Adamımız o Çeviri Portekizce
4,720 parallel translation
İçerideki adamımız olacaktın.
Devias ser o nosso infiltrado.
Yoksa kız arkadaşı olan, şehir dışında da eski karısı ve çocuğu olan bir adam mı?
O tipo que tem uma mulher e uma ex e uma filha fora do estado?
Haşhaş sütü eksik bile olsa adamım, 1-900-Rockyıldızı'dır benim adım.
Mesmo sem o meu café com leite de cânhamo sou uma estrela de rock.
Bizim adamımız mı?
É este o nosso homem?
Bu bizim adamımız.
- Ele é o nosso homem.
Birileri bu taşıdığınız adamın kaçmasına yardım ediyor olabilir.
Alguém deve estar a auxiliar o seu custodiado a fugir.
- Çalılarımıza bakan adam... - Evimizi satmak zorunda kalmayacağız.
O homem estava nos nossos arbustos e não teremos que vender a casa.
Aradığımız adam olabilir.
Pode ser o homem que procuramos.
Gizemli adamımızı nereden aradığını buldum.
Sei de onde o homem misterioso está a ligar.
Sokaklarda savaşabilecek adamımız yok. O halde buluruz.
Não temos soldados de rua.
İki adamımız daha öldürüldü ama Mesih olduğunu sanmıyorum.
Mataram mais dois dos nossos e eu acho que foi o Redentor.
O zaman şunu sorayım. Dürüst bir adam mısınız, yalancının teki mi?
Então, vou perguntar-lhe, você é honesto ou um maldito mentiroso?
Colin, Cumartesi gecesi öldürüldüğü için Adrian bizim adamımız değil.
Como o Colin foi morto no sábado à noite, não foi o Adrian.
Aradığımız adam Clifford Walsh.
O homem que estamos à procura é o Clifford Walsh.
Arkadaşımızın sırrını zorla söyleten adam diyor bunu bir de.
Isto dito por quem me obrigou a contar o segredo do meu amigo.
Yani adamı vurdun bu da ayrıldığınızı gösteriyor şimdi ona yeniden yardım mı ediyorsun?
Disparaste contra ele, o que levou à rutura, e cá estás tu a ajudá-lo outra vez. Porquê?
Büyük hayranınızız ve bu çok fena bir şey, adamım.
Este é o TJ. Somos grandes fans, e este evento é muito louco, meu.
Başkan Franklin Delano Roosevelt. Hepimizin dünyanın en ünlü birinci sınıf ayyaşı olarak tanıdığımız bu adam yaygın olan akşamdan kalmalığa çare olacak bir iksir üretilmesi için çok gizli bir bilimsel proje yürütülmesini istedi.
O Presidente Franklin Delano Roosevelt, que todos sabemos ser um grande bêbado encomendou um projeto científico secreto para desenvolver um elixir para curar a ressaca.
Benim adamım % 15 alıyor ve pezevengi kızına sahip olamıyor mu?
O tipo que eu conheço só recebe 15 %, não tem mesmo jeito nenhum para fazer negócios.
Çünkü biz o çeşit mutlu-şanslı şırfıntılarız adamım.
Sabes porquê? Porque somos esse tipo de badalhocas felizes, meu caro.
Adamımız, Nomar Arcielo ile görüşmek için Ajan Knox ile beraber yanına gittim
Acompanhei o Agente Knox no encontro com o informador confidencial Nomar Arcielo.
Çocuğuna, mavi gözlü, hindistan cevizi kokulu kızın doğum günü için bir bilet kazandırdım ve kötü adam benim.
Consegui um convite para o filho dela para o aniversário de uma miúda e eu sou o vilão.
Çünkü adamın tayfamızı öldürdü ve malımızı çaldı. Durum şöyle.
O teu rapaz matou o nosso bando e ficou com a nossa droga, portanto, eis como vamos fazer.
