English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Fransızca / [ Ç ] / Çok hızlı değil

Çok hızlı değil Çeviri Fransızca

177 parallel translation
Ona doğru gittim, çok hızlı değil, korkarım.
J'y suis allé, pas assez vite, je le crains.
Çok hızlı değil. Bir buçuk saat daha dayanacak.
Il devrait flotter... encore une heure et demie.
Unutma, dalekler çok hızlı değil.
Souvenez-vous que les Dakels ne sont pas très mobiles.
Ama çok hızlı değil ha.
N'allez pas trop vite.
Çok hızlı değil ama büyük bir güçle delinmiş.
Pas très rapidement, mais avec une grande force.
Çok hızlı değil.
Ne conduisez pas trop vite.
Çok hızlı değil mi?
Ils partent à toute vitesse!
Çok hızlı değil mi, Hubert?
Ça va, comme ça? C'est pas trop rapide?
Çok hızlı değil.
Doucement.
Çok hızlı değil.
- Pas si vite.
- Yavaşla. Çok hızlı değil. 1, 2, 3, 10, on ve beş.
un, deux, trois, dix, cinquante-vingt... ça y est, cent!
Şimdi çok hızlı değilsiniz, değil mi benim gezegenlerarası arkadaşlarım.
On ne bouge plus beaucoup, mes chers amis interplanétaires?
Çok hızlı değil.
Non, pas si vite.
- Çok hızlı değil - hadi baba.
Pas si vite. Viens, papa.
Çok hızlı değil, Chrissy.
Pas si vite, Chrissy.
Çok hızlı hareket etmiyor, değil mi?
Ils bougent vite, n'est-ce pas?
Pek değil. Her şey çok hızlı, düşünemiyorum.
Non, tout va trop vite.
Çok hızlısın, değil mi?
Vous ne perdez pas de temps.
Tamam, ulaşacağız. Ama çok hızlı giderek değil.
D'accord, nous y serons, mais pas si vite!
Jed, sen çok hızlı koşarsın, değil mi evlat?
Jed, tu cours vite, pas vrai?
Pek doğru değil! Çok hızlı. Düzensiz.
C'est trop rapide, saccadé.
- Çok hızlı nefes aldım, değil mi?
- J'ai fait de l'hyperventilation?
- O ödüyor. Çok hızlı gidiyorsun, değil mi?
Écoute, t'exagères, quand même.
Çok korkuyorum. Sadece bir tarağın nasıl en hızlı şekilde düşman haline geldiğini bildiğimden değil tüm sistemimizin güvenlik ve emniyetinin kin dolu bir peruğu korkulu bekleyişimizde olduğu için!
et pas seulement parce que je sais... avec quelle rapidité un peigne peut devenir votre pire ennemi... mais parce que la survie de tout notre système judiciaire... repose sur l'arrestation d'un postiche tordu et rancunier!
Bu çok hızlı bir seyahat, Muriel, eğlenceli değil.
- Je fais ça au pas de charge. Ce n'est pas drôle.
- Çok hızlı büyüyor değil mi?
Elle grandit vite, hein?
- Çok hızlısın, değil mi?
- Vous ne perdez pas de temps, vous,
Uzman görüşüne göre bu defterler çok hızlı kaleme alınmış ya da çok yavaş, ya kadın ya erkek, ya öfkeli ya dingin. Yazan solak ya da sağlak, o bir bilim adamı ya da değil.
Les experts pensent que ce carnet a été écrit très vite, ou três lentement, par un homme ou une femme, par colère ou par plaisanterie, l'auteur est droitier ou gaucher, c'est un scientifique... ou non.
Çok hızlı da değil.
Pas trop vite.
Gemisini hızlıca bir kontrol etmek çok fazla bir istek değil.
Procéder à l'inspection de son vaisseau n'est rien.
Fred çok şey yapmış olabilir fakat hırsızlık buna dahil değil.
Fred peut être des tas de choses mais pas voleur.
Çok hızlı değil, fakat...
Pas très vite, mais- -
Dönüşler diğeri kadar hızlı değil ama, düşünce... Çok eğlenceli.
C'est moins speed, mais quand Snoopy se viande...
Yavaşla. Çok hızlı değil.
Ralentis.
- Çok hızlılar, değil mi?
- Ça va vite, il paraît?
Sen çok hızlısın, değil mi?
Très rapide.
Harika bir yolculuktu, değil mi? Yani, çok hızlıydı.
Formidable, ce vol. Incroyablement rapide.
Çok hızlı geçti, değil mi?
Et ce en un rien de temps, hein?
Çok hızlı geldik, değil mi?
On a fait vite.
Deriye ve yumuşak dokulara etki ediyor. Çok hızlı. Doğada bilinen bir hastalık değil.
Vu ses effets sur le derme et la chair, et la rapidité de ses effets, ce n'est pas une maladie naturelle.
Sanırım çok hızlı hareket ediyoruz değil mi?
Mais ça va un peu trop vite. Tu es tendue.
Kargo Ambarı 1'i, kreşe çevirelim mi dedi. Sözler bu gemide çok hızlı dolaşıyor, değil mi?
Les nouvelles vont vite à bord.
Ama çok uzağa değil, çok hızlı da değil. Anlaşıldı mı?
Tu ne vas pas trop vite et pas trop loin, c'est clair?
Çok hızlı büyüyorlar, değil mi?
Ils grandissent si vite, hein?
Hızlı değil kask gerektirmiyor ama çok güçlü bir şey, umarım beğenirsin.
Pas très rapide, pas besoin d'un casque, mais j'espère qu'il te plaît.
Her şey çok hızlı oldu öyle değil mi Pooja?
C'est vrai tout ça est arrivé si vite, n'est-ce pas Pooja?
Hızlı değil aksine yavaştı. Yavaş. Çok yavaş. "
cela se penchait vers lui... pas vite, mais lentement... lentement... d'une telle lenteur.
Ama bu sözümü tutmaya başlamadan önce... şunu da belirtmek istiyorum ki Casey sana uygun biri değil... bence siz çok hızlı gidiyorsunuz.
Mais avant que cette promesse ne prenne effet... je veux que ce soit dûment noté dans le dossier que je crois que Casey n'est pas fait pour toi... et je crois que vous avancez trop vite...
Çekiç gibi, değil mi? Seninkinden çok daha hızlı.
Beaucoup plus vite que le tien.
CART arabaların hızlı gitmesini istiyor ama çok da hızlı değil.
Cart veut que les voitures aillent vite, mais pas TROP vite. Les vitesses devenaient incontrôlables, alors Cart a installé la soupape d'échappement. - Juste.
Bu benim için çok hızlı kanka. Ama onun için değil.
Tu es trop rapide pour moi mais pas pour lui.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]