Içeri girme Çeviri Fransızca
294 parallel translation
Ben çalarken içeri girme.
- N'entrez pas ici quand je joue.
Hayır, bence içeri girme. Birisi seni tanıyabilir
N'entrez pas, on vous reconnaîtrait.
- Bir tımarhane gibi! - Sence içeri girme vaktimiz gelmedi mi?
Nous ferions mieux de rentrer.
Ah, lütfen içeri girme, Beatrice. Kimsenin kostümümü görmesini istemiyorum.
Je ne veux pas que vous voyiez mon costume.
- Sakın içeri girme! Giriyorsun bak!
Ta sœur.
Çıplak, içeri girme.
Il dort, n'entrez pas.
Hayır, henüz içeri girme. Lütfen.
Non, ne partez pas encore.
- Dikkat et, içeri girme!
Attention! N'entre pas!
Rhoda, içeri girme zamanı. - Akşam yemeği için hazırlanmalısın.
Il faut rentrer... t'apprêter pour le dîner.
Ortalık yeterince karışırsa, Miller'la benim içeri girme şansımız olur.
S'ils sèment suffisamment le trouble... Miller et moi avons une chance d'entrer.
Bir dakikalığına içeri girme, Bee.
N'entrez pas! Vous avez encaissé?
- Seni çağırana dek içeri girme.
Merci. On t'appellera.
Tamam, Zelda, istiyorsan bana vur ama lütfen içeri girme.
Frappe-moi si tu veux, mais ne rentre pas.
Hiçbir cevap alamayınca içeri girme cüretinde bulundum.
Alors je me suis permis d'entrer.
Dadı. Joey banyodayken lütfen içeri girme.
Nanny... s'il vous plaît, n'entrez pas dans la salle de bain quand Joey prend son bain.
Size verebilecek bir şeyimiz yok lakin içeri girme nezaketinde bulunursanız çok memnun olurum.
Nous n'avons rien à vous offrir, mais je serais heureuse de vous accueillir à l'intérieur.
Problem - içeri girme.
Le problème est comment y entrer.
Müşteri varken içeri girme.
N'entre pas quand les clients sont ici.
Hemen içeri girme. Seninle konuşmak istiyorum.
Attends, j'ai à te parler.
Orada fazla durmayın! Yeter güneşte kaldığınız, içeri girme zamanınız geldi.
Et ne restez pas trop longtemps, venez vous mettre à l'abri du soleil.
Sadece basit bir meskene tecavüz ve içeri girme, dostum.
Une simple effraction.
Kapıyı çalmadan içeri girme, demiştim.
Je t'ai dit de ne jamais entrer ici sans frapper.
Sakın içeri girme!
Ne rentre pas!
Ama içeri girme.
Ne désespère pas et n'entre pas.
- Abla, içeri girme! - Sherman, kes artık!
Sérieux, Sherman, quelques fois tu es vraiment un nerd!
Sakın içeri girme.
"N'approche pas". - " Mais Betty...
Onlardan birsürü olduğu için, domuzların sahibinin çalışanları onları onarlı gruplar haline getirmiş ve onlara çiti geçme ve içeri girme izni vermiştir.
Comme ils sont nombreux, les hommes qui travaillent pour le propriétaire des porcs les ont organisé par goupes de 10, et leur donnent la permission de passer la barrière et de rentrer à l'intérieur.
Yaralar birçok defa içeri girme sonucu oluşmuştur.
Trauma dû à des pénétrations répétées.
Sümüklü içeri girme.
- Pas de crottes de nez! - Reste poli.
- Tamam efendim. - İçeri girme. Sadece gözlerini dört aç.
N'entrez pas, mais ouvrez l'oeil.
İçeri girme.
Non, n'entrez pas!
İçeri girme oğlum.
- N'entre pas.
İçeri girme!
N'entre pas.
İçeri girme, Jim.
N'y va pas Jim.
İçeri girme. O budala bana ateş etti.
Cet idiot vient de tirer sur moi!
Girme içeri!
Reste où tu es!
Leon dur, lütfen girme içeri...
Non, Léon, n'entrez pas
Ah, kilit kırılmadığına ve içeri zorla girme işareti olmadığına göre, katilin Mallory'nin bürosuna nasıl girdiğini anlayamıyorum.
Je ne comprends pas comment le meurtrier est entré dans le bureau de Mallory puisque la serrure n'a pas été forcée et qu'il n'y a pas de traces d'effraction.
Pekala, siz ikiniz. İçeri girme vakti.
Il est temps de rentrer.
İçeri girme zamanı mı geldi?
Il faut rentrer?
İçeri girme!
N'entrez pas là!
İçeri girme. Girme, diyorum.
Je t'ai averti de ne pas y entrer.
Sakın yapma, seni piç! İçeri girme! Duydun mu?
Bougez pas, petits fumiers!
- İçeri girme.
- N'y allez pas, ne rentrez pas.
Sakin girme içeri!
N'entrez pas! Elle va vous faire fondre.
İçeri girme. Burada dur.
Quand un vieil homme trouve une jeune femme qui veut partager sa vie... il y a des choses qui sont implicites.
- İçeri girme zamanı, çocuklar.
Kevin, Taylor, il faut rentrer, les enfants.
- İçeri girme.
- N'entre pas.
- İçeri girme!
- N'entrez pas.
İçeri girme emrimi bekle demiştim!
Je vous avais dit d'attendre mes ordres!
- İçeri girme.
- N'entrez pas.
içeri girmek istiyorum 16
içeri girmeme izin ver 19
içeri girmek ister misin 28
içeri girmez misiniz 22
içeri girmeliyim 23
girme 22
girmeyin 16
içeri 231
içeride 300
içerim 28
içeri girmeme izin ver 19
içeri girmek ister misin 28
içeri girmez misiniz 22
içeri girmeliyim 23
girme 22
girmeyin 16
içeri 231
içeride 300
içerim 28
içeriye 37
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içerideler 28
içeri gel 1264
içeride kim var 18
içeri girip 56
içeri girebilir miyiz 61
içeri buyrun 59
içeride kimse var mı 30
içeri girebilir miyim 137
içeri gir 856
içerideler 28
içeri gel 1264
içeride kim var 18
içeri girip 56
içeri girebilir miyiz 61
içeri buyrun 59
içeride kimse var mı 30