English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Akıllı adam

Akıllı adam Çeviri Portekizce

789 parallel translation
Akıllı adam az şey ister.
Homens sábios precisar de pouco.
Akıllı adam sarhoş oldu ve vaktini aptallarla geçiriyor.
O homem sábio embebeda-se para passar o tempo com patetas.
Akıllı adam. Almanlar Manfred ve Jonson'ı dün akşam vuruyorlar bugünse arkadaş onlarla iş yapıyor.
Os boches mataram o Manfredi e o Jonson ontem á noite, e ele negoceia com eles hoje.
- Akıllı adam.
- Um tipo esperto.
Burada o kadar akıllı adam var ki, aptal olduğuma memnunum.
Há aqui muitos espertalhões. Ainda bem que sou parvo.
Akıllı adam dediğin böyle olur.
Esse é um homem sábio.
Akıllı adamın biri, en ihtişamlı tahta bile oturduğumuzda, sonuç olarak kendi kıçımızın üzerine otururuz, demiş.
Um sábio disse que, nos tronos mais exaltados do mundo, só estamos sentados no nosso traseiro.
Akıllı adam mesafeyi korur.
Os sábios mantêm a distância.
Akıllı adam, hiç susmadı ama bütün mersin balığını da yedi!
Comeu todo o esturjão, mas não parou de falar.
Az anlamsız, şimdilik, ama sonra en akıllı adam tarafından bile hayran olunacak.
"Um pouco de absurdo de vez em quando " Sabe bem ao homem mais sensato "
Akıllı adam.
É um homem esperto.
Sadece hayatın kısa olduğuna... ve akıllı adamın en az zarara uğramak için hareket ettiğine dikkat çekiyorum.
E um homem precavido, cobre suas apostas.
Akıllı bir adam.
Será rápido.
Sizin de çoktan fark etmiş olabileceğiniz gibi, mon capitaine ben çok akıllı ve hassas bir adamım.
Como já deve ter descoberto, meu capitão, eu sou um homem inteligente.
Zeki, akıllı, hırslı ve genç bir adam. İşinden nefret ediyor. İnşaat ve Kredi Birliği'nden en az benim kadar nefret ediyor.
Ele é um homem inteligente, esperto e ambicioso, que odeia o seu trabalho, que odeia a Construções Empréstimos, quase tanto como eu.
Çok akıllı olan bu adam, onurlu olabilseydi dürüst bir yaşam sürebilirdi.
Este homem, que é inteligente, podia ter tido a decência de levar uma vida honesta.
Hani şu ismini bizim başkentten alan akıllı küçük adamın da dediği gibi neydi adı şunun bir şey... bilmem kim Berlin.
Não são as palavras que aquele homenzinho esperto escreveu, aquele que roubou o nome dele á nossa capital, aquele... qualquer coisa Berlim?
Bu adam akıllı biri olmalı.
Este homem deve ser bastante esperto.
Akıllı bir adam ol ve çıkıp dışarda biraz temiz hava al.
Seja um tipo simpático e vá apanhar ar.
Eğer bir adam ne yaptığını ya da nereye gittiğini bilmiyorsa, yapması gereken en akıllıca şey, geri dönüp en başından başlamaktır.
Pensei que se um homem não sabe o que faz ou o que quer, o melhor é voltar atrás e começar tudo de novo.
Huxley çok akıllı bir adam.
O Huxley é mesmo esperto.
Dooley, adam akıllı cezasını çekti.
Dooley levou uma surra.
Hayır, tek suçu akıllıca değil ama gerçekten sevmek olan bir adamı öldüremem.
Não, não posso matar um homem cujo o crime é não amar sábiamente, mas demais.
Akıllı bir adam mı, yoksa aptal mı bilmiyorum.
Eu não sei se é muito honesto ou estúpido.
Sizin, hayat hakkında her şeyi bilen çok akıllı bir adam olduğunuzu ve tüm kuralları kalpten öğrendiğinizi biliyoruz.
E achamos que deve ser um senhor muito inteligente que sabe tudo sobre a vida e aprendeu todas as lições profundamente.
