English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ S ] / Sen dur

Sen dur Çeviri Fransızca

2,174 parallel translation
Sayfa üzerinde parmaklarımı gezdireceğim. Sen dur diyeceksin.
Je glisse mon doigt et tu dis stop.
- Dur bakalım. - Asıl sen dur.
Non, attends toi-même
lncık mıncık sen dur sen çık.
Qui l'y a mis? Le petit Tοmmy Tin.
Hey sen dur orada.
Petit gars, attends.
Dur, ne aldın sen?
Hé, qu'est-ce que t'as pris?
Senin yardımına ihtiyacım yok, Yaratık. Sen orada dur.
On n'a nul besoin de ton aide, bête.
Dur. ERL sen misin?
Attends!
Dur, ya sen de düşersen?
Et si tu tombes aussi?
Ne, sen yaramaz?
Sinon quoi, gros dur?
Jamie, Dur. Jamie, Ne yapıyorsun sen? Neler oluyor?
Qu'est-ce que tu fais là?
Hey, sen, dur!
Ouais, toi, stop!
Sen şurada dur. O sana ulaşmadan onu öldüreceğim.
Va là-bas, je l'aurai avant qu'il t'atteigne.
Sen burada dur.
Surtout, bouge pas.
Sen olmasan bu kadar çalışmaz ve bunca başarı elde etmezdim.
Si tu n'avais pas été là, je n'aurais pas travaillé si dur et je n'aurais pas eu cette réussite.
Sen burada dur.
Place-toi là.
Bu yatakhaneye giren ilk sert çocuğun sen olduğunu mu düşünüyorsun?
- T'es pas le premier à jouer au dur ici.
Pookie, sen burada dur.
Pookie, je te mets là.
Dur, dur. Ne dedin sen?
Attendez, attendez, attendez, attendez, attendez, attendez, attendez.
Dur bakalım otel görevlisi, cesedi sabah bulduk diyor ama sen, John Doe kendini öldüreli 20 saat mi geçti diyorsun?
Je résume. La gérante l'a trouvé ce matin, mais son suicide a eu lieu il y a vingt heures.
Pardon, dur bakalım, olay yerine sevgilini mi getirdin sen?
Vous ramenez votre copine sur une scène de crime?
Sen de bu aile için çok fazla çalıştın.
Vous avez travaillé dur aussi pour cette famille.
Dur bakalım. Peki sen gerçekte kimsin?
Attends une minute, qui es-tu réellement?
Sen ise benden uzak dur.
Vous, ne vous approchez pas de moi.
Sen şimdi burda dur. Bende doktoru bulayım.
Reste ici, je vais appeler le médecin.
Sanırım ifade "sen kendine çok yüklenmelisin" olması lazım.
- On dit pas "trop dur" avec toi-même?
* Sen diyorsun dur *
You say stop
Sen Tesco'da alışveriş yapmaya giderken bizler orada her lanet günü son günümüz gibi yaşıyorduk.
En Irak, chaque jour peut être le dernier. Après ça, c'est dur de retourner à une vie normale.
Dur, bırak sen.
Je voudrais pas que tu te fasses mal.
Alex, sen benim arkamda dur ve Walter, sende onun arkasındasın. Anlaşıldı mı?
Alex, tu restes derrière moi et Walter derrière Alex.
Bu karsilastirma dogrumu... Yoksa gercekten sen dehset lanet bir superkahramanmisin...
Est-ce vrai que malgré... ou peut-être parce que tu es un putain de hérs dur-à-cuire...
- Dur biraz, sen göreve mi çıktın?
Tu as eu des missions?
Dur bir dakika. Az önce telefonda konuştuğum sen misin?
Attendez, c'est vous que j'ai eu au téléphone?
Sen sadece sıkı dur.
- Je m'en occupe.
Dur dur, o balonda olmalı. Tabii sen at sırtında olmalısın.
Elle dans la montgolfière, toi à cheval.
Ama dur, o balondaydı. Sen at sürüyorsun.
Non, elle dans la montgolfière.
Bu biraz zor olacak, çünkü sen Tacoma'da olacaksın.
Ce sera dur, vu que tu seras à Tacoma.
Sen git kasanın başında dur.
Va t'occuper du magasin, ma chérie.
Sen aksini düşünsen de, onlar da son birkaç aydır sıkı çalışıyorlar.
Malgré ce que vous en pensez, ils ont travaillé dur aussi.
Bak John, burada askercilik oynamayı çok sevdiğini biliyorum Ama işin aslı sen de elektronik mağazasında çalışan bir ahmaksın.
T'aimes bien nous faire croire que t'es un vrai dur, mais, en vérité, t'es qu'un plouc qui travaille dans un magasin.
Dur, Horacio, sen kafayı yemişsin.
Arrête, Horacio!
Dur bakayım anlamış mıyım. Sen ve Elliot bebek doğduktan sonraya kadar seks yapmayacaksınız.
Alors vous ne couchez plus ensemble,
Çünkü sen zorlu birisin, Hayalet Sürücü'sün.
Parce que tu es un mec dur! Tu es le Motard Fantôme!
Bekle, dur sen!
Attendez, vous.
Sen, dur!
Vous, arrêtez!
Dur bir saniye, sen 23. katta mı çıktın?
- Attends. Tu es montée au 23e étage?
Sen olmak zor olmalı, Tom.
Ça doit être dur pour toi.
Dudaklarını ayır ondan çabuk! Sen motosikletli! Kızdan uzak dur!
Décolle tes lèvres!
Sen ve Castle onu buldunuz. Zor olan kısım da buydu.
Vous l'avez trouvé, c'était le plus dur.
Dur, sen- - Kalp şeklindeki mücevherleri seviyordun, değil mi?
Tu aimes les bijoux en forme de coeur, hein?
Dur. Sen...
Attendez...
- Dur sana yardım edeyim. - Sen de onu görebiliyor musun?
- Je vais vous aider.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]