve de bir intiharın.
Ihistoire dun plongeur, et un suicide.
Dun senle konusmaya firsatim olmadi. Konusmamiz gereken bazi seyler var.
Je voudrais profiter de ta présence pour parler un peu.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]