Aşağısı Çeviri Portekizce
5,770 parallel translation
Caddenin aşağısında gördüğüm bir kız gibi geldi.
Parece uma rapariga que vi na rua hoje.
- Solanun aşağısında, solda.
- Ao final do corredor à esquerda.
Yolun aşağısındaki komşulardan birinin küçük bir problemi varmış da.
Um pequeno problema num vizinho nosso no final desta estrada.
Halley, 20 yaşındayken Oxford'dan ayrıldı ve ekvatorun aşağısında Afrika'nın batı kıyısının açıklarında bir ada olan St. Helena'ya yelken açtı.
Halley saiu de Oxford quando tinha 20 anos, e navegou para Sta. Helena, uma ilha abaixo do Equador, ao largo da costa oeste da Africa.
Evet. Yoğurt diyarının aşağısında bir karavanda yaşıyor.
Ela vive numa roulotte em Yogurtland.
Ve nehrin biraz aşağısında bir sel Osage köyünün tamamını yıkıp geçti. Anlaşıldı.
Mesmo abaixo, uma enchente destruiu toda uma aldeia Osage.
Tepenin aşağısına
Descer a colina.
Wi-Fi lazımsa sokağın aşağısındaki kahve dükkanında var.
Se queres Wi-Fi, há um cybercafé ao fundo da rua.
Aşağısı liseli soyunma odası gibi.
Isto aqui parece um balneário de liceu.
Kalp ve akciğerleri etkilemeyecek kadar düşük dozda ve o seviyeden aşağısını uyuşturacak kadar yüksek dozda.
Uma dose que não afecta o coração e os pulmões, mas forte o suficiente... para anestesiar tudo o que fique abaixo.
Sokağın aşağısında çok hoş bir lokanta var et soslu, seversen.
Eles tem pãezinhos com molho especial, se gostares desse tipo de coisas. Nem por isso.
- Aşağısı ne kadar derin?
- Qual é a altura disso? - Sete metros e meio.
Belden aşağısı ise 8. Henry.
Da cintura para baixo, Henrique VIII?
Yolun hemen aşağısında çalıntı bir kamyonet buldum.
Encontrei uma furgoneta roubada neste caminho.
Kaburgasının aşağısından girmiş gibi görünüyor.
Parece que entrou abaixo da caixa torácica.
Ekranın aşağısında, adımızın altında.
Está mesmo ao fundo do ecrã.
Büyük ihtimalle sokağın aşağısında, Brown'dadır.
É muito provável que ele esteja no Brown's, ao fundo da rua.
Reklam yapan biri değilimdir ama konuyu açtığına göre yolun aşağısında kendi yerim var.
Não sou de falar, mas já que puxou o assunto, tenho o meu lugar ali na estrada.
Lisa Nagel'ın boyundan aşağısının nasıl olduğunu biliyor musun?
Por acaso sabes como é Lisa Nagel do pescoço para baixo?
Bu eski sığınaklar bazen 100 kat aşağı iniyor.
os antigos bunkers as vezes vão 100 andares para baixo.
Genelde benim barış toplantılarımın en az 50 kat aşağı inmesini isterim.
Eu normalmente gosto das minhas cimeiras de paz pelo menos 50 andares abaixo.
ödemeler temel aşağı sınırlıdır.
Depois, estabelecemos um mínimo vital de levantamentos.
Kurdu bastırmaya çalışıyorsun, Elena. Ama kurt uzun süre aşağıda kalmaz.
Estás a tentar suprimir o lobo, Elena, e o lobo não ficará suprimido por muito tempo.
Bu derin, acı verici bir yaraydı ve Newton halk karşısında aşağılanmaya bir daha maruz kalmamaya kararlıydı.
Essa ferida foi dolorosa e profunda, e Newton resolveu nunca mais voltar a expor-se àquele tipo de humilhação pública.
S.O.M'a göre % 85 ihtimalle Attuma aşağıda tuzak kurmuş.
O PPS diz que há 85 % de hipóteses que Attuma esteja a planear uma armadilha.
Çok yaklaşıp tekrar aşağıya postalanmış.
- Meu... Chegar tão perto e ser chutado pela escada abaixo.
Bloklarca aşağıdan başlıyor sıra.
A fila percorre todo o quarteirão.
- Bunu aşağılama olarak alıyorum. - Almalısın.
- Vou considerar isso um insulto.
O betonun üzerinde bir kaç saat kaldın mı sıcaklık üç metre aşağıdan sikini kızartmaya çalışıyor.
Se saíres á rua mais tarde, cozinhas no asfalto num instante.
Myrtle, ben uçurumun kenarındayken sen aşağı itmeye mi çalışıyorsun?
Myrtle, estás a tentar descontrolar-me?
- Bu bir aşağılama. Son bir saygısızlık.
Isto é uma humilhação, uma última indignidade.
Pasifik'te aşağı sıçramasına.
- Está a cair no Pacífico.
Fıtığı baştan aşağı yırtmış yine. Her tarafından kan geliyor.
