English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ I ] / Işte bu o

Işte bu o Çeviri Fransızca

1,466 parallel translation
O aptal şehre gitmiyorum işte! Pekala, bu kadar!
Je n'irai pas dans cette stupide ville!
İşte bu yüzden buradayım, Bay O'Callaghan.
Je suis venue pour ça, M. O'Callaghan.
Çizimler hakkında söylediğin o şeyler işte bu aynen benim söylediğim şey!
Toute ce que vous avez dit au sujet de la maitrise... c'est exact... C'est ce que je disais!
İşte, bu o ünlü Pinocchio!
Alors, voici le fameux Pinocchio!
Peki o zaman. İşte. Bu ilanların bu geceki konserden önce dağıtılması gerekiyor.
Ces tracts doivent être distribués avant le concert de ce soir.
- O kadını seviyorum, işte bu yüzden.
- Je l'aime, voilà pourquoi.
İşte, Bea, bu o.
Eh bien, je l'ai trouvé.
İşte bu. O şiirler bayılır. Ormanları, çayırları, dışarı çıkmayı çok sever.
Elle adore les poèmes, la forêt, les prés, la nature...
İşte bu. Bütün o boktan yaratıkların başında.
Mais Betty... elle est championne toutes catégories.
İşte o. Bu Kinsey.
- Voilà Kinsey!
İki gün önce o duvardan işte bu yüzden atladım.
J'ai fait le mur avant-hier.
Bu o şey işte.
Voilà ce n'importe quoi.
Pekala, bu seferki de o anlardan biri işte. Ramon'un bu geziye çıkması çok önemli.
Là, il faut donc que ce soit une de ces fois, car c'est important que Ramon fasse ce voyage.
Pekala tim, bu işte yalnız bir şansımız var. O yüzden dinleyin.
Il n'y aura pas de deuxième chance, alors écoutez!
Ve biri, bir şeyden bu kadar nefret edince, o işte ne kadar iyi olduğunun hiç önemi kalmaz.
Lorsque quelqu'un déteste autant quelque chose, peu importe combien il est doué dans ce domaine.
İşte bu adam o. Bu sonsuza kadar minnettar kalacağım Antonio.
Voici Antonio, voici l'homme à qui je suis lié d'une si forte amitié.
İşte bu o. Yakala onu.
C'est lui, c'est lui.
- bu Saint-Saen'in "İşte o" suydu.
C'était "Le Cygne" de Saint-Saëns.
- Havuzda tavuk gibi boğulurken yakalandı. - İşte bu o.
On l'a chopé à s'astiquer la nouille dans la piscine.
Hasarlı bölge işte burası. Görünen o ki, dizinin bu bölümünde... ciddi bir hasar var.
La blessure était ici... et vous avez eu une sérieuse blessure à cette partie de votre genou.
İşte bu o.
C'est lui.
İşte o şaheser "Marş" bu dünyaya... bu şekilde geldi.
Et voilà comment le tube "Marche" a vu le jour sur cette Terre.
Şimdi! - Bu tam o an işte.
- C'est le moment.
Bu o olmalı, işte!
Ça doit être ça, là!
İşte bu o.
Celui là.
Bu işte bir bit yeniği olursa suçlanacak tek kişi o olur.
S'il a fait des embrouilles, il va payer pour ses conneries.
Motor! İşte bu şekilde o sahne bir defada çekildi.
En passant près du téléviseur dans mon appartement... le câble a capté le bourdonnement du tube cathodique.
Bu o işte. Ryan acil iniş yapılacağını tahmin etmiştir.
Ryan a prévu un atterrissage d'urgence.
Sonra da bu işte parmağı olan her o... çocuğunu mahvedeceğiz.
Et après, on va faire payer tous les salopards qui ont joué un rôle là-dedans.
O işte bu kadar nazikti.
Elle était bonne à ce point.
