Bence sakıncası yok Çeviri Portekizce
94 parallel translation
İyice kararana kadar bekle bence sakıncası yok.
Por mim, é como se tudo tivesse às escuras.
Bence sakıncası yok, Michaleen!
Por mim tudo bem, Michaleen!
Bence sakıncası yok.
Por mim, tudo bem.
Bence sakıncası yok.
E, tu que sabes? Pois sim.
Bence sakıncası yok.
Parece-me bem.
Yargıç Benson sizin için bir dilekçe yazar. Bence sakıncası yok.
O Juiz Benson prepara-vos um mandato e eu entrarei em ação.
Tamam, nasıl düşündüğümü bilmek istiyorsanız, bence sakıncası yok, anlatabilirim.
Bem, se querem que eu lhes diga o que sinto sobre isto, por mim não há problema.
Bence sakıncası yok.
Tenho. Até gostaria.
Paranın beşe bölünmesinin bence sakıncası yok.
Podemos discutir em cinco.
Bence sakıncası yok.
Não me incomodaria.
Öyle olsun bence sakıncası yok.
Não são meus amigos.
Bence sakıncası yok.
Não me importo.
Bence sakıncası yok.
Eu não ligo.
- Bence sakıncası yok. - Tavşan.
Ainda bem para mim, meu.
Lütfen. Bence sakıncası yok.
- Por mim tudo bem.
Bence sakıncası yok.
Não vejo qualquer problema.
Bence sakıncası yok. Zordan almandan bana ne?
Tudo bem, quero lá saber se gosta de dar o cu.
Bence sakıncası yok.
Eu cá não me importo.
Bence sakıncası yok İşte sana geleneksel hoşgeldin öpücüğü.
Acho que ele serve. Toma o tradicional beijo de boas-vindas.
Bence sakıncası yok ama diğer müşteriler rahatsız olur.
Não me importo, mas é pelos outros fregueses.
Bence sakıncası yok.
Boa ideia.
Ama gene de... bence sakıncası yok, fikrini değiştirirsen hemen burada hallederiz.
Mas, mesmo assim... não me importava de te dar uma voltinha agora mesmo, se quiseres reconsiderar.
Bana söylemek istemiyorsan bence sakıncası yok.
Se preferires não me contar, não me importo.
Kalabilir, bence sakıncası yok.
- Por mim pode ficar.
Bence sakıncası yok.
Acredita, não me importo.
Bence sakıncası yok.
Tudo bem por mim.
Bir dakika Bay Grover. Halam korumam olmasını istiyorsa bence bir sakıncası yok.
Se a minha tia quer que seja meu guarda-costas por mim não há problema.
Bence hiç sakıncası yok.
Não me importo nada.
Sakat olmanın bence bir sakıncası yok.
Não me faz diferença nenhuma que seja deficiente.
Bence bi sakıncası yok.
Com todo o prazer.
- Yemek ısmarlamanın bence hiç sakıncası yok.
- Não me importei de pagar o almoço.
Bence sakıncası yok, yargıç.
Está bem para mim, juíz.
Yani bence bir sakıncası yok.
Sim. Não faz mal.
Bence bir sakıncası yok Hemşire Ratched, ben... cici bir köpek yavrusu kadar usluyum.
Não me incomoda nada, Enfª Ratched. Estou... meigo como um cachorro.
Bence hiç sakıncası yok.Tam aksine.
Não me importo. Pelo contrário.
Bence paylaşmamızın sakıncası yok. Bence de.
- Não nos importamos de partilhar.
Peg ve ben bu konuyu konuştuk ve bu benim hatam olduğu için, her şeyi benim halletmeme karar verdik. Bütün ayarlamaları benim yapmama izin ver olur mu? Eğer bu seni daha iyi hissettirecekse, bence bir sakıncası yok.
E mesmo que não tivesses tentado comprar-me o relógio, se os 16 anos que estamos juntos não chegam para dizer que te amo, de que serviria um relógio estúpido?
Bence bir sakıncası yok.
Isso não me incomoda.
Bence bir sakıncası yok.
Posso aceitá-lo.
Bence sakıncası yok.
Não deve ter mal.
- Bence hiç sakıncası yok.
- Não vejo mal nisso.
- Bence bunun sakıncası yok. - İyi.
Posso tratar disso.
- Bence hiçbir sakıncası yok.
Claro que concordo.
- Bence bir sakıncası yok.
- Na verdade, não faz mal.
Bence şuanda bu pod'u bırakmanın bir sakıncası yok.
Acho que não faz mal deixarmos este.
Sen bundan hoşlanıyorsan bence sakıncası yok ama ben daha önce hiç böyle bir şey yapmadım.
Foi coisa que nunca me atraiu. Ai não?
Bence hiç sakıncası yok.
Não há nada de mal nisso!
Evet, bence sakıncası yok.
Tudo bem.
Evet, sakıncası yok. Bence bu harika.
Sim, sim, não, Acho óptimo.
Jennifer'ın, mutlu çiftlerin akraba ve arkadaşlarını bu ilk derse getirmelerine izin verdiğini biliyorum. Bence de sakıncası yok.
Pelo que sei, a Jennifer costuma gostar que os amigos e familiares do casal apareçam nesta sessão preliminar, e, como é óbvio, também terei muito gosto nisso desde que a sessão não se torne numa espécie de...
Bence ara sıra birlikte bir film seyretmemizin sakıncası yok.
Bem, eu não... eu não acho que há algo de errado com a gente sair para ver um filme, de vez em quando.
sakıncası yoksa 299
sakıncası yok 67
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
sakıncası yok 67
yoko 23
yokohama 35
yok artık 174
yokum 65
yok ya 124
yoksa 930
yok öyle bir şey 68
yoksa sen 40
yok ol 36
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok mu 410
yoksa ben 17
yok ki 29
yok daha neler 57
yoktur 42
yok birşey 158
yok canım 523
yoksa ne olur 26
yok bişey 18
yok oldu 57
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16
yok bir şey 967
yoktu 131
yoksa ne 75
yok musun 43
yok et 47
yok yahu 26
yoksa seni öldürürüm 37
yoksa o 24
yok etmek 16