Está totalmente lacerado, o sangue está a sair por todos os lados.
İşte o zaman sırtımdan aşağı doğru inen bir ürperti hissettim.
Foi quando senti um frio na espinha.
Kavga çıkmış. Kızın babası merdivenlerden aşağı itilmiş.
Houve uma discussão e o pai caiu pelas escadas.
CBI'da aldığım paranın yarısını alıyorum, aşağılanma ve güvensizlikle uğraşmamı mı soruyorsan hayır, İçişlerinde çalışmaktan hoşlanmıyorum.
Lidar com desconfiança e desprezo por metade do salário que tinha na CBI? Não, não estou a gostar dos Assuntos Internos.
Elektron, hidrojen atomunun merkezi çekirdeğinin etrafında dalgalı bir şekilde dans eder ve bir yörüngeden diğerine kuantum sıçramaları yapar. Yukarı veya aşağı.
O eletrão dança num anel ondulado à volta do núcleo central de um átomo de hidrogénio e dá saltos quânticos de orbital para orbital, para cima e para baixo.
Tekrar aşağıya sıçraması için de enerji kaybetmesi gerekir.
E tem de perder energia para saltar novamente para baixo.
Ancak, aşağı doğru olan sıçramalara neyin sebep olduğu hakkında hiçbir fikrimiz yok.
Mas não fazemos ideia do que causa os saltos descendentes.
O unvan için aşağılık biri olmalısın tabi eğer o kadar salaksan.
Tu és meu inimigo, não eras se não fosses tão estúpido.
Hatta karides sanayi yapmış bir sürü de gezegeni tahrip etmeye Aşağı kırılma açısından Doğal bariyerler Biz onları korumak zorunda olduğunu, adalar.
Até a indústria do camarão devastou muito o planeta porque destruiu barreiras naturais que protegem as ilhas.
Sürece yok gibi Doğru, aşağı anapara getir Eğer sürece, bir şey yatırım ise O anapara içine basmayın Senin asıl sen-ebil, yüksek kalır Potansiyel sonsuza dek faiz dışı yaşamak.
Desde que não perca o capital, se investir em algo, desde que não toque no capital, e este continuar alto, poderá viver de juros para sempre.
Oğlunu küvette boğduktan sonra onuncu kattan aşağı atlamış.
- Ela afogou o miúdo na banheira e saltou de um prédio de dez andares.
Karısını aşağılıyorsun.
Estás a insultar a esposa dele.
Beni yanlış anlama sakın. Ben... bu aşağılık saldırı için oldukça öfkeliyim aslında, ama...
Não me interpretes mal, estou bastante chateado com este ataque descarado, mas...
Pekala, Jerry, sopayı aşağıdan tutmalısın!
- Jerry, não agarres em cima!
Sonsuza dek sürecek olan bu aşağılık savaşa son verecek sırlar içerdiğine inanıyorum.
Acredito que contém segredos que poderiam acabar com estas guerras mesquinhas para sempre.
Tabii ki, 40'lı yaşlarda, sarışın gibiydi, boyu aşağı yukarı 1.80, sıradan biriydi.
Sim, 40 e muitos anos, cabelo aloirado, talvez 1,80m, aspecto normal.
Köşeye sıkıştırdım, bana saldırdı, boğuştuk, yarı belinden aşağı pencereden sarktı.
Encurralei-o, ele investiu, lutamos, ele afastou-se e atravessou o vidro da janela.
Bunu bir aşağılama olarak algılamış.
Experientes, como ele, dormem.
Bu aşağılama karşısında bir şey yapmalıyım.
Tenho de fazer qualquer coisa por causa deste insulto.
aşağı 398
aşağıya 148
aşağıda 292
aşağılık 128
aşağıdayım 30
aşağı gel 100
aşağı yukarı 125
aşağıda mı 20
aşağılık herifler 58
aşağılık herif 315
aşağıya 148
aşağıda 292
aşağılık 128
aşağıdayım 30
aşağı gel 100
aşağı yukarı 125
aşağıda mı 20
aşağılık herifler 58
aşağılık herif 315
aşağıya in 52
aşağıya inin 25
aşağı geliyorum 28
aşağı gelin 30
aşağıda neler oluyor 25
aşağıda görüşürüz 23
aşağı inin 59
aşağı inelim 20
aşağıya mı 18
aşağıya bakma 20
aşağıya inin 25
aşağı geliyorum 28
aşağı gelin 30
aşağıda neler oluyor 25
aşağıda görüşürüz 23
aşağı inin 59
aşağı inelim 20
aşağıya mı 18
aşağıya bakma 20
aşağıya gel 62
aşağı bakma 30
aşağı in 199
aşağıya bak 22
aşağı iniyor 18
aşağı iniyoruz 27
aşağı mı 17
aşağıdakiler 19
aşağıda kal 30
aşağıdalar 16
aşağı bakma 30
aşağı in 199
aşağıya bak 22
aşağı iniyor 18
aşağı iniyoruz 27
aşağı mı 17
aşağıdakiler 19
aşağıda kal 30
aşağıdalar 16