Aşağıya bak Çeviri Portekizce
274 parallel translation
"Aşağıya bak!"
"Olha para baixo!"
Aşağıya bakın.
Vejam.
Aşağıya bakın!
Olhem, ali em baixo!
Orada, öyle, aşağıya bakıyordum.
Ali estava eu, parado, a olhar para baixo.
Buldozere çıktığında, aşağıya bakıp, dermisin ki, "seni anlamıyorum"?
Quem pisa uma lagarta, não olha para baixo e diz : "Não te entendo."
Şimdi yukarıya bakıyorum, aşağıya bakıyorum.
Agora olho para cima e para baixo.
Yukarıya bakıyorum, aşağıya bakıyorum.
Olho para cima, olho para baixo.
Açık bir mezar ve ben mezar taşında duruyor aşağıya bakıyorum.
A vala está aberta. Estou ao lado da pedra tumular, a olhar para dentro da vala.
Sen aşağıya bak ben de yukarı.
Você revista lá embaixo e eu revistarei cá em cima.
Lütfen aşağıya bak ve bana kuvvet ver!
Por favor, olhe pra baixo e me dê força!
Evlat, aşağıya bakın.
Olha lá para baixo, filho.
Sen aşağıya bak.
Vê em baixo!
Aşağıya bakıp, yeni bir rota belirleyemedim.
Não consegui olhar, mas fazer a nova rota.
Aşağıya bakın.
Olhe ali para baixo.
Aşağıya bak!
Cuidado aí!
Aşağıya bak!
Olha para baixo!
Sinirli Kunduz, aşağıya bak.
Castor Ansioso, olha lá para baixo.
Sen aşağıya bak, ben de yukarıya.
Desce. Eu vou verificar aqui.
- Burada kimse yok. - Blake! Aşağıya bak!
Não está aqui ninguém.
Zamansızlıktan aşağıya bakışımdan bildiklerim. Ani bir görüntüye dayanmaya ani bir çığlığı bastırmaya ani bir kokuya dönüşüyor.
Transformar o que sei da minha contemplação intemporal para resistir a um olhar brusco, a um grito breve, a um cheiro penetrante.
Sonra aşağıya baktım ve Cosmo aşağıda sokakta durmuş pencerelere bakıyordu.
Depois olhei para baixo, e ali em baixo na rua estava o Cosmo a olhar para a janela.
Buna inanmakta zorlanabilirsin... ama biz melekler bazen aşağıya bakıp siz insanları kıskanırız.
Talvez aches difícil de acreditar, mas por vezes, nós os anjos, olhamos para os homens e invejamo-vos.
Aşağıya bak ve oku. "Aç kapa" yazıyor.
Olha para baixo e lê. Diz, "onloff." Desliga e depois é só deslizar.
Keşke şimdi aşağıya bakıp bize görebilse.
Gostava que ela nos pudesse ver a todos.
Bazen aşağıya bakınca başım döner.
Às vezes fico tonta quando olho para baixo...
Aşağıya bakıp bütün insanları görmek ama düşmek yerine yükseklere, daha yükseklere uçmak isterdim.
Olharia para baixo e veria toda a gente, mas em vez de cair, voava, alto e mais alto.
Aşağıya bak.
Olha ali para baixo.
Aşağıya bak, Bart.
Aqui em baixo, Bart.
Aşağıya bak.
Cabeça para baixo.
Aşağıya bak yoksa sıkarım.
Cabeça para baixo antes que a rebente.
Aşağıya bak!
Não achas, Kate? Atenção aí em baixo!
Kate, aşağıya bak. Magnifico!
Olha lá para baixo, Kate.
Bak, Janice göründüğü kadarıyla üstünü değiştirmek için yukarı çıkmıştı. Geceliğini giymişti, bir gürültü işitti, aşağıya indi, ve soyguncuyu hazırlıksız yakaladı.
A Janice deve ter ido lá acima vestir a camisa de noite, ouviu um barulho, desceu e surpreendeu o ladrão.
Ann, bu seferkinde aşağıya bakıyorsun.
Agora vai ficar a olhar para baixo.
Şuradan aşağıya bir bak.
Olhe ali para baixo.
Bak tatlım, aşağıya inmeliyim.
Olha, amor, tenho que ir lá abaixo.
Aşağıya bak!
Olha para baixo.
Bana bak! Ne aşağıya geliyor, ne de seninle konuşuyor, tamam mı?
Ela não vai descer, nem falar consigo!
Bak, aşağıda çevresinde çit olmayan çekici, dev bir dünya var. İki köpeğin macera ve heyecan bulabileceği bir yer. Ya o uzak tepelerin ardında ne gibi harika deneyimler olduğunu kim bilebilir?
Há um mundo enorme adiante sem nenhuma cerca ao redor onde dois cães encontram aventura e emoção, e além das colinas distantes há experiências maravilhosas.
Oh, bak, seni görsün diye hemşireyi içeri alacağım, sen de asansöre bin ve aşağıya in.
Vou chamar a enfermeira, para ela te ver. Desce pelo elevador.
Açıya bakın, aşağı doğru.
Olhem para o ângulo. De cima para baixo.
- Bakın, aşağıya inip,
Vá lá a baixo e diga à...
Aşağıya, şatonun alt tarafına bak.
Olhe ali para baixo, na base do castelo.
- Aşağıya yol bulabilir misin bir bak.
Scotty, encontre uma descida. Não!
Aşağıya inip bir bakın. Onlara dikkat edin.
Vão lá para baixo e e estejam de sobreaviso.
Dinle kızkardeşin aşağıda Grace'e bakıyor Bayan Pinza'ya.
Sua irmã está lá embaixo cuidando de Grace... a senhora Pinza.
* Bak, daha önce imkansızın gerçekleştiğini gördüm * belkide bir kere daha gerçekleşmesi tanrının isteğidir * yanlış bir hatta giden bir tren gibi hissettiğim için * durmanın ya da geri gitmenin imkanı yok * tıpkı bir tepeden aşağı yuvarlanırken hız kazanan
Vejam, eu já vi o impossível acontecer antes... Talvez, que Deus o queira, isso aconteça uma vez mais... Pois eu sinto-me levado por um caminho perigoso...
Bak. Kumlarla yukarıdan aşağıya düştük.
Vês, nós caímos dali juntamente com a areia.
Görünüşe bakılırsa aşağıya kadar uzun bir yolumuz var.
É um longo caminho até lá abaixo.
Tamam. Bak ne diyeceğim, Onlar için aşağıya ineceğim.
Bem, vamos fazer assim :
Siz ikiniz buraya ve üst kata bakın, ben de aşağıya.
vocês dois procurem lá em cima. Eu procuro cá em baixo.
aşağıya bakma 20
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakın 5588
bakin 38
baker 135
bakalım 1238
bakersfield 28
bakar mısınız 174
bakıyorum 163
bakire 33
bakarım 81
bakma 203
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
baktım 85
bakire misin 19
bak sen 266
baksana 1623
bakarız 131
bakacağım 88
bakan 73
bak ne diyeceğim 537
bakar mısın 103
bakmadım 27
bakalım neler olacak 16
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40
bakalım neler olacak 16
bak ne buldum 97
bakın kim gelmiş 88
bakalım ne olacak 31
bak baba 73
bakayım 533
bakmak yok 20
bakire meryem 30
bakın şimdi 40