English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ T ] / Tabii ki var

Tabii ki var Çeviri Fransızca

1,244 parallel translation
- Tabii ki var. Biraz geç kalırız.
- Mais si, on sera un peu en retard.
Tabii ki var.
Bien sur que si.
Tabii ki var.
Mais si, j'en ai un.
- Ne demek bu bunu sorman çok garip tabii ki var.
Parce que tu penses que j'ai un salon pour hommes... tu me demandes ça?
Tabii ki var Mitch.
Tout le monde vibre.
- Tabii ki var.
- Oui, ça l'embête.
Tabii ki var!
Bien sûr que si!
- Tabii ki var.
- Bien sûr que si.
- Tabii ki var.
- Evidemment.
Evet, tabii ki var!
Oui, bien sûr!
Evet, elbette. Tabii ki var.
Oui, bien sûr.
Tabii ki var.
Bien sûr, oui.
- Listede adım var, değil mi? - Tabii ki var.
Bien sûr.
Tabii ki var. Hepinizin vardır.
Mais, Monsieur...
Tabii ki var.
Vous pouvez sûrement faire quelque chose.
Tabii ki var.
C'est sûr.
- Tabii ki var.
- Bien sûr.
Fikirlerin var, değil mi? - Tabii ki var.
- Tu as des opinions, hein?
- Tabii ki var. - Richard, Emily.
Bien sur que si
Ama bu yardımın da bir sınırı var tabii ki.
Notre générosité a des limites.
Kimler var burada? - İmzanızı alabilir miyim? - Tabii ki.
Je voudrais un autographe.
- Belgrave Meydanında da bir evim var, tabii ki.
J'ai une maison à Belgrave Square.
Ayrıca, bir de adın konusu var tabii ki.
De plus, votre prénom y est pour beaucoup.
Tabii ki, ama onlara ihtiyacımız var...
C'est clair, mais... on en a besoin.
- Tabii ki var.
Bien sûr que j'ai une petite amie. Bien sûr que j'en ai une.
Doğrusu bazıları var tabii ki ama bu asla problem olmadı.
Bien sur qu'il y en a quelques-unes, mais ce n'a jamais été LE problème.
Tabii ki bir seçeneğimiz var.
Bien sûr qu'on a le choix.
Hey Katılmamın mahzuru var mı? Yok, tabii ki.
Les Hamilton arrêtés pour viol et meurre
Bu adam hakkında bir dosyanız var mı? Evet, tabii ki.
Vous avez un dossier?
Tabii ki havası var!
Bien sûr qu'il en faut une!
Tabii ki sakıncası var. Ama içimdeki dram kraliçesi, Pacey ve Jen gitmeden tuvaletten çıkmak istememesini saygıyla karşılıyor.
Mais mon côté ultrasensible respecte son refus de sortir de la salle de bain jusqu'à ce que Jen et Pacey partent.
Tabiî ki var.
- Mais si.
Tabii ki Yale, çünkü Richard'ın bağlantıları var değil mi?
Et Yale étant donné les relations de Richard.
Tabii ki ehliyetim var.
- Bien sûr que oui.
- Tabii ki aramızda çekim var.
- Si, on ressent ça.
Evet, tabii. Şükürler Olsun ki Richard Nixon gibi dürüst insanlar var, değil mi?
Ouais, Dieu merci pour ceux qui sont honnêtes comme Richard Nixon, hein?
Tabii ki senin için geldim. Donna, seni seviyorum. Ayrıca söyleyecek çok şeyim var ama -
Donna, je t'aime et.. j'ai pleins de choses à te dire mais je..
Tabii ki, kendince sebepleri de var.
Il avait aussi ses raisons.
Onun konserden haberi var mı? Tabii ki hayır!
- Il est au courant pour le concert?
- Tabii ki. "Bahar Tatili" ile ilgili yazıda bir sorunumuz var.
On a un problème avec ton papier.
İhtiyaç yok mu? Neden söz ediyorsun? Tabii ki ona ihtiyacımız var.
Elle n'est pas superflue... on a besoin d'elle!
Tabii ki. O çok yakışıklı ve iyi bir kariyeri var.
Évidemment, il est beau, et il fait parti de la promo.
- Tabii ki var.
Bien sûr que si!
Tabii ki. Burada ne kadar zengin var biliyor musun?
Tu sais combien les gens d'ici sont riches?
Tabii ki ondan haberim var.
Bien sûr que j'en ai entendu parler.
Tabii ki var!
15 millions de dollars.
Tabii ki bahçesi var.
Bien sûr qu'elle a un jardin.
Ve tabii ki arkada bizim çocuklar var.
Et puis, il y a mes amis, derrière.
Neden, cinlerin... cinlerin Tabii ki neden olur ben başka bir şey var olacağını düşünüyorum benim yardıma ihtiyacı cinlerin daha
Les Leprechauns, pardi. Les Leprechauns? Il n'y a que les Leprechauns qui peuvent avoir besoin de moi.
- Tabii ki. Beleş sandviç var.
- Oui, il y a des "canapés".
Tabii ki başka taktik okulları da var.
Bien sûr, il y a d'autres écoles de pensée.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]