Evin nerede Çeviri Fransızca
170 parallel translation
Evin nerede?
Où habitez-vous?
- Evin nerede senin? - Evim yok ki!
J'en ai pas.
Evin nerede?
Où est-ce?
Evin nerede olduğunu söyleyebilir misiniz?
Vous pouvez nous dire où est la maison?
- Evin nerede?
- Où habitez-vous?
- Evin nerede? - Hemen şurada.
Où est la maison?
Bu evin nerede olduğunu biliyor musunuz?
Vous savez où ça pourrait être?
Bu evin nerede olduğunu biliyor olmalı.
Elle doit savoir où se trouve cette maison.
Evin nerede peki? Nerelisin?
Et comme domicile?
Evin nerede?
Ou habitez-vous?
Evin nerede şekerim?
Juste au coin de la rue.
- Evin nerede?
- Où est-ce?
Evin nerede?
- Où habites-tu?
Evin nerede? Kumulların orada.
- À la pointe, c'est celle qui domine la dune.
Evin nerede.
C'est où chez toi?
- Evin nerede dedik.
- On lui a demandé d'où il venait.
Senin evin nerede Johnny?
C'est où chez toi, Johnny?
- Senin evin nerede?
- Où est votre maison?
- Evin nerede?
- T'habites où?
Annesine bir fen projesi üzerinde çalışmak üzere öğretmeninin evine gittiğini söylememiş. Evin nerede olduğunu söylememiş.
Sa mère dit qu'il allait chez un prof pour un projet.
Evin nerede olduğunu bilmediğimi saymazsak tabii.
Le problème, c'est que je n'ai pas mon adresse.
Evin nerede?
D'où êtes-vous?
Bu arada senin evin nerede?
Vous habitez où, au fait?
Evin nerede?
Ou sont tes parents?
Dağ evin nerede?
Elle est où, ta maison à la montagne?
Evin nerede, ufaklık?
Il faut que je te ramène, petit?
Evin nerede?
D'où tu viens?
- Evin nerede?
Vous habitez où?
Senin evin nerede peki?
Où est votre maison?
Amca, senin evin nerede? Görevli, gezici güçler.
Pépé, t'habites où?
Evin nerede olduğunu hatırlıyor musunuz?
Vous vous rappelez où elle habitait?
- Evin nerede?
Dans quel bloc?
Evin nerede olduğunu mu unuttun?
Tu t'étais perdue?
Evin nerede?
Où est ta maison?
Evin küçük hanımı nerede?
Oû est ma petite femme?
- Pekala senin evin nerede?
Pas du tout, même. C'est assez simple à expliquer.
İnanır mısınız, biraderlerim ve tek dostlarım sizin sadık anlatıcınız kundaktaki savunmasız bir bebek gibi birden nerede olduğunu fark etti ve neden "evin" ona tanıdık geldiğini anladı.
Et le croirez-vous, ô mes frères et seuls amis? Voilà votre fidèle narrateur... porté sans défense, comme un poupon... et pigeant soudain où il était... et pourquoi "Home" lui avait paru familier.
Evin nerede?
C'est-à-dire?
- Çiftlik evin nerede?
Viens avec moi.
Evin nerede?
Où habites-tu?
- Bu evin sahipleri nerede?
- Où sont les propriétaires?
Deniz kenarındaki evin anahtarı nerede?
Où sont les clés de ta maison à la mer?
- Eve demek, evin nerede?
- Lâ-bas.
- Evin nerede? - Columbus. Ohio.
Je rentrerai après Thanksgiving.
- Evin nerede?
Où ça?
Evin nerede?
Où est votre maison?
Evin anahtarlarını kaybettim de. Yedeklerin nerede olduğunu biliyor musun? Hayır.
- J'ai perdu les clés de la maison, vous savez où se trouve le double?
Baksana evin sahipleri nerede, ölmüşler mi?
Où sont les gens qui habitent ici? Ils sont morts?
Nerede senin evin?
Alors où est-ce?
Şimdiye dek, sen ve Walt'un evin emlak kayıtlarını araştırıp ismimi öğreneceğinizi beni nerede bulabileceğinizi anlayacağınızı düşünmüştüm.
J'imagine que toi et Walt avez retrouvé les fichiers de la maison, découvert mon nom et compris où me trouver.
Peki Bay Papprizzio, belki kaldığınız bu evin sahibinin nerede olduğunu siz bana söyleyebilirsiniz. - Bay...
Pourriez-vous me dire où est le propriétaire de votre logis?
nerede yaşıyorsun 103
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
neredesiniz 293
neredesin 2085
nerede yaşıyorsunuz 33
nerede oturuyorsun 94
nerede 4371
neredesin sen 33
neredeyiz biz 73
nereden 256
neredeydin 834
neredesiniz 293
nerede kalmıştık 239
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyse bitti 135
neredeyim ben 198
nereden geliyorsun 129
nereden biliyorsun 934
neredeyim 174
nerede o 1480
nerede kaldın 193
nereden buldun 91
neredeyse 363
neredeyse bitti 135
neredeyim ben 198