Söylemek zorunda değilsin Çeviri Fransızca
497 parallel translation
Hoşlanmadığın bir şeyi söylemek zorunda değilsin...
Tu n'es pas obligé d'en parler si tu ne veux pas...
Evet, etti, ama bunu söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as pas besoin de le raconter.
Bana yalan söylemek zorunda değilsin sevgilim. Sana destek çıkacağım.
Tu n'as pas à me mentir, je suis de ton côté.
Bunu annene söylemek zorunda değilsin.
Inutile d'en parler à ta mère.
Başka birşey söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as pas besoin de parler.
Söylemek zorunda değilsin.
Vous n'avez pas à le dire. On comprend...
Bunu bana söylemek zorunda değilsin! Ben oyunun sonuna kadar buradayım.
Reste avec moi jusqu'à la fin.
Bir şey söylemek zorunda değilsin.
Il n'y a rien à dire.
Rach... Söylemek zorunda değilsin.
- Rach, tu n'es pas obligée de le dire.
Seni bağlamak gibi bir derdim yok. Beni sevdiğini söylemek zorunda değilsin.
Tu n'es pas obligé de dire que tu m'aimes.
Söylediğin teşekkürler, ama bunu söylemek zorunda değilsin.
Je te remercie de dire ça, mais tu n'es pas obligé.
Tommy, hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
"Tommy, ne reste pas ici."
Affedersin, bir şey söylemek zorunda değilsin.
Vous n'avez pas à répondre.
Ona söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as pas à lui dire.
- Söylemek zorunda değilsin.
- Tu n'as pas besoin de lui dire.
Babasına bir şey söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as rien á dire á son pére.
Beni sevdiğini söylemek zorunda değilsin.
Ne me dis pas que tu m'aimes.
Beni sevdiğini söylemek zorunda değilsin.
Ne dis pas ça. Mais dis-moi quelque chose.
Kendimi aptal durumuna düşürdüğümü söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as pas à me dire que je suis ridicule.
Birşeyler söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as rien à dire.
Louis, bir şey söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as pas besoin de le dire Louis.
Söylemek zorunda değilsin.
Tu n'es pas obligée de le dire.
- Bana hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. - Değil miyim?
- Tu ne dois rien me dire.
- Bunu söylemek zorunda değilsin Jackie.
- T'es pas obligée de dire ça, Jackie.
Bir şey söylemek zorunda değilsin.
Rien. Tu n'as pas à t'expliquer.
Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
Ne dis rien.
Fakat ona faydalı olmak ve çoğalmanız için herşeyi söylemek zorunda değilsin.
Je n'ai pas à vous dire d'être fécond et plusieurs fois.
Şarkıyla söylemek zorunda değilsin.
Vous n'avez pas à le chanter.
Ona hiçbirşey söylemek zorunda değilsin.
Ne leur dis rien. D'accord.
- Yalan söylemek zorunda değilsin.
- T'as pas besoin de me mentir.
Yalan söylemek zorunda değilsin.
Tu n'avais pas à mentir.
Söylemek zorunda değilsin.
Vous n'êtes pas obligée de m'en parler.
Söylemek zorunda değilsin Ron.
Rien ne vous y oblige
Birşey söylemek zorunda değilsin... ve birşey yapmak zorunda değilsin... istemediğin müddetçe.
ne dis rien... ne fais rien... sauf si tu le veux...
Sorun değil, bebeğim. Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as pas à me dire quoi que ce soit.
Yani söylemek zorunda değilsin.
Ne me dis pas. Alors..?
Güzel şeyler söylemek zorunda değilsin.
Je veux dire... de me dire des choses gentilles.
Yalan söylemek zorunda değilsin. Anladın mı?
Tu ne dois pas mentir, tu comprends?
Bana söylemek zorunda değilsin.
Tu sais, tu n'es pas obligé de parler.
İstemiyorsan söylemek zorunda değilsin.
Vous n'êtes pas obligé d'en parler.
Bana yalan söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as pas besoin de me mentir.
Bir şey söylemek, bir şey yapmak zorunda değilsin.
Vous n'avez rien à dire, ni à faire.
- Söylemek zorunda da değilsin.
- T'es pas obligée.
Söylemek istediğim, istemiyorsan gitmek zorunda değilsin David.
Tu n'es pas obligé d'aller habiter à l'école.
Biliyorsun ki bunları söylemek zorunda değilsin!
- J'arrive.
Bir şey söylemek zorunda değilsin.
- Inutile de dire quoi que ce soit.
Söylemek zorunda değilsin 1 dakika içinde öğreneceğim zaten
Lu Man-Tian s'est suicidé.
- Hiçbir şey söylemek zorunda değilsin. Geceliğin her şeyi söylüyor.
Ta chemise de nuit parle pour toi.
Hayir, sirlarini söylemek zorunda degilsin.
Non, vous n'avez pas à me dire des secrets.
Söylemek zorunda değilsin.
Tu n'as pas besoin de le dire.
Kim olduğunu söylemek zorunda bile değilsin?
Je ne veux pas savoir qui vous êtes.
söylemek zorundayım 27
değilsin 303
değilsiniz 26
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
değilsin 303
değilsiniz 26
söyle 2270
şöyle 191
söyledim 318
söyledi 132
söyledin 99
söylemiştim 315
söylemiştin 61
söyleme 186
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyle bana 1105
söylemeyeceğim 91
söylemem 123
söyleyeceğim 241
söylemedim 113
söylesene 1323
söylemedin 49
söylemek istediğim 130
söylerim 244
söyleyeyim 186
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söylemem gerek 33
söylemeyecek misin 32
söylemiyorum 60
söyle ona 443
söylediğim gibi 241
söylediler 23
söyleyin bana 123
söyle bakalım 455
söylemedi 153
söylemem gerek 33