English phrases | Russian phrases | Turkish phrases
Translate.vc / Türkçe → Portekizce / [ A ] / Anlıyorum ki

Anlıyorum ki Çeviri Portekizce

677 parallel translation
Ama şimdi anlıyorum ki, bana çocuktan bahsederken onu öldürmemi istiyormuş.
Mas agora sei que quando me contou sobre a criança ela quis que eu a matasse.
Şimdi anlıyorum ki bunu yapamıyorum.
Agora vejo que não posso.
Bu endişeli bakıştan anlıyorum ki yakın bir akraba.
E pelo ar preocupado, deve ser um parente chegado.
Şimdi anlıyorum ki... insanın ümit edecek bir şeyi olması lazımmış.
Estou me dando conta de que... é melhor ter algo que lhe dê esperanças de futuro.
Ve anlıyorum ki Sibela'nın dünkü ziyareti beni boşa umutlandırıp... sonra da hayal kırıklığına uğratmak içindi.
A Sibella velo apenas provocar-me, dar-me esperanças só para voltar a arrasá-las.
Milly şimdi anlıyorum ki sen ona aşıksın.
Milly, não entendo. Está apaixonada por ele?
Ben de çok düşündüm ve artık anlıyorum ki biz asla boşanmayacağız.
Estive a pensar e agora sei que nunca nos separaremos.
Anlıyorum ki Kaliforniya çok güzel bir yer.
Sei que a Califórnia é um lugar muito belo.
Anlıyorum ki, etrafında dolaşan şu kolej öğrecilerinden bir hayli vardı, Profesör.
Apercebi-me havia muitos destes meninos da faculdade de volta dela, Professor.
Anlıyorum ki, Don Mason tam da buna benzer bir hücreye kapatıldı.
Sei que o Don Mason, foi condenado a uma cela muito parecida com esta.
Evet, teşekkür ederim. Öyle anlıyorum ki, o halde siz hep burada yaşamıyorsunuz.
Então, não viveu sempre aqui.
Anlıyorum ki, yokluğumda "Bahse Batmış" adlı öyküye dayanan bir oyunu izleyeceksiniz.
Durante a minha ausência, vocês vão ver uma obra baseada na história : "Mergulho na piscina".
Anlıyorum ki, biraz hava için gireceğiz.
Creio que nos espera um pouco de mau tempo.
Şimdi anlıyorum ki, sadece biraz eğlenmek istedi.
Agora entendo que ela só queria ter um pouco de diversão.
Oh, öyle anlıyorum ki.
Oh, entendo sim.
Bay Hitchcock, anlıyorum ki, sizin mesleğiniz televizyon reklamcılığı.
Sr. Hitchcock, eu sei que a sua especialidade, são anúncios de televisão.
Şey, anlıyorum ki, yerel tezgah altında, adaletle polis para cezalarının yarısını alma hakları var, öyle değil mi?
Bem, pelo que eu sei, a Justiça e a polícia têm direito a ficar com metade das multas, não é verdade?
Kuşkusuz, anlıyorum ki, bazılarınız düğmeyi çaviremiyor.
Claro, que entendo que alguns de vocês não conseguem girar o botão.
Şimdi anlıyorum ki, bana yalan söylemiş.
Mas eu sei, agora, que ela me mentiu.
Şimdi anlıyorum ki, sen bir kralın kızı olabilirsin.
Agora vejo que talvez sejas filha de um rei.
Anlıyorum ki... Miguel Ostoss'u siz öldürdünüz.
Digo-lhe directamente, M. Ballon, que foi o senhor que matou Miguel Ostos.
Ama şimdi anlıyorum ki, gerçek sevgiyi kısa, fiziksel ve rast gele ilişkilerde değil, burnunun dibindeki derin ilişkilerde...
Mensagem do autor. Agora vejo que a realização não vem das aventuras breves fsicas, casuais, Mensagem do autor.
Anlıyorum ki göreviniz fiziksel eğitimi gerektiriyor.
Eu reparei que o treino físico também é necessário no seu trabalho.
Anlıyorum ki yarış dışındasın.
Pelo que percebi, está fora da corrida.