Koridordaki dolaptan, o zamana kadar asla kullanılmamış tabancayı çıkartmaya karar vermem işte bu yüzden çok şaşırtıcıydı.
C'est pour cela qu'il est si surprenant que je me sois dirigée vers le placard et que je me sois emparée du pistolet qui n'avait jamais été utilisé
İşte bu hepsi bu kadar. gördün mü? O kadar da kötü değilmiş değil mi?
On va devoir passer un tube par votre nez jusqu'à l'estomac pour trouver la cause du saignement.
Bu akşam o partide ne olduysa kandırıldığın şey işte.
- Tu m'avais dit quoi? Quoiqu'il arrive à cette soirée où tu as été piégée, je te l'avais dit
- Joe iyidir. - Bu işte o varsa, ben yokum.
- C'est moi ou lui.
Artık o bu işte yok. Onun çaresine başkası bakacak.
Quelqu'un prendra sa place.
İşte bu! O iki arkadaşını hatırlıyor musun?
Oh mon Dieu, tu te souviens de ses deux copains?
Ya da en azından... ereksiyon olmak için kadınları cinsiyetsizleştirecek kadar... korkak erkeklerin olduğu o ülke yerine, bu ülkede yaşasaydı... bir kadın olarak nasıl görünürdü, işte bunu görmek istiyor.
Elle veut juste avoir la possibilité de ressentir, ou au moins d'avoir l'apparence de la femme qu'elle aurait pu être si elle avait grandi dans ce pays au lieu d'un pays où les hommes sont de tels connards qu'ils se sentent obligés de castrer leurs femmes pour bander!
O da bu işte suç ortağı.
Elle est impliquée elle aussi.
Buna daha fazla katlanman gerekmeyecek İşte bu o.
Tu n'auras plus à me supporter longtemps.
- İşte bu o.
C'est ça.
Pekala, işte sırada son oyuncak oğlanımız... o yüzden cüzdanlarınızı açın, dudaklarınız büzüştürün... ve unutmayın ki bu bir hayır işi.
Nous en arrivons à notre tout dernier "Basketteur aux enchères". Dénouez les cordons du portemonnaie et n'hésitez pas à faire des folies. Je vous le rappelle, c'est pour une bonne cause.
İşte bu yüzden o herifi sevmiyorum.
C'est exactement pour ça que je le déteste.
İşte şimdi bu size Haley ve Nathan, artık o senin başının ağrısı.
Alors voilà pour toi, Haley-bub, et Nathan ; elle est ton mal de tête maintenant.
O günlerde bu işte bırak siyahı, hemen hemen hiç kadın yoktu.
A cette époque, il n'y avait pas beaucoup de filles pour faire ça, et en plus, une Noire.
Tamam. İşte kafamı kurcalayan bu. O burada çünkü, bu başkan artık yolun sonunda.
Ce qui me gêne, c'est qu'il est là à cause du président sortant.
Kendi ayakların üstünde durarak "Bu işin sorumlusu o işte" demen harika.
C'est bien de pouvoir dire : "Je prends mes responsabilités!"
Ama o zamana kadar, hiç bir şey yapamadığım bu işte takılı kaldım. ... sadece çukur dolduruyorum.
Mais en attendant, je n'ai aucun pouvoir, sauf celui de faire refaire les routes.
Ama şu an olduğu yerde kalması lazım ne olursa olsun bu işte saldırıyı göğüsleyecek olan o. Ama sana ne yapacağımı söyleyeyim.
Mais pour l'heure, j'ai besoin de lui pour ne serait-ce, eh bien, qu'endosser la responsabilité de tout ça, mais voilà ce que je vais faire.
İşte bu yüzden Rafi'yle gurur duyuyorum, çünkü o yüzleşebildi.
C'est pour ça que je suis fière de Rafi, c'est ce qu'il fait.
Bu o mu? Orada işte.
Est-ce que c'est lui?
- İşte o yüzden bu işi yapıyorum.
- C'est ma vocation.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]