English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Dünyanın sonu

Dünyanın sonu Çeviri Fransızca

1,186 parallel translation
Cehennnem Ağzı'nı açacak, iblisleri çıkaracak ve dünyanın sonu gelecek.
Les démons jailliront de la Bouche l'Enfer et ce sera la fin du monde.
- "Dünyanın sonu" nasıl?
- La fin du monde?
- Dünyanın sonu.
- La fin du monde.
Bu gerçekten, gerçekten önemli. 349 00 : 28 : 57,796 - - 00 : 29 : 01,630 Biliyorum. Bu gece çıkmazsan dünyanın sonu gelecek.
C'est très, très important!
Dünyanın sonu geldi.
La Terre est condamnée!
Dünyanın sonu değil ya.
Ce n'est pas la fin du monde.
Ve sanki günün değil de dünyanın sonu gelmiş ve hayatta kalmayı başaran sadece çöpler olmuş.
Et au lieu du soir, c'est la fin des temps... et il n'y a que les ordures qui aient survécu.
Seni hayal kırıklığına uğratmak istemezdim ancak dünyanın sonu gelmeyecek.
Navrée de te décevoir, mais ce n'est pas la fin du monde.
Dünyanın sonu.
La fin du monde.
Şu yazdığın dünyanın sonu, kıyamet günü zırvalığı mı bahsediyorsun?
Ces... idioties que vous écrivez sur la fin du monde?
Dinle. Bu dünyanın sonu demek değil.
C'est pas la fin des haricots.
Burası dünyanın sonu.
Ici, c'est le bout du monde, m'dame.
Bir gün görüşmeden geçerse dünyanın sonu gelmiş demektir!
Un jour sans se voir et c'est la fin du monde!
Ve diğeri de, bugün dünyanın sonu.
Ensuite, c'est la fin du monde.
Dünyanın sonu bu!
C'est la fin du monde!
Çok kötü olacak. Dünyanın sonu.
Ce sera horrible.
Bugün dünyanın sonu olsa bile savaşmadan pes etmeyeceğim.
Si c'est la fin du monde, je ne céderais pas sans lutter.
Çünkü gerçek hakkında fazla şey biliyorum. Şu yazdığın dünyanın sonu, kıyamet günü zırvalığı mı?
Parce que j'en sais trop sur la vérité.
— Bu dünyanın sonu değil.
- Ce n'est pas la fin du monde.
— Bu dünyanın sonu olmayan ne?
- Quelle fin du monde?
Yani dünyanın sonu değil sonuçta.
Ce ne sera pas la fin du monde.
Hasta olduğunda nasıl olur bilirsin. Dünyanın sonu geldi sanırsın.
Quand on est mal fichu, on croit que l'univers va s'écrouler.
Şimdi, Stanford'daki ilk dönemi kaçırdın. Dünyanın sonu değil. Ve teklif ettiğimiz şeyde gayet esnek olacağız.
Tu as manqué le premier trimestre à Stanford, et nous sommes très flexibles, mais l'idée générale est la suivante.
Sanırım dünyanın sonu olmasa gerek.
Je suppose que ça ne serait pas la fin du monde.
Bildiğimiz dünyanın sonu.
La fin du monde tel que nous le connaissons.
- Dünyanın sonu mu?
- De la fin du monde?
Dünyanın sonu geldi, onlar için.
C'était bien la fin du monde.
- Bu dünyanın sonu değil.
- Ce n'est pas la fin du monde.
Yani... eğer herhangi bir nedenden dolayı onu geri alamazsak, bu dünyanın sonu değil?
Donc, ce n'est pas une catastrophe si on ne la ramène pas.
Fakat, İtalya'da, inanın bana, bu dünyanın sonu demektir.
Mais en ltalie, croyez-moi, c'est la fin du monde.
Dünyanın sonu değil ya. Hadi...
Ce rest pas la fin du monde.
Yeni yılda saat 12 : 01'de dünyanın sonu kesinlikle gelecek ya da...
Le monde finira-t-il à 00 h 01 le soir du réveillon?
Dünyanın sonu bu
Que c'est la fin du monde
Kahretsin, dünyanın sonu mu geldi ne?
Putain, c'est bientôt la fin du monde.
Bu Dünyanın sonu 2000 yılı olarak görülmüştü
La fin de ce monde Est prévue pour l'an 2000
Dünyanın sonu mu geliyor? Yarına Bosna'yla ilgili bir ödev yetiştirmeliyim. Dünyanın sonu geliyorsa umurumda bile olmaz.
Je dois faire une recherche sur la Bosnie, mais si le monde disparaît, je ne me fatigue même pas.
Ama dünyanın sonu gelmeyecekse, iyi bir nota ihtiyacım olacak.
Mais si le monde ne disparaît pas, j'ai besoin d'une justification.
Sonuçta dünyanın sonu.
Ce n'est pas... Ia fin du monde.
Dünyanın sonu. - Bunlara inanmadığını sanıyordum.
Tu ne veux pas consulter la cartomancienne?
Bu gece dünyanın sonu gelecek.
Y aura pas d'autres fois. Le monde disparaîtra à minuit.
Tamam, dünyanın sonu hakkında yanıldık, sen ise yanılmadın.
On avait tort pour la fin du monde et t'avais raison.
- Dünyanın sonu değil ya? İki kadeh margarita içtim ve baş garson bana evlenme teklifi etti. - Bunları yiyecek misin yoksa atayım mı?
On vole sa voiture entre 21 et 23 h à Causton, mais il le signale une heure plus tard.
Bâzılarına göre bu kötü bir şeydi ama dünyanın sonu da değildi.
Mais ce n'était pas la fin du monde, comme on l'a cru.
Dünyanın sonu değil, Anth.
C'est pas la fin du monde.
Dünyanın sonu gelecekmiş gibi?
C'est la fin du monde? C'est biologique.
Babalık görevimni yapamadığımı, komplolara ve dünyanın sonu... konusuna aklımı taktığımı iddia ettiler.
Ils disaient que j'étais un mauvais père, obnubilé par la fin du monde.
Dünyanın sonu gelmedi. Hayır, gelmedi.
- Ce n'est pas la fin du monde.
Biliyor musun, bir adam... bunun dünyanın sonu olduğunu düşünüyordu.
C'était la fin du monde!
Bu, dünyanın sonu değil.
Allez Margo, c'est pas la fin du monde.
- Sence bu gece dünyanın sonu gelecek mi? - Tamam.
J'ai une question
Dünyanın sonu gelecek. Hadi, radyasyon giysilerinizi giyin.
La fin du monde arrive.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]