Anlıyorum ki, siz bir süre onun kabul memurluğunu yaptınız.
Sei que foi recepcionista dele durante algum tempo.
Anlıyorum ki küçük oyununuz en azından 3000 kazandırmış.
Imagino que apanhaste pelo menos $ 3.000.
Barlarda kavga, halka açık yerlerde ahlaksızlık var... ve gençler de doğru yoldan saptırılıyor, ve şimdi anlıyorum ki bunların tümünün kaynağı burası - o şeylerin hepsi bu sınıftaki pis fikirlerde kök buluyor.
há prostituição nos bares, há indecência em lugares públicos, há corrupção da juventude, e agora vejo que tudo provém daqui - provém destas porcarias que se ensinam nesta aula.
Senatörler, anlıyorum ki bir İmparator daha istemiyorsunuz. Ama öyle anlaşılıyor ki, size bir İmparator verildi.
Senadores, compreendo que não queríeis outro Imperador, mas foi-vos dado um.
Nikahtan beri konuşmadık. Anlıyorum ki, arabuluculuğunuzdan ötürü size borçluyum.
Não consigo falar contigo desde o casamento, que, segundo sei, devo aos teus feitos.
Anlıyorum ki Nero'yla görüşmeyi hiç istemiyorsun!
Bem, Trásilo, fui sábio em negar-lhe o casamento com Livila?
Şimdi anlıyorum ki, aslında Jackie'yi uyarmaya çalışıyordu.
Agora percebo que o grito era um aviso para Jackie.
Şey, Bay Hayward'ı o kadar iyi tanımıyorum, fakat anlıyorum ki, oldukça düşünceli ve nazik biriymiş.
Não conheço muito bem o Sr. Hayward, mas sei que é muito dedicado.
"Şimdi anlıyorum ki, yalan söylemiş."
E soube agora, por ti, que era mentira.
Ve şimdi anlıyorum ki
Agora estamos sós
Anlıyorum. - Burada olmaktan öyle mutluyum ki!
- Como estou feliz por estar aqui!
Beni anlıyorsun, değil mi? Tabii ki anlıyorum.
Compreendes, não é verdade?
İnan ki bana bahşettiğin şerefi anlıyorum.
Sei que és um grande homem, Juanito.
Onun seçilmesini anlıyorum, ama benim elimden ne gelir ki?
O que é que eu tenho a ver com isto?
- Anlıyorum, ama ne yazık ki...
- Compreendo, mas temo que...
Tabii ki anlıyorum.
Claro que sim.
Anlıyorum. Sorun şu ki, deneylerim bugüne dek oldukça pahalıya patladı.
Eu sei, o problema é que minhas experiências são caras.
Evet, anlıyorum ama sen, dostu olmayan, kimsesiz bir çocuksun, kimin umurunda ki?
Sim, mas és órfã e não tens amigos. Quem vai querer saber?
Bu konudaki endişelerini anlıyorum ama bilmelisin ki bu benim sorumluluğum.
Agradeço sua preocupação de que eu vá... mas saiba que faço por iniciativa própria.
Anlıyorum, Rahibe Ana... ama bu çok acı ki... yarış bir protestan tarafından kazanılacak.
Compreendo. É uma pena que, assim, a corrida seja ganha por um protestante.
Ee, tabi ki, neyi sevdiğini anlıyorum.
Vamos. Bem, posso ver para onde vão as suas simpatias.
Bak, ne hissettiğini anlıyorum, fakat kabul et ki durumumuz kötü değil.
mas tens de admitir que não estamos tão mal aqui fora.
Anlıyorum dans gibi ama yazık ki güç kaybettirir.
Ouvi dizer que se assemelha a uma dança, mas que não tem potência.
Söylemem gerekiyor ki belli çelişkiler vardır. Kesinlikle anlıyorum. Fakat ben bunlarla ilgilenmem.
Sim, entendo o que você quer dizer e que pode haver contradições, porém, ponha-se no meu lugar.
Anlıyorum, tabii ki.
Estou a perceber.
- Tabi ki, anlıyorum.
Está bem.
Tabii ki anlıyorum.
Claro que compreendo.

© 2017 - 2024 Translate.vc | [email protected]