Problem ne Çeviri Fransızca
1,072 parallel translation
- Problem ne?
- Quel est le problème?
Problem ne biliyor musun Vincent? Sanatçılık tekniği öğrenene kadar biraz vakit alıyor.
Tu sais, le problème, quand on est artiste, c'est le temps que ça prend pour apprendre les techniques.
- Problem ne?
- Que se passe-t-il?
- Cole, problem nedir?
- Ça ne va pas?
problem ne?
Quel est le problème?
Ne oldu, problem ne?
Qu'y a-t-il?
- Problem ne biliyor musun? - Sen insansın, o da bir kapı mı?
Si fuite et incendie, pas de panique, les effets s'annulent.
Kişideki problem ne olursa olsun, yat.
Quoi que vous ayez, au lit!
Sutyeni getirmende ki büyük problem ne anlamıyorum.
Est-ce donc si difficile?
Büyük bir problem değildi.
Ce ne fut pas très difficile.
İşte problem.
Voilà ce qui ne va pas.
Salina büyük problem. Onu sonsuza kadar saklayamazsın.
Vous ne pourrez pas cacher Salina éternellement.
Bu sizin için problem olamaz.
Cela ne devrait pas être trop difficile.
Söylediğin gibi ödevlerini sen yaptıysan bu senin için problem olmamalı, değil mi?
Si vous avez en effet rédigé ces travaux... ça ne devrait pas poser de problème, n'est-ce pas?
Problem olan ne?
Qu'est-ce qui ne va pas?
Bu arabalarda herhangi bir problem görmüyorum
Je ne vois pas de défauts sur ces voitures.
Ödevini yaptı ve şimdi oynamaya gidiyor. Senin yaptığın tek şey problem çıkarmak.
Toi, tu as toujours des prétextes pour ne pas faire tes devoirs!
Bir problem mi var, genç adam?
Ça ne va pas?
Ailemdeki problem bende yok. Endişelenecek hiçbir şey yok.
Comme je n'ai pas ce problème de famille, il ne faut pas s'inquiéter.
Evet, biliyorum. Görünüşte iyi gibi geliyor ama problem onun gitmesi değil.
Je sais, ça semble bien en apparence, mais le problème c'est qu'il ne fait pas que partir.
Dört "suçlu değil" ve dört "bilmiyorum" ile karşı karşıyayız. - Kadınlar büyük problem.
On se heurte à 4 non coupables et 4 qui ne savent pas.
Dilediğinizce. Problem şu ki, güç arzulayan bu insanlar hiç güven telkin etmiyor.
L'ennui, c'est que les gens qui avaient des vues sur le pouvoir ne sont pas particulièrement dignes de confiance!
Hiçbir problem göremiyorum.
Je ne vois pas de problème.
Bir problem var sandım.
Personne ne m'ouvrait, je m'inquiétais.
Ne çeşit bir problem?
Quel genre de problème?
Problem ne bilmiyorum ama... şiddet kullanmadan...
Vos actes sont très inamicaux
Ailenize olsun, bu derdi açığa çıkartamazsanız büyüyecek, büyüyecek ve daha büyük bir problem olacak!
Si vous ne l'exposez pas, au moins à votre famille... il grossira, grossira et deviendra encore plus grave!
Uzaylılarla problem de bu zaten onlara güvenemiyorsunuz.
C'est le problème avec les extraterrestres. On ne peut pas leur faire confiance.
Bill yalnızca problem yok diyebilir, Çünkü başka İngilizce bilmiyor.
Il ne sait dire que ça. Bill ne parle pas l'anglais.
Güzel, Böyle konusan oyunculari severim Ama bir problem var ben seni kesmedim.
Parfait! J'aime cet état d'esprit. Le hic, c'est que je ne t'ai pas éliminé.
Bu olaylar ona hazır olanlar için fazla problem değildir.
Les chercheurs d'embrouilles ne sont pas un problème lorsqu'on y est préparé.
Ailene problem çıkarmam.
je ne le rendrai pas difficile sur Votre famille.
Kokuda problem yok.
Ils ne sentent rien de spécial.
Asıl problem, ne kadar ilkel olursa olsunlar,
Mais Ie véritable probléme est que tout primitifs qu'iIs sont,
- Kapıcıyla problem yaşadım. Beni içeriye sokmayacak sandım.
Le portier ne voulait pas me laisser entrer.
Vericilerinde problem var. Sadece sesi alabiliyoruz.
Ils ne peuvent émettre qu'en audio.
Ordunun kısa süre içinde çözeceği bir problem çıktığını tahmin ediyorum.
" Je me dis qu'il y a un problème que l'armée ne tardera pas à résoudre.
- Ne var? - Problem.
Qu'est-ce qu'il y a?
Bugün herşeyden önce, Marty olmadan, yapacağımız çekimlerin ne denli büyük bir problem olacağını öğrenmiş oldun.
D'abord, tu as compris... COMBUSTIBLE SOLIDE... les problèmes qu'on va avoir sans Marty dans ces scènes.
ama bir problem var çözebileceğimiz ama henüz ilgilenmediğimiz..
Des choses pourraient êtres faites. Mais nous ne les faisons pas!
Onu bu binada olmasının ne gibi bir problem olduğunu hala anlayamadım.
Pourquoi ne veux-tu pas d'elle dans l'immeuble?
Çünkü eğer en ufak bir problem çıkarma şansı varsa... onu almak istemiyorum.
Parce que s'il y a l'ombre d'un problème, je ne la prends pas.
Bu reçetelerle ilgili daha önce hiç problem yaşamamıştım.
Je ne comprends pas. Je n'ai jamais eu d'ennuis.
Küçük haritaları vardır ama onunla ilgili problem de, nerede olduğunuzu çözseniz de ve nereye gitmek istediğinizi hala hangi yolu kullanacağınızı tam olarak bilememeniz çünkü harita duvarda asılıdır.
Certes, il y a un plan, mais l'ennui, c'est que, même si vous pensez savoir où vous êtes et où vous voulez aller, vous ne savez toujours pas quelle direction prendre, le plan étant vertical.
Bununla ilgili bir problem olduğunu sanmıyorum.
Je ne vois aucun problème à cela.
Freddie, problem ne?
- Stop!
Shag'ın bahçesinde bir problem mi hissediyorum ne?
Dois-je détecter un indice de difficulté dans Le Jardin de Shag?
Problem olmayacağınıza ve gerçekten onunla kalmak istediğinize... onu ikna etmek sizin elinizde.
C'est à vous de la convaincre que vous ne la gênerez pas... et que vous voulez vivre ici.
Okuldan başka meşgalelerin varsa mesela piyano dersleri sevmediğin insanlar problem olmaktan çıkar.
S'il a d'autres activités, comme des leçons de piano, les gens qu'il déteste ne sont plus un problème pour lui.
Öyle ise, problem olan ne?
Ce doit être un malentendu.
Fred, çöp öğütücümüzde son zamanlarda biraz problem vardı, bende yeni bir tane almanın zamanıdır diye düşündüm.
Notre broyeur à ordures ne fonctionne plus. J'ai décidé d'en acheter un nouveau.
problem nedir 63
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
ne yapıyorsun 7063
ne yapiyorsun 66
nerdesin 184
neden 17190
neyi var 56
neon 28
new york times 63
nero 36
new york 2524
nepal 33
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139
newt 42
newman 169
nellie 86
newsweek 23
nerede yaşıyorsun 103
neşter 48
nelly 65
new york city 26
ne iş yapıyorsun 139