Richie ve ben Meksika'daki adamımızla anlaşmamızı yapacağız. Sonra da herkes kendi yoluna gidecek.
Eu e o Richie vamos fechar negócio com o nosso contacto no México e depois cada um vai para seu lado.
Muhtemelen aradığımız tedarikçi bu adam.
- Deve ser o nosso fornecedor.
Sanırım ben babamızı öldüren adamım.
Suponho que sou o tipo que matou o pai.
Tanıştığımız o adam, Jerome Thomas kazıyı kendisi denetlediğini söylemişti. Öyle demişti.
Aquele homem que conhecemos, Jerome Thomas, ele disse que fez a supervisão a escavação pessoalmente.
Adamı aldığımız yerden bir blok ötedeyiz ve polis bizi gördü.
Estamos a um quarteirão de onde o apanhámos, e fomos vistos pela polícia.
- O kızın derdi ne adamım?
- Qual é a dessa miúda, meu?
Zamanımız azalıyor, küçük adam.
O expediente começou, rapazinho.
İşte bel bağladığımız adam bu, Gordon.
Este é o homem com quem acoplámos a nossa carruagem, Gordon.
Dördü bizim adamımız. Biri onları öldüren şerefsiz. Son olarak da senin değersiz günah keçin.
Quatro nossos, o estúpido que os matou, e o teu bode expiatório.
Çünkü aradığımız adamı bulmak için Ballard ailelerinden birini kullanıyormuş.
Porque ele está a usar os pais para encontrar, o mesmo homem que nós.
O cesetlerden kurtulmamız gerek, adamım.
Temos de nos livrar dos corpos, meu.
Fives tanıdığımız adam olamaktan çıkabilir.
O Fives pode já não ser o homem que conheceste.
Newton'a acı çektiren bilinmeyeni çözüp Einstein'in devrimsel içgörülerinin ve bugünkü hayat tarzımızın temellerini atan adam.
O homem que resolveu o mistério que intrigava Newton, também lançou as bases para as ideias revolucionárias de Einstein. E para a forma como agora vivemos.
Asıl soru, kendi karmanızı gerçekleştiren türde bir adam mısınız?
A pergunta é : É um homem que faz o seu próprio carma?
Tess, doğru adamı yakalamadığımızı duyunca Vincent yardım edecektir.
Tess, o Vincent ajudará quando souber que não apanhámos o tipo.
Adamımız bu mu?
É ele o nosso homem?
Bir dakika, yanlış adamı yakaladığımızı mı söylüyorsun?
Estás dizer que apanhámos o tipo errado?
Adamımızı polis merkezine gönderdin mi?
Já mandaste o nosso homem à esquadra da polícia?
Aradığımız adamı ele geçirdik.
- Temos o homem que procurava-mos.
Aradığımız adam hâlâ hayatta ve ben ajanları kimliğini bulmaları için göndereceğim.
O tipo que procuramos ainda está vivo por aí. E, vou fazer com que o meu informador o identifique.
Adamımız yakında burada olur.
O nosso homem deve estar a aparecer.
Sahibini yokladım. Adamımızı tanımadı.
Falei com o dono, ele não reconheceu o nosso homem.
Adamımızın bir adı var.
O informador aparece com o nome de Adam Peer...
Kızımı öldüren adam kanun tarafından cezalandırılmayacak, korunacak.
Não. O homem que assassinou a minha filha não será punido pela lei... será protegido por ela.
Ama İslamabad'da bir adamımız öldü ve neler olduğunu öğrenmem gerek.
Mas um dos nossos morreu em Islamabad, tenho de descobrir o que lá se passou.
- Adamımız nerede?
- Onde está o nosso homem?
Sana aksini söylemedikçe adamımızın uçağa bindiğini varsay.
O nosso homem entrará no avião a não ser que te diga algo em contrário.
Gizemli adamımızın kimliği mevcut.
Consegui identificar o nosso homem misterioso.