English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tabii ki olmaz

Tabii ki olmaz Çeviri Fransızca

178 parallel translation
Tabii ki olmaz, imkanı yok.
Il n'en est pas question.
- Tabii ki olmaz.
– Bien sûr, chéri.
Tabii ki olmaz.
Bien sûr que non.
- Hayır, tabii ki olmaz.
- Ça ira très bien.
Gülünç olma. Tabii ki olmaz.
Bien sûr que non, voyons.
Tabii ki olmaz. Haberi olursa hiç iyi olmaz.
S'il s'en aperçoit il est capable de tout.
Onu daha fazla bekletmek istemiyorum. Tabii ki olmaz.
- Je ne veux pas qu'il attende.
Hayır. Tabii ki olmaz. İyi olur.
Non, bien sur que non.
- Tabii ki olmaz.
- Tu es le bienvenu.
Tabii ki olmaz Bessie.
Bien sûr, Bessie.
Tabii ki olmaz.
Bien sûr.
- Tabii ki olmaz.
- Bien sûr.
- Tabii ki olmaz.
- Bien sûr que non.
Tabii ki olmaz, gidebilirsin. Afiyet olsun efendim.
Monsieur, je vais me laver aux toilettes.
- Hayır, tabii ki olmaz.
- Bien sûr que non.
- Tabii ki olmaz, bir çok sevgi türü vardır.
Il a plein de formes.
Hayır, tabii ki olmaz. Sana bir çay ısmarlarım.
Je te paie une tasse de thé.
- Ama, tabii ki olmaz.
- Mais bien sûr, je ne peux pas.
- Tabii ki olmaz. Üzgünüm.
Oui bien sur, Je suis désolé.
Hayır, tabii ki olmaz.
Non, pas du tout.
Oxbridge takımı için. "Tabii ki olmaz", diyorsun.
Pour le groupe d'Oxbridge. Sûrement pas! Dites-vous.
Tabii ki. Bir dakika canim. Zarfi burada biraksan daha iyi olmaz mi?
Mais laissez l'enveloppe ici!
- Tabii ki, bir şey olmaz.
- Oui.
Tabii ki kalabilirsin ama Linda için çok rahat olmaz.
Mais pour Linda, ça manquera de confort.
Oh, hayır. Tabii ki zahmet olmaz.
Pas le moins du monde.
- Tabii olmaz, babanın bir şeye izin verdiği yok ki.
Non. je suis sûre que votre père interdit pareille folie.
Tabii ki! Eğer seni geri götürürsem Bay Liebemacher'in duygularını incitmiş olmaz mıyım?
Bien sûr, ça ferait de la peine à M. Liebemacher... si... je te rapportais, n'est-ce pas?
Şey, tabii ki olur, ama olmaz işte bilirsin.
Oui, enfin, si, bien sûr. Mais non.
Ve tabii ki, Tibet'e gitmek istediğimi söylemezsem olmaz.
Et, cela va sans dire, j'aimerais aller au Tibet.
- Sorun olmaz mı? - Tabii ki hayır. - Ne zaman gidebiliriz?
Et côté amusements?
Tabii ki söylerim, ama gerçek olmaz.
Je vais le dire. Mais ce ne sera pas vrai.
Tabii ki olamaz. Bir erkek olmadan olmaz.
Il doit y avoir un homme impliqué.
— Tabiî ki olmaz.
- Bien sûr que non.
Tabii ki olmaz.
Non, elle est sexy!
Tabii ki "düşman", bizim dostumuz olmaz!
Ennemi évidemment! On a aucun allié!
- Tabii ki ilgisi olmaz, değil mi?
- Bien-sûr, ça n'a rien à voir.
Tabii ki, Özgürlük Günü, geleneksel Özgürlük Günü Jakuzisi olmadan olmaz!
Bien sûr, pas de Fête de la Liberté sans Baignoire de la Liberté!
Tabii dansçı olursan başka ki benim için sorun olmaz.
Sauf si tu danses aussi, ce qui me conviendrait.
Tabii ki çocuklara yer olmaz.
Ce n'est pas pour les enfants.
Olmaz tabii. Deniz Kuvvetleri için çalışmıyorlardı ki.
Ils ne travaillaient pas pour les marines.
Tabii ki, umarım benimdir de. Yine de ne olur olmaz, bir test yaptırabiliriz.
Bien sûr, j'espère que c'est moi, mais faisons un test, au cas où.
- Tabii ki sorun olmaz! Sorun nasıl olabilir ki? % 120 katılıyoruz size.
Si cela vous convient, nous sommes d'accord à 120 %!
- Tabii ki, hayır. Bunu konuşmasak olmaz mı?
On peut ne pas parler de ça?
- Tabii. Hangi küçük çocuğun kadehlere ilgisi olmaz ki?
C'est sur, quel enfant n'est pas fasciné par des verres de bar?
- Tabii ki, ancak şimdi olmaz.
- Pas maintenant.
- Tabii ki olmaz.
Sûrement pas.
Tabii ki, aslında o gerçek saç ve kauçukla kaplı, kalp yerine elektronik bir devre taşıyan bir robot. Olmaz.
Bien sûr, c'est bien un robot couvert de latex avec des cheveux humain, et un processeur à la place du coeur?
Tabii ki senin böyle şeylerden haberin olmaz, seni sürüngen!
Mais ça, vous ne connaissez pas, ruffian!
Olmaz tabii ki.
Bien sûr.
Doktor çocuğun olmaz dedi. Tabii ki aynı şey.
- Tu sais que c'est pas pareil.
Tabii ki de olmaz.
Faîtes vous plaisir.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]