Ne şans ama Çeviri Fransızca
3,614 parallel translation
- Ne şans ama.
- Quelle chance.
Bak, Dünya Cumhuriyeti bir grup acımasız fırsatçı olabilir ama haksız da sayılmazlar.
Les républicards sont peut-être des opportunistes sans cœur, mais ça ne veut pas dire qu'ils ont tort.
Ama ona bir şans vermedin.
Mais tu ne lui donnes pas de chance.
Bu toplantılara katılamadığım için ne dediğini bilmiyorum ama kendimi savunmak için bir şans istiyorum.
J'ignore ce qu'elle a dit, n'étant pas dans le secret de ces discussions, mais je voudrais avoir une chance de me défendre.
Bu senin eve gitmene yada ne yapmak istersen ona yeter ama burada bir şansın var.
C'est assez pour que tu rentres chez toi ou ce que tu veux d'autre, mais tu as reçu un fond ici.
- Bu arkadaşın da lazım ama alev alev yanmadan hareket edemiyor.
Tout comme ce type, mais il ne peut pas sans que cela le brûle comme une soupe chaude.
Bunu hak etmiyorsun ama başka şansım yok.
Vous ne méritez pas ça, mais je n'ai pas le choix.
Belki hep arada kalacağım ama iki türlü de Hannah'sız bir hayat düşünemiyorum.
Peut-être que cela sera toujours le cas, mais je ne peux pas imaginer une vie sans Hannah dans aucun des deux.
Biz izinsiz mezarı kazamayız.. ... ama o yapabilir.
On ne peut pas fouiller cette tombe sans mandat, mais lui, oui.
Bunu bilmem, ama iş birliği yaparsan, karını ve kıznı tekrar görme şansını yakalayabilirsin.
Je ne sais pas pour ça, mais si vous coopérez, il pourrait faire la différence de jamais avoir vu votre fille et femme encore
Yeteneğim vardı ama kimse bana şans tanımadı. Pekala.
J'avais un truc, mais personne ne m'a donné de chance.
Ama bana karşı öyle duygular beslediğini fark edince seni kırmadan sana doğruyu nasıl söyleyeceğimi bilemedim.
Mais quand j'ai réalisé que tu avais pour moi ce genre de sentiment, je ne savais pas comment te dire la vérité sans te blesser.
- Gerçekten çok yetenekli ama kimse ona bir şans vermiyor.
Quoi? Elle est vraiment talentueuse, mais personne ne lui donnera sa chance.
Özür dilerim, ne duyduğunu bilmiyorum. Ama elimde bir isim olmadan...
Désolé, je ne sais pas ce vous avez compris, mais sans un nom...
Bu Ben Diamond'ın gönderdiği bir mesaj ve aklınızdan bir saniye de olsun gangster savaşı başlayacağı geçmiyorsa... Ama bu ölümü kanıt olmadan kumar tasarısıyla ilişkilendirmek?
C'est un message envoyé par Ben Diamond, et ne crois pas une seconde que ca ne va pas lancer d'emblée une guerre mafieuse... mais pour relier sa mort au projet de loi sur le jeu sans preuve?
Ama ne olduğunu anlamadan ikinci sene gelip çattı.
Sans s'en apercevoir, il était arrivé en deuxième année,
Alınma ama sen de kendini, kendi düğününde istemezdin, değil mi?
Sans vous vexer. Vous ne voudriez pas de vous à votre mariage, pas vrai?
Sensiz nasıl dayanacağım bilmiyorum ama idare etmeye çalışırım.
Je ne sais pas comment je survivrai sans toi, mais j'essaierai de me débrouiller.
Doğru zaman olmadığını biliyorum. Tabii ki doğru zaman değil. Ama söyleyeceğim şey bekleyemez.
Je sais que ça n'est pas le bon moment, il n'y en a sans doute pas, mais.... je crois que ça ne peut pas attendre.
Ama sizin yardımınız olmadan başaramaz.
Mais elle ne peut pas la prendre sans votre aide.
Kabarcıkları olmazsa, dilim tadını alıyor ama burnum gıdıklanmıyor.
Sans les bulles, ma langue sent le goût, mais mon nez ne me chatouille pas.
Beni öldürme şansın vardı Nikita. Ama bir sebepten dolayı öldürmedin.
Tu as déjà eu l'occasion de me tuer, auparavant, Nikita, mais pour une certaine raison, tu ne l'as pas fait.
Ben bu dünyayı terk etmeden önce, sadece bir kaç gün var ama kalbimin bana verdiği mutluluk olmadan nefes alamıyorum.
Il ne me reste que quelques jours avant de quitter ce monde, mais mon cœur ne cessera pas de battre sans la joie que tu m'as donnée.
Babam, asla ama asla kızlarının iznini almadan bir kadının evimize yerleşmesine izin vermez.
Mon père ne laissera jamais, jamais, jamais, une femme emménager chez nous sans la permission de ses filles.
Mutlaka, ama bizim ekibimiz bu şirketi ayakta tutuyor ve bunu onsuz yapamam.
Absolument, mais notre pod garde un peu cette entreprise à flôts et je ne peux pas le faire sans elle.
Kırılma Ron ama TV işinin üstesinden geleceğini sanmıyorum.
Ron, sans vouloir t'offenser je ne pense pas que tu serais super à la télé.
Yaranın iyileşmesine yardımcı olması için adadaki şifalı bitki ve dutlardan kullandım. Ama cadı olmadığım için pek garanti veremem.
J'ai appliqué des herbes et des baies pour soigner ta blessure, sans être un vrai sorcier, je ne peux pas t'offrir mieux.
