English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ D ] / Düşün bakalım

Düşün bakalım Çeviri Fransızca

251 parallel translation
Kim saçmalıyor, bir düşün bakalım!
Pas du tout. Réfléchissez un peu.
Düşün bakalım, hiç bir Alice gördün mü?
Avez-vous déjà vu une Alice fleurir de la sorte?
Az önce söylediklerini bir düşün bakalım... yüzünü kızartacak şeyler.
Ma fille, une épouse chrétienne, rougirait d'entendre de telles choses.
- Bir düşüneyim. - Güzel, düşün bakalım.
- Je vais y réfléchir.
Şimdi düşün bakalım, benim onu zorla satın almaya hakkım yok.
Après tout, je n'en ai pas le droit.
Düşün bakalım.
Réfléchis!
Bir düşün bakalım.
Réfléchissez.
Şimdi düşün bakalım.
Maintenant, réfléchissez.
- Düşün bakalım.
- Cherche bien.
Evliliği bir düşün bakalım. burada. Verona'da. senden genç olan saygın hanımefendiler çoktan anne oldular.
Des filles plus jeunes que vous, ici, à Vèrone... sont dèjà mères.
Elini vicdanına koy, düşün bakalım. Kızımsan, seni dostuma vereceğim.
Rèflèchissez : c'est à mon ami que je vous donnerai.
Sakin. Düşün bakalım.
Restons calme.
Bir düşün bakalım Roschmann.
RappeIez-vous.
Madem çok akıllısın ne yapacağımızı düşün bakalım.
Donc, tu as sûrement eu une idée. Qu'est-ce que tu proposes?
Bir de diğer türlü düşün bakalım.
Inversez la situation.
- Düşün bakalım.
- Oh, réfléchis.
Düşün bakalım.
Devinez ce qui va se passer.
Haklısın, biraz düşün bakalım.
On l'a pris à remplacer un hamburger par un colley.
- Düşün bakalım neden?
- Réfléchis.
Bir düşün bakalım.
Pensez-y.
Düşün bakalım!
Vous m'avez bien compris!
Düşün bakalım!
Réfléchis voyons!
Ne yapabiliriz, düşün bakalım!
T'imagines ce qu'on peut faire avec ça?
Sakin ol, dostum. Düşün bakalım.
Réfléchis deux secondes :
Düşün bakalım.
Réfléchis.
Gidip köşede otur ve yaptığın şeyi iyice düşün bakalım.
Va au coin réfléchir à ce que tu as fait.
Karnına bir kurşun yemek nasıl bir şey, bir düşün bakalım.
Songe à la sensation que procure une balle dans le ventre.
Düşün bakalım yola köylüler.
Dehors les ploucs.
Düşün bakalım.
Penses-y!
Düşün bakalım, işte sana bir ipucu. Paranın yüzde ellisi, sadece alarmın durması için çocuğu oraya göndererek tamamen bozulacak bir işin yüzde doksanından daha iyidir. Don bu meseledeki şeyin ne olduğunu bile bilmiyorsun.
Laisse-moi te dire un truc, 50 % d'un pactole, c'est mieux que les 90 % du grille-pain pourri qu'il va te ramener en espérant qu'il ne déclenche pas l'alarme!
Bir düşün bakalım.
- Pour qui
Düşün bakalım!
Souviens-toi!
- Düşün bakalım, abla.
Prends ton temps, ma soeur.
Yani, hadi ama, bir düşün bakalım.
Réfléchis bien.
Bir saniye düşün bakalım. Eğer yiyecek yukarıda olsaydı, onu aramak için... buraya, sizin seviyenize gelir miydim?
Si elle était là-haut, est-ce que je descendrais dans votre trou pour la chercher?
Düşün bakalım.
A toi de trouver
Peki. Bensiz hayatının nasıl bir şey olacağını bir güzel düşün bakalım.
Concentre-toi bien et essaie d'imaginer ce que la vie serait sans moi.
Düşün bakalım.
Écoute.
Kim demiş gitmeyeceğiz diye? Sen dedin. Pekala, tekrar düşün bakalım.
qui dit que tu n'allais pas le faire tu l'as dit eh bien, tu peux me redemander tuvas marcher jusqu'à ce cercueil et t'excuser pour cette pauvre, femme morte.
- Düşün bakalım.
Une idée à méditer.
- Bir düşün bakalım ne yapmalısın?
- J'ai besoin d'aide!
Bir düşün bakalım.
Réfléchi.
Dur, biraz düşün bakalım.
Réfléchissez bien.
- Bir düşün bakalım.
- Pensez-y.
Haydi düşün bakalım.
Réfléchis.
Sen de, düşün bakalım.
Toi aussi, j'imagine.
Düşün bakalım. - Ne okuyorsun?
Bonne idée.
Şimdi düşün bakalım.
Réfléchis.
Hadi, düşün bakalım.
Allez, réfléchis bien.
- Düşün bakalım.
On se dit au revoir.
Az düşün bakalım.
J'ai vu le commandant Spangler derrière la fenêtre.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]