Nasıldım Çeviri Fransızca
1,578 parallel translation
- Nasıldım?
Combien j'ai fait?
Peki nasıldım?
Alors... comment c'était? - Chaud...
Nasıldım?
- J'ai assuré?
- Nasıldım?
- De quoi avais-je l'air?
- Nasıldım?
- J'étais comment?
Nasıldım?
J'étais comment?
Nasıldım?
- Commentj'étais?
Baba, nasıldım?
Papa, j'étais comment?
- Nasıldım?
- Comment j'étais?
Nasıldım?
J'ai raison ou pas?
"anomali" kelimesinin nasıl yazıldığını biliyorum, tamam mı?
Je sais comment écrire "anomalie", d'accord?
Nasıl yaparsınız bilmem, ama ben, yarın kıyafetimi giymiş olarak evimin önünde bekliyor olacağım ve biriniz beni alacak, anlaşıldı mı?
Je ne sais pas comment, mais demain, je serais devant ma maison dans une robe, et l'un d'entre vous viendra me chercher. Ok? bon
Ama o bunu yaptıktan sonra... eh, aldatıldığımı sandığımda nasıl olduğumu bilirsin.
Mais après qu'il ait fait ça... Enfin, tu sais comment je suis quand je me fait avoir.
Seninle ilk ayrıldığımızda sen bunun üstesinden nasıl gelmiştin? Yani hemen Lucas'la takılmaya başlamanı saymazsak?
Comment t'as géré ça quand on a rompu, à part tout de suite essayer de te mettre avec Lucas?
Peki ya sen, hayatım? Senin akşamın nasıldı?
- Et toi, comment s'est passée ta soirée?
Ben de, Honolulu'da yaşamak nasıldır, hissedelim diye üç saat geri almıştım.
Ouais, mais la semaine dernière, j'ai enlevé 3 heures pour qu'on puisse voir ce que ça fait de vivre à Honolulu.
Günün birinde, bunun nasıl yapıldığını çözeceksin, ve umarım küçük kızın ulaşmadan bu gerçekleşir.
Un de ces jours, tu comprendras comment le faire, et par chance ce sera avant la naissance de la petite.
Galakside tüm yıldız geçitlerini aynı anda nasıl çalıştıracağımızı ben düşündüm.
Il pourra donc l'adapter pour des armées entières.
Manikürlü çimler, "günün nasıldı, hayatım?" repliği...
Les pelouses bien entretenues, les'comment était ta journée chéri? '...
Yıldırım fırtınası.
Pas un nuage dans le ciel. Des éclairs.
Tekrar, Yıldırım fırtınası
Je répète, des éclairs.
Bu delikler yıldırım fırtınasının tam altında.
Ha!
Selam tatlım. Okulda ilk günün nasıldı?
Alors chéri, raconte-nous ton premier jour d'école.
Bakın son zamanlarda birlikte takılmamızın nedeni Randy'nin Eric'ten nasıl ayrıldığımı konuşabileceğim tek kişi olması.
La raison pour laquelle on est beaucoup ensemble ces jours-ci c'est que Randy était le seul à qui je pouvais parler de ma rupture.
Selam tatlım, günün nasıldı?
Bonsoir chéri. Comment était ta journée?
Merhaba tatlım, okul nasıldı?
Hey ma chérie, comment étaient les cours?
Okulunda ilk günün nasıldı, tatlım?
Comment était ton premier jour d'école, chérie?
Bay Schiff, annem gençliğinde nasıldı?
Alors, M. Schiff... Comment était ma mère adolescente?
Madison'la abinin randevusu nasıldı peki? İkinci bir randevu olacak mı diye soruyorsun?
On était au lac.
- Oy dağılımı nasıldı?
Comment étaient réparties les voix?
Telefonda onun temsilciliğini yapamazsam nasıl olacak da bir film yıldızına şantaj yapacağım?
Comment je peux faire chanter une putain de star si j'arrive même pas à joindre son putain d'agent?
- Nasılsınız? Seksüel açıdan aydınlatıldınız mı? Aranızda güvende miyim?
Vous vous y connaissez, question sexe...
25 yıldır beni boşlamış şimdi tanımak mı istiyor? Beni nasıl buldu zaten?
Je ne le vois pas pendant 25 ans, et maintenant il veut me connaître.
Nasıl yapıldığını bana da öğretir misin?
Tu peux m'apprendre ce que tu as fait au garçon?
Söyle bakalım nasıldı?
C'était comment?
Pekala, Berlin'deki son 3 yılın nasıldı bakalım?
Alors, Michael... Ces trois années à Berlin?
Bu kez nasıl yanıldım bilmiyorum.
Je ne sais pas comment cela est arrivé cette fois.
Alışveriş nasıldı?
Bienvenu, M. Oberoi.
Paçayı nasıl sıyıracak acaba? 2 yıldır boşanacağına yemin ediyorsun, şimdi yardımıma mı muhtaçsın? Belaya battım.
- --
Okul nasıldı? Ev ödevin var mı?
L'école, ça a été?
Bak, bunu daha önce hiç yapmadım. NasıI yapıldığından pek emin değilim.
J'ai jamais fait ça de ma vie, je sais pas trop comment ça marche.
Bunun nasıl yapıldığını biliyor olmalıyım.
Je devrais pouvoir y arriver.
- Roger nasıldı? Roger tanıdığım en sıkıcı adam.
Roger est le type le plus casse-pied que j'aie vu.
Evet, nasıldır bilirsin. Bence iyi bir şeyler yapabilirim, belki haftada beş saat gönüllü çalışırım dedim.
- Tu sais comment c'est, je me disais que je pourrais donner un coup de main et faire du bénévolat quatre ou cinq heures par semaine.
Bal tutan kişi, balın nasıl yapıldığını bilse parmağını yalar mı hiç?
Tu sais, les enfants des restaurants ne mangent pas de boulettes.
Bunun nasıl yapıldığını bana öğretmelisin.
Tu dois m'apprendre comment faire.
Okuldaki ilk günün nasıldı bakalım?
Et toi, ta rentrée, ça s'est bien passé?
Nasıl yapıldığını sormadın mı?
T'as pas demandé le mode d'emploi?
Yürüyüş nasıldı tatlım?
Avez-vous fait une belle promenade?
İlk'Mujra'n nasıldı, nasıl geçti, anlat bakalım?
Tu as dansé pour une grande cérémonie. Comment était l'expérience?
Söyleyin bakalım, tören nasıldı? Güzel miydi?
Alors, dites-moi, c'était une belle cérémonie?
nasılsın 5362
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasilsin 47
nasıl 3954
nasil 16
nasılsınız 3074
nasıl gidiyor 2080
nasil gidiyor 23
nasıl oldu 268
nasıl öldü 77
nasıl yani 1497
nasıl olmuş 116
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701
nasıl ölmüş 19
nasılsın canım 26
nasılsın tatlım 38
nasılsın bebeğim 20
nasıl oldun 41
nasılsınız hanımefendi 16
nasıl yardımcı olabilirim 221
nasılsın hayatım 22
nasıl istersen 701