English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tabii ki yok

Tabii ki yok Çeviri Fransızca

675 parallel translation
Tabii ki yok.
Très certainement.
- Tabii ki yok. - Aşkım.
Mais, dis-moi... c'est le jour du défilé en bateau.
Tabii ki yok.
Non, allez-y.
Tabii ki yok. Lütfen gel.
Viens t'asseoir.
Hayır, tabii ki yok Bay Prince.
Pas du tout, M. Prince.
Tabii ki yok... Bana olan borcuna sadık olduğun sürece.
Aucune... du moment que tu n'oublies pas tes obligations envers moi.
Tabii ki yok.
Vas-y. Qu'est-ce que c'est?
Tabii ki yok.
Bien sûr que non.
Tabii ki yok. Bir sorun varmış gibi mi davranıyorum?
J'en ai l'air?
Tabii ki yok.
Rien de plus logique.
Haklısın, tabii ki yok. Sizin dünyanızdan geldiğini söyleyebilirdim, boyutu bu kadar büyük olmasaydı.
Vous savez mis à part sa taille, j'aurais juré qu'il venait de votre monde.
Hayır, tabii ki yok.
- Mais bien sûr.
Tabii ki yok.
- Bien sûr.
- Tabii ki yok.
- Volontiers.
- Tabii ki yok. Aile arasında.
- Ça reste dans la famille.
- Tabii, tabii ki yok, Müdür bey.
- Bien sûr, Monsieur le Directeur.
- Tabii ki yok.
- Mais non.
- İgor sakıncası yoksa biz... - Tabii ki yok.
Ça vous ennuierait de...
- Tabii ki yok.
- Pas le moindre.
- Hayır. Tabii ki yok.
- Bien sûr que non!
Tabii ki yok.
Bien sûr.
- Tabii ki yok. Aynısı...
Bien sûr que non!
- Tabii ki yok.
- Bien sûr.
- Tabii ki yok.
- Bien sûr que non.
Hayır. Tabii ki başka bir kadın yok.
Non, il n'y a pas d'autre femme.
- Tabii ki yok.
- Faites comme chez vous.
Tabii ki kayıp belge yok.
Posez-lui des questions.
Hayır, tabii ki itirazımız yok.
- Non, aucune objection.
- Tabii ki öyle. Zaten çeyizim de yok.
Certainement!
Tabii ki, Ordu'nun sizin üzerinizde bir otoritesi yok, beyler.
L'armée ne vous impose rien.
- Hayır, tabii ki de yok.
- Mais certainement.
Öyle yetenekli ve tatlı biri ki, ama pek çok sanatçı gibi, iş kafası yok. - Hepsinin değil tabiî.
Beaucoup de talent... mais pas de tête pour les affaires.
Böyle bir şeye izin vermek gibi bir niyetim yok tabii ki.
Je n'ai nullement l'intention d'autoriser une telle alliance.
Tabii ki olmaz, imkanı yok.
Il n'en est pas question.
- Tabii ki mahsuru yok.
Bien sûr.
Tabii ki öyle bir şey yok.
Je ne complique rien du tout.
Yok tabii ki.
Ça ne m'embête pas.
Yemek az, içki yok, tabii ki iyiyim.
Peu à manger, encore moins à boire, aussi je me porte bien.
Tabii ki bu salonda hiç hain yok, efendim.
Il n'y a sûrement pas de traîtres dans ce hall sire.
Ama tabii ki Albay Marlowe, sizin profesyonel bir asker olduğunuz belli oluyor. Hayır, benim de onlardan farkım yok.
Mais, naturellement, Colonel Marlowe, j'imagine que vous êtes un soldat professionnel.
Tabiî ki kızın bir kıymeti yok. Ancak Imina'nın yapıp da Asiak'ın yapamadığı hiçbir şey yok.
Bien sûr, elle ne vaut pas grand chose, mais ce que fait Imina, Asiak aussi le fait.
- Tabii ki, İspanya ise problem yok...
- Evidemment, si c'est l'Espagne...
Tabii ki öyle biri yok.
Bien sûr qu'il n'existe pas.
TABİİ Kİ! ŞİMDİ BUNA VAKTİMİZ YOK!
Bien sûr, mais ce n'est pas le moment!
Tabii ki hakkı yok.
C'est vrai.
Tony, öyle bir stilin var ki, bir şey anlatırken başka bir konuya atlıyorsun.. ve tabii insanların haberi yok, afallıyorlar.
Toi, tu commences à parler d'une chose et tout d'un coup, tu changes de sujet en douce!
Çok yaşlı kimselerdi. Ama, burada Rowan Morrison'ın ölüm kaydı yok, demek oluyor ki, pek tabii, defin ruhsatı da yok.
Mais aucune trace de Rowan Morrison donc pas de certificat de décès.
Tabii ki, yok. Anlıyor musunuz?
- Vous comprenez?
Yok tabii ki.
Bien sûr que non.
Tabii ki, henüz bir tutanağı yok.
Mais ça ne prouve rien.
Açmaz tabii. Evimde kimse yok ki.
Mais c'est pas qu'on n'a pas voulu vous ouvrir, il n'y a personne chez moi.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]