Bu adamın gerçekten katil olduğuna akıllı bir gurubu ikna edebilir miyim?
E tenho que convencer um painel de gente inteligente, que este homem é, realmente, um assassino?
Çok akıllıca. Bu Ben-Hur Kudüs'ün en zengin adamı.
Prudente.
Bir adam artık işe yaramadığını anlayacak kadar akıllı olmalı.
Um homem deve sempre saber quando já não presta.
Bir zamanlar tanıdığım adamı aramaya geldim. Akıllı zarif ve kibar adamı, tanrımıza tapan adamı.
Vim em busca do homem que conheci, um homem nobre, gentil e bondoso, o homem que caminhava com Deus.
Hayır ama benim yaşıma gelmiş bir adamın, yeteri kadar akıllı olup soytarılığı bırakarak, daha kalıcı bir ilişki araması gerekir.
Um menino de minha idade teria que sentar a cabeça e procurar uma relação duradoura.
Aramızda bu kadar akıllı bir adamın bulunması müthiş değil mi?
Não é maravilhoso que tenhamos entre nós um homem tão inteligente?
Bu işteki en akıllı adam.
O homem mais esperto no boxe.
Ve biz uyurken akıllı bir adamla deli bir adamı kimse ayırt edemez, öyle değil mi?
Quando se dorme... ninguém sabe distinguir quem é louco de quem não é. - Boa noite, Sr. Barrett.
Akıllı olsana be adam.
Endireita-te, Frank.
Çok akıllı bir adam, değil mi?
Um bom tipo, hein?
Akıllı, becerikli, iyi bir adam ve birçok girişimci yönü var.
Ele é um bom homem, habilidoso, inteligente e com muita iniciativa.
Seni anlamak için akıllı bir adam olmak lazım.
É preciso ser um homem esperto para te entender.
İş arkadaşlarından geçmişini gizleyerek Virgil posta odasındaki ilk adam akıllı işini bulur.
Ocultando o seu passado aos colegas, Virgille começa bem o seu primeiro emprego decente
Adam akıllı, ipiniz, botunuz ve donanımınız yokken hem de.
sem cordas, sem botas apropriadas, sem equipamento?
Akıllı bir adam.
Ele é esperto. Esperto.
Bu adam akıllıdır.
Ele não é só músculos.
Adam sigorta yaptıracak kadar akıllı değilse ben sadece kadere yardım ederim.
Se um tipo não tiver a esperteza de fazer um seguro, eu sou apenas a mão do destino.
Bu işi yapacaksak adam akıllı yapacağız.
Se vamos fazer isto, vamos fazê-lo bem.
Yani, adam akıllıysa, gaydir.
Quero dizer, se são inteligentes, são bichas.
Ölüm akıllı bir adam.
Uma tipa esperta, a morte.
Filmde bir karakter vardı, çok akıllı, uysal evli ve iki çocuklu bir adam.
Conta a história de um homem inteligente, calmo, casado, com dois filhos.
Kendini akıllı mı sanıyorsun? Senden fazla yaşlı olmayabilirim ama senin annenim ve seni adam edeceğim.
Posso não ser muito mais velha que tu... mas sou tua mãe e tenho que fazer algo de ti.
Bu yüzden gidip o adamı gördük. Yani yargıcı. Akıllı ve deneyimli biri.
Foi por isso que decidimos ir falar com esse homem, o juiz, e o deixamos decidir, porque ele é sábio e tem experiência nessas coisas.
Akıllı bir adam gibi davran.
Tenta agir como tal.
Kalede böyle bir adamın bulunmasına izin vermek akıllıca mı, efendimiz?
É o desejo de ter esse homem dentro do castelo, Meu Senhor?
Çünkü, işte burada UFO taraftarları tarafından adam akıllı hazırlanmış,... Güneş'i de içeren seçilmiş 15 yakın yıldızın,... belirli bir gözlem noktasından gözlenebildiği gerçek bir harita var.
Porque aqui está um mapa real, muito propagado pelos entusiastas dos OVNIs, de 15 estrelas próximas seleccionadas, com o Sol incluído, como visto de um estratégico ponto particular no espaço.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]