O yüzden bu mesajımı ne zaman alırsın bilmiyorum ama bir anlığına işler biraz kötü gibi görünüyordu ve... bilmiyorum...
Donc je ne sais pas quand tu recevras ça, mais les choses semblaient sans espoir pendant une minute, et... je sais pas...
Onsuz kim olduğumu da elimi kolumu nereye koyacağımı da bilmiyorum sanki ama Mellie beni kapı dışarı ediyor.
C'est seulement que... Je ne sais presque plus qui je suis sans lui. C'est comme...
Odada istediğiniz kadar şahit bulundurabilirsiniz ama ben gitmiyorum.
Avec ou sans tous vos témoins, je ne quitte pas cette pièce.
Ama bu kasabada yakalanmadan büyü yapamazsınız.
Vous ne pouvez pas faire de magie dans cette ville. Sans vous faire attraper.
Ama Klaus çocuk olmadan daha iyi değil Rebekah ve biz de öyle.
Il n'est pas meilleur sans cet enfant, Rebekah, et nous ne le sommes pas non plus.
Ama içinizden birine artık korkmama şansını vereceğim.
Mais je vais donner la chance à l'une d'entre vous de ne plus avoir peur.
Peki ya düğünü sen düzenlesen ama saçma sapan fikirlerin olmasa ve benim fikirlerimi uygulasan?
Attends! Et si tu officials sans apport débile de ta part, et que tu ne disais que ce que j'ai préparé?
Ne çıkarabilirler bilmiyorum ama bir şey bulsalar bile masumane olacaktır, seni temin ederim.
Je n'ai aucune idée de ce qu'ils peuvent trouver. Mais dans tous les cas, ce sera sans conséquence.
- Evet ama... Çünkü zorla çalıştırmak istediğiniz herkes çalışacak durumda değil.
Tous ceux qui sont sans emploi ne pourront pas travailler.
Nasıl kullanacaklarını bilemeyiz ama bu işi küllendirmek için tek şansımız, her ayrıntıyı ortaya dökmek.
On sait pas ce qu'ils en feront, mais autant ne rien dissimuler.
Söz veremem ama kardeşinin içeriden iyileştirme şansım var.
- Je ne peux rien promettre. Mais je pourrais le soigner. De l'intérieur.
Ama bölüm birincisi olmadan yeniden buluşmanın önemi ne ki?
Mais que serai cette réunion sans la major de promo?
Biliyorum bu son derece yasadışı, ama Evet'i işaretlemeden bu kabinden çıkamayacaksın.
Je sais que c'est hautement illégal, mais tu ne quitteras pas cette cabine sans avoir appuyé sur "Oui".
Üzgünüm ama seni buradan göndermezsem eve gidemem.
Je ne peux pas rentrer chez moi sans t'avoir mutée.
Shirley alınmasın ama bu kadar büyütülecek bir şey yok bence.
Sans vouloir offenser Shirley, je ne comprends pas tout le buzz autour.
Kelimeler olmadan iletişim kurmaya çalıştım ama işe yaramıyor.
J'essayais de communiquer sans mots, mais ça ne marche pas.
Kolyeler olmadan da yaşayabilirim ama sen olmadan hiçbir yere gitmiyorum.
Je peux vivre sans les pendentifs mais je ne pars pas sans toi.
Önemli değil ama ne açıdan acaba?
C'est sans importance... - Mais comment ça?
Sütümüz olmadan birkaç gün dayanırlar, sonra mandıralar bize damlayacak. Ama bizi geri alamayacaklar.
Quelques jours sans notre lait, Dairy va nous laisser tomber, ils ne nous reprendront pas.
Prensip olarak bunu almak istemiyorum ama içimden bir ses almazsam aile kampında alkolsüz bir yaz geçiremeyeceğimi söylüyor.
Je ne veux pas acheter ça par principe. mais je ne crois pas que je puisse survivre tout l'été au camp familial sans alcool.
Umarım bu yeni açı saldırganın kimliğini saptamamıza yardımcı olur. Ama eğer şansımız varsa, bu görüntüde ne saldırganın yüzünü gördüm ne de onun ceketindeki amblemi gördüm.
J'espérais que ce nouvel angle apporterait un éclairage sur l'identité du pousseur, mais... aussi chanceux soit il, son visage n'est pas visible par la caméra non plus.
Beş kare sonra yüzü kapanıyor ama Spears kesinlikle onunla konuşuyor.
Maintenant, il n'y a que 5 images avant qu'il ne soit obscurci, mais Spears est sans aucun doute en train de lui parler.
Ama tanrının sözleri olmadan böyle büyük bir şeyi yapmak zordu.
Mais ils ne pouvaient pas faire quelque chose d'aussi important sans le Mot de Dieu.
Ama içeride çaldığı şey dinlediğim müziğe benzemiyordu böyle bir şey çalmaktan bahsetmiyorum bile.
Mais ce qu'il a joué là-dedans ne ressemble en rien à ce que je pourrais écouter, sans même parler de le jouer.
ne şans 59
ne şanssızlık 23
ne şanslısın 21
amazon 38
aman 633
amalia 33
amar 39
amanda 248
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ne şanssızlık 23
ne şanslısın 21
amazon 38
aman 633
amalia 33
amar 39
amanda 248
aman tanrım 8090
aman tanrim 52
ama oldu 35
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama öldü 33
ama bu imkansız 78
ama bu imkânsız 18
amato 35
amanın 172
amaç 42
ama benim 40
aman aman 28
aman allah 310
ama biz 56
ama bu 445
aman anne 20
aman be 76
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292
ama bu 445
aman anne 20
aman be 76
ama biliyorum 27
aman allahım 373
ama orada 22
aman ya 22
ama neden ben 22
